Tayyip Bey; mağdur edilen bir ülkenin yetkilisi olarak, ülkemiz adına, diğer ülkelere karşı dış politika alanında konuştuğunda, haktan, adaletten,devletin temelinin adalet olduğundan, adaletin olmaması halinde devletin ayakta durmasının imkansızlığından bahsederek, bazı gerçeklere vurgu yapabiliyor.
Merhamet ve Adalet temalı kısa film ödül töreninde açıklamalarda bulunan Tayyip Bey; "Hz. Ömer "mülkün esası adalettir" diyor. Bazıları bunu mal, mülk anlıyor. Oradaki mülk ifadesi devlettir. Yani devletin esası adalettir. Eğer adalet yoksa o devletin ayakta durması mümkün değildir."
"Bu çarpık düzen eninde sonunda çökecektir. Bugün kendi çıkarları için her türlü haksızlığa göz yumanlar, kendileri de adalete ve merhamete muhtaç hale gelecektir. Biz insanlık böyle bir felakete maruz kalmadan adım atılmasını istiyoruz."
“"Er veya geç bu ülkede 5 ülkenin dışındaki 190 ülkenin temsilini orada sağlayacağız, sağlamamız lazım. Şu anda Suriye'de 5 tane daimi üyenin 1 tanesi "hayır" diyorsa, siz orada adım atamazsınız. Böyle bir adalet olur mu? Kendimizi niye aldatıyoruz?" demiş.
Tayyip Bey, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin daimi beş üyesi olan Dünyadaki beş büyük devlete karşı her zaman karşı çıkar ve “dünya beşten büyüktür” der ya, Tayyip Bey'in bu lafında da, çok büyük gerçeklik payı vardır, bu söze biz de aynen katılıyor ve Tayyip Bey'in bu sözünün altına imzamızı atıyoruz.
Ancak, bizim anlayamadığımız bir şey var.
Çok güzel, çok doğru, gerçekten Dünya beşten büyüktür, fakat bize göre çok önemli bir doğru daha vardır, o doğruya göre, demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de; tek adam olarak, astığı astık, kestiği kestik Türkiyeyi tek başına idare etmeye kalkışan, Anayasal yetki sınırlarını aşan, tarafsızlık ve Anayasaya bağlılık yeminini ihlal eden, Anayasayı rafa kaldıran, parlamenter sistemi ortadan aldırarak fiili bir başkanlık sistemini kurduğunu açıklayan,yürütme,yasama ve yargıyı kendisine bağlayan, Anayasaya göre yetkisi olmadığı halde Başbakana darbe yaparak onu azleden,kuvvetler ayrılığı ilkesini ortadan kaldıran Tayyip Bey'den büyüktür.
Teşbihte hata olmaz, Türkiye Cumhuriyeti Devletini Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine benzetecek olursak, Tayyip Bey'in beğenmediği, hak ve adalete aykırı bularak sürekli eleştirdiği, ağzından bal damlatan, yukarıda belirttiğimiz hak ve adaletten yana konuşmalarına esin kaynağı olan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde; daimi üye statü ve yetkisinde beş üye devlet ile seçilmiş olan on geçici üye devlet mevcut olduğu halde, bugün itibariyle Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ise, yönetimde ve alınacak kararlarda, Tayyip Bey'in dışında söz ve karar sahibi olan beş daimi üye ile seçilmiş on geçici üye, yani on beş kişi dahi yoktur. Türkiye Cumhuriyeti Devletini on beş yıldır tek başına idare eden, istediği her şeyi yapabilen,istediği yasayı tek başına meclisten çıkartabilen Tayyip Bey; Birleşmiş Milletler Teşkilatının Güvenlik Konseyine benzettiğimiz Türkiye Cumhuriyeti Devletinin, tek adam olarak söz, karar ve yetki sahibi tek üyesidir.
Tayyip Bey;on beş üyeli Güvenlik Konseyinin beş daimi üyesini eleştirerek ve bu beş daimi üye'yi kast ederek, Dünya beş'ten büyüktür diyerek, bu haksızlığa karşı, Dünya'ya meydan okuyacağına, öncelikle, Anayasayı ayaklar altına alarak ülkemizde ilan ettiği, kendisinin, illegal ve Anayasa dışı fiili tek adamlığına bakmalıdır.
Biz de diyoruz ki; demokratik ve laik bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti de, tek kişi olan Tayyip Bey'den büyüktür.
Hem de çok, ama çok büyüktür.Bu adaletsizlik de çökmeye mahkumdur.
09/05/2016
Güner YİĞİTBAŞI
İzmir Barosu Üyesi Avukat
Yorum Gönder