Avrupa’ya Vizesiz Seyahat Hakkını 1973’de Almıştık

Avrupa’ya Vizesiz Seyahat Hakkını 1973’de Almıştık
Ankara Anlaşması (1963) ile başlayan Avrupa Birliği-Türkiye ilişkilerinde, kazanılmış haklarımızdan olan vizesiz seyahat konusunda, AB Komisyonu, sığınmacı krizi sayesinde adım attı ve Türk vatandaşlarına yönelik vizelerin kaldırılmasına karar verdi.
Oysa bu hak 1970’ten itibaren Avrupa’nın resmi belgelerinde kayıtlıydı, ama bugüne kadar hep kâğıt üstünde kalmıştı.
Vizesiz seyahat hakkımızın nasıl gasp edildiğini ise TIR şoförü olarak çalışan Mehmet Soysal ve İbrahim Savatlı yaptıkları başvuru ile kamuoyuna hatırlatmıştır.
Almanya bu şoförlere 2002 yılına kadar giriş vizesi verirken, daha sonra başvuruları, İstanbul’daki Alman Konsolosluğu tarafından reddedildi.

Bunun üzerine Türk şoförler, Berlin İdare Mahkemesi’nde dava açtı.
Dava reddedilince konunun taşındığın temyiz mahkemesi, görüş almak üzere Avrupa Adalet Divanı’na başvurdu.
Adalet Divanı ise 19 Şubat 2009’da aldığı kararla Türk şoförlere uygulanan vizenin haksız olduğuna hükmetti.
Adalet Divanı, Ankara Anlaşması’nın öngördüğü ve 1 Ocak 1973’te yürürlüğe giren Katma Protokol’ün 41 maddesinin 1. fıkrası uyarınca, Protokol’ün yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Avrupa Birliği ülkelerine giden Türk vatandaşlarına yeni kısıtlamalar getirilemeyeceğini bildirdi.
Divan, bu anlamda vizenin, sadece yeni bir kısıtlama değil aynı zamanda hukuka aykırı olduğuna da hükmetti.

Avrupa Adalet Divanı’nın 19 Şubat 2009 tarihli kararı, Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında 23 Kasım 1970’de imzalanıp 1 Ocak 1973 tarihinde yürürlüğe giren Katma Protokol’ün “Yerleşme Hakkı, Hizmetler ve Ulaştırma” başlığı taşıyan II. Kısım II. Bölümü’nde yer alan 41. Maddeyi ilgilendirmektedir.
Söz konusu madde, “Akit Taraflar, aralarında, yerleşme hakkı ve hizmetlerin serbest edimine yeni kısıtlamalar koymaktan sakınırlar” demektedir.
Yani Avrupa Adalet Divanı, Katma Protokol’e 1 Ocak 1973’de taraf olan Almanya’nın, Türklere o tarihten sonra getirmiş olduğu vize uygulamasını AB hukukuna aykırı bulmuştur.
Avrupa Birliği hukukuna göre, Avrupa Adalet Divanı kararları bağlayıcıdır ve ulusal hukukun üstündedir.
Karar açıkça, Türk vatandaşlarının 1973’de olduğu gibi Avrupa ülkelerine gitmelerine olanak tanımaktadır.
Karar, AB müktesebatının da ayrılmaz bir parçası haline geldiğinden, tüm üye ülkeler açısından bağlayıcıydı, ama buna günümüze kadar uyan olmadı.
Avrupa Birliği’ne üye olan kimi ülkelere adaylıkları döneminde, müzakereler sürerken tanınan vize kolaylığını da unutmayalım.
Avrupa Birliği Polonya, Macaristan, Letonya, Romanya ve Bulgaristan vatandaşlarına, adaylık sürecinde 3 ayı geçmemek kaydıyla turistik amaçlı ziyaretleri için vize uygulamama kararı almıştı.
Aynı kolaylık, adaylık sürecindeki Sırbistan, Karadağ ve Makedonya vatandaşlarına da tanınmıştır.
Yukarıda sıraladığım ülkelerin AB ile olan ilişkileri, Türkiye’nin 53 yıllık Avrupa süreciyle mukayese bile edilemez,
Bu ülkelerin vatandaşlarına tanınan vize muafiyetine bakıldığında, 1 Ocak 1973’teki Katma Protokol, Aralık 1999’daki adaylık ve Aralık 2004’te başlayan müzakere dönemlerinde verilmesi gereken vizesiz giriş hakkımızın nasıl gasp edildiği görülecektir.
AKP iktidarı ise AB’ye karşı sığınmacı krizini çok iyi kullanmıştır.
Vizesiz seyahat, AKP hanesine başarı olarak kaydedilecektir.
Bunu anlamak için AB Komisyonu’nun kararı öncesi ve sonrası kamuoyunun önemli bir bölümünde oluşan havaya bakmak yeterli olacaktır.

Gürbüz Evren /Gerçekgündem

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget