Yargının bağımsızlığına gölge düşüren, halkımızın; yargının tarafsızlığına ve güvenilirliğine olan inancını yok eden yüksek yargı organlarmızın başkanlarının taraflı ve partili Cumhurbaşkanının siyasi gezilerine katılarak yanında görüntü vermelerine ve onu alkışlamalarına yönelik eleştiriler karşısında, Danıştay ve Sayıştay Başkanlarının sessiz kalmalarına rağmen,Yargıtay Başkanının ise, bu hatalı tutumunu kabul etmediği gibi, bir de kendisini savunmaya kalkışması ve kendilerine yönelik eleştiri ve yorumların devam etmesi halinde yargıya başvuracağını beyanla, bir de zeytinyağı gibi suyun üstüne ve güçlü çıkmaya çalışması, büyük bir aymazlıktır.
Yargıtay Başkanını eleştirenlerden birsi de biziz, bizi izleyen sayın okurlarımızın da bildikleri gibi, bu konuda iki makale yazıp yayınladık ve Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay Başkanlarını en ağır şekilde eleştirdik.
Biz, bu ülkeye hakim ve savcı olarak yirmi beş sene hizmet etmiş ve emekli olduktan sonra da, yirmi yılı aşkın bir süredir İzmir Barosuna kayıtlı Avukat olarak Türk halkına ve yargısına hizmet etmeye devam eden yaklaşık elli yıllık hukukçu ve bir köşe yazarı olarak, kimden gelirse gelsin, sıfatı ve makamı ne olursa olsun, anayasa, yasa ve hukuk dışı her davranışı eleştiririz, bu eleştiriyi yapmak; demokatik bir hakkımız olduğu gibi, aynı zamanda aydın ve hukukçu sorumluluğumuzdan kaynaklı en önemli görevlerimizden en önde gelenidir.
Sayın Yargıtay Başkanı; keşke, yapılan bu çok haklı eleştiri ve yorumlardan ders çıkararak, adına yargı yetkisi kullandığı milletimizden özür dileseydi, haydi özür dilemedi, bari suskun kalsaydı ve zaman içinde sessizce hatasından dönme olgunluğunu gösterebilseydi.
Maalesef bunları yapamadığı gibi, bir de göz dağı vermeye çalıştı ve kendisini eleştirenler hakkında yargıya başvuracağını açıkladı.
Demokrasilerin en büyük özelliği, güzelliği ve erdemi;kişilik haklarına tecavüz etmemek koşuluyla, sıfatı, görevi ve makamı ne olursa olsun, herkesin eleştiriye açık olması ve eleştirilebilmesidir. Hele, hele, eleştirilen o kişi; çok göz önüne çıkmışsa, davranışlarında gerçekten kusurluysa, davranışlarıyla halka örnek ve görevinde tarafsız ve bağımsız olması gereken, yaptığı görev itibariyle halkın hak ve özgürlükleriyle yakından ilgili, yargının en tepe noktasını işgal eden bir kişi ise, kendisine yönelik en ağır eleştirilere dahi tahammül etmek ve özeleştiri yaparak, hatasını kabullenmek zorundadır.
Tayyip Bey; anayasayı rafa kaldırarak sivil bir darbe yaptığını ve bunun üzerine yatacağını sanıyor ve bu sanı ile ülkeyi, anayasayı yok sayarak,keyfine göre ve tek başına fiilen yönetmeye çalışıyorsa da; Yargıtay Başkanı, bir hukukçu olarak çok iyi bilmelidir ki; bu fiili duruma rağmen,Türkiye Cumhuriyeti hukuken, insan hak ve özgürlüklerine ve hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik ve laik bir hukuk devletidir.
Bu nedenle, hem suçlu olan ve hem de güçlü olmaya çalışan Yargıtay Başkanı'na, biz buradan diyoruz ki; Sayın Başkan, hodri meydan.
31.05.2016
Güner YİĞİTBAŞI
Yorum Gönder