Davutoğlu’nu Kerry ve Merkel Bitirdi - Gürbüz Evren
AKP’nin Meclis grubundaki çok önemli bir isminin daveti üzerine, Çukurambar’daki et restoranında buluşup, döner yedik.
Sohbet sırasında, “Erdoğan, Davutoğlu’ndan neden 20 ayda vazgeçti?” diyerek konuya girdim.
Davutoğlu ile zaten 15 Eylül 2016’da görevi bırakması konusunda önceden yapılmış anlaşma olduğunu hatırlatan AKP’li vekil, “Cumhurbaşkanımızın öne çıkan bir Başbakan istemediğini biliyorsun. Ahmet Hoca, isteyerek yapmasa da, eğitimi, birikimi, yapısı onu sivriltmeye başlamıştı” dedi.
“Önceden yapılmış anlaşma nedir” diye sordum.
Tüm hesapların, Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmasından hemen önce, 2023 yılına göre ayarlandığını söyleyen vekil, bu tarihe kadar AKP’nin iktidarda kalacağına inanıldığı için Başbakanlık görevine sırasıyla gelecek 4 ismin yanı sıra bakanlık yapacak 54 ismin belirlendiğini anlatarak, bunlardan bazılarını sıraladı.
Ama bu hesaplar ve isimler 2019’da yapılacak seçimin sonucuna ya da öncesindeki olası erken seçim, referandum ve diğer gelişmelere göre de değişebilirmiş.
“İsimlerin belirlendiğini, herkes kaderine razıymış gibi söylüyorsunuz” dediğimde, “AKP’de şimdiye kadar tersi oldu mu? Erdoğan, hangi koltukta oturursa otursun liderimizdir. Bu işleyişe karşı çıkan tek tük isimler oldu. Ama onları bugün hatırlayan var mı? Unutulup gittiler” yanıtını alıyorum.
Dayanmayıp, “2023’e kadar iktidarda kalacağınızdan nasıl emin olabiliyorsunuz” diye soruyorum.
“Ana muhalefetin çaresizliğinin ve parçalanmış MHP’nin işimizi kolaylaştırdığı doğrudur, ama AKP’yi büyütecek nedenler çok daha farklı” diyor.
Neymiş onlar dediğim de ise sürpriz sosyal projeler başta olmak üzere birçok konuyu sıralıyor, ama bunları daha sonra yazacağım.
Şimdi gelelim Mart ayında Brüksel’de yapılan Avrupa Birliği Zirvelerine katılan Avrupalı bir diplomatın sözlerine.
Telefonda 1 saat konuştuğum AB Komisyonu’nun önemli isimlerinden olan diplomata göre, Davutoğlu’nun işini bitiren, 2015’te Antalya’daki G 20 Zirvesi’nde ABD Dışişleri Bakanı Kerry ile yaptığı görüşme ve Mart ayındaki Avrupa Birliği Liderler Zirvesi olmuş.
Kerry’nin, Davutoğlu ile Suriye, IŞİD gibi ciddi konuları değerlendirip, Obama’nın ise Erdoğan ile sadece hal hatır sorulan bir görüşme yapması, Davutoğlu’nun gidişini başlatan süreci tetiklemiş.
Avrupalı diplomat, Erdoğan’ın, Sığınmacı Anlaşması’nın ardından Avrupa’dan, başta vizesiz seyahat gibi önemli ödünler alınacağını bildiği ve bunları kendi hanesine yazdırmayı düşündüğü için Brüksel’deki liderler zirvesine katılmakta ısrarcı olduğunu, bunu Komisyon’a ilettiğini söylüyor.
Avrupalı diplomat şöyle devam ediyor; ”Zirvelerde protokol ve katılıp imza atacak isimlerin statüleri önemlidir. Yarı Başkanlık sistemi olan Fransa’yı Cumhurbaşkanı Hollande temsil eder. İngiltere’yi, Hollanda’yı ya da Danimarka’yı kraliçeler değil başbakanlar temsil eder. Türkiye’yi ise Cumhurbaşkanı değil parlamenter sistem nedeniyle başbakan temsil eder. Nitekim Erdoğan da AB zirvelerine yıllarca başbakan sıfatıyla Türkiye’yi temsilen katıldı. Ama statüsünün değiştiğini anlamak istemedi.”
AB Komisyonu üyesi diplomat, Davutoğlu’nun zirvelerde, başta Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Yunanistan Başbakanı Çipras, İngiltere Başbakanı Cameron ve Almanya Başbakanı Merkel olmak üzere Avrupalı liderlerin beğenisini topladığını söylüyor.
Zirve akşamı yemekte yan yana oturan Hollande, Cameron ve Çipras’ın, Merkel’e, “Davutoğlu’nu desteklemek lazım” dediğini, Merkel’in de, haklısınız yanıtını verdiğini söyleyen Avrupalı diplomata göre, bu sözler Erdoğan’a, Brüksel’deki Türk bakanlar tarafından iletilmiş.
Avrupalı diplomat, Brüksel’de Göçmen Anlaşması’nın yapıldığı ve Davutoğlu’nun iyi bir hava yakaladığı günün akşamı Erdoğan’ın Türkiye’de ekranlara çıkıp Avrupa’ya, anlaşmayı bozabilirim anlamına gelen sözler etmesi üzerine, Davutoğlu’nun bittiğini anladıklarını kaydediyor.
Türkiye’ye dönecek olursak, ana muhalefetin yerden yere vurduğu Davutoğlu’na, Başbakanlık’tan alınınca sahip çıkarak politika yapması, bırakın inandırıcılığı tek kelime ile gülünçtü.
Gerçek şu ki, Erdoğan icraatlarıyla, kendisine inanmayacağını bildiği bizim gibilere değil denetimi altında tutmaya çalıştığı yüzde 50 civarındaki kitleye mesaj veriyor.
Teoride CHP’ye oy vermesi gereken yoksul, dar gelirli halk yığınlarının yaşadığı bölgelerde, Davutoğlu’nun görevden alınması, “CHP’de, MHP’de kavgalar, karışıklıklar olurken, AKP’de başbakan sakince değiştiriyorlar” değerlendirmesiyle beğeni topluyor.
Tekrarlıyorum, AKP'Yİ EN GEÇ 1 YIL İÇİNDE YÜZDE 35'İN ALTINA İNDİRECEK 5 ZAYIF NOKTASI VAR.
CHP’yi yöneten kadro bu 5 zayıf noktayı hala görebilmiş değil.
Tepeden başlamak üzere Parti yönetiminden, “Gürbüz Bey, şu 5 zayıf noktayı yazıp gönderin” diyen mesajlar aldıkça tuhaf duygulara kapılıyorum.
Gürbüz Evren /Gerçekgündem
Yorum Gönder