Ulus bu egemenliğini yetkili organlar eliyle kullanır ve bu organların Yasama, Yürütme ve Yargı olduğu yine anayasamızın 7, 8 ve 9. Maddelerinde belirtilmiştir…
Mahkemelerin bağımsızlığı belirten Anayasanın 138 maddesi şöyledir…
“Madde 138 - Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.”
Bu kadar açık ve herkes tarafından anlaşılabilir, yargı ile ilgili Anayasanın emredici hükümlerine karşın, ne yazık ki yargı mensupları, son zamanlarda ki uygulamaları nedeniyle kamuoyunda tartışma konusu yapılmakta, yargıya olan güven gün geçtikçe dibe vurmaktadır…
Son örneği, MHP muhaliflerinin Tüzük Kurultayı toplamak üzere yeteri kadar delege imzalarıyla Genel Merkezlerine yaptıkları başvurunun Genel Merkez tarafından kabul edilmemesi sonucunda, devreye sokulan yargının verdiği kararlardır…
Bir mahkeme Kurultayın yapılmasına karar verirken, bir diğeri ihtiyatı tedbir kararı almakta, bir İcra müdürü Kurultayın yapılabileceğini belirtirken, diğeri Adalet bakanlığından görüş isteyerek Kurultayın yapılamayacağını belirtmektedir…
Kamuoyunda bu kadar dalgalanma ve huzursuzluk yaratan konuda, Yargıtay öncelikle Kurultay gününden önce karar vererek sonuca nokta koyması gerekirken, tartışma yaratacak açıklamalarla karar açıklamasının Mayıs ayı içinde yapılacağını söyleyerek düğümlenmiş olaya bir düğüm daha atmaktadır…
32 yıllık hizmetimin 28 yılını fiilen yargı görevinde geçiren ve 77 yaşında olan ben, bu güne kadar bu kadar karmaşık bir yargı sürecine rastlamadım…
12 Mart askeri muhtırası, 12 Eylül askeri darbesi döneminde görevde olan, Sıkıyönetim ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinde 7,5 yıl görev yapan biri olarak diyorum ki, o zor dönemlerde dahi yargı bu gün eleştirildiği kadar eleştirilmemiş ve güven duyulan kurumlar arasında daima ön sıralarda yer almıştır…
Gücünü Anayasadan ve yasalardan alan yargı mensuplarının, en zor koşullarda dahi yargı bağımsızlığını savunmak, başka yerlerden gelen emir ve talimatları elinin tersiyle itmek, yasalara ve vicdanlarına göre karar vermek başlıca görevleri olmalıdır…
Bu tavır hem onların, hem de bağımsız yargının onuru sayılır…
Son dönemlerde sözcük yerinde ise yargı sınıfta kalmıştır…
Benim kuşağım bağımsız yargıdan en az ödün veren kuşak olduğu için içim acıyor…
14.05.2016
Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı
Yorum Gönder