Sözcü yazarı Necati Doğru,nun 2 Mart 2012 yazısı :
Dün yazmıştım. Bugün de takip ediyorum: Adana Kozan’da bir HES projesi olarak kurulan Gökdere Köprü Barajı, kapağından patladı. 10 işçi boğularak öldü. Bir hafta geçti. Sadece iki işçinin ölü bedeni bulundu.
Analar ağlıyor.
Babalar figan içinde.
Bu barajın yaptıranı (sahibi yani işvereni) Sabancı Holding’in şirketi EnerjiSa’dır. Sebep; yapım hatası, dikkatsizlik, denetimsizlik, çevre güveni ve insan canını düşünmeden erken kara geçme arzusu her neyse, 10 işçinin boğulmasının hesabı barajı yaptırana kesilmelidir.
Barajı yapan kim?
Ben yazımın takibini “barajın inşaatını yapmayı üstelenen iki şirketten biri olan Cengiz İnşaat’dan” yapacağım.
Kirli bir sayfadır.
Ve iktidar sorumludur.
Başbakan’ın da desteği vardır.
Xxx
İzleyin:
Kısaltılmış adı “Eti-Alüminyum” olan Seydişehir Alüminyum Fabrikaları devletindi. Bölgenin boksit maden yatakları üzerinde halkın birikimiyle kurulmuştu.
Boksit rezervleri onundu.
DPT rezervlerin değerini belirlemişti.
1.5 milyar dolar diye kayıtlanmıştı.
Oymapınar Barajı da onundu.
Barajın değeri 1 milyar dolardı.
Fabrika binaları.
400 civarında lojmanları vardı.
Bunların değeri 1 milyar dolardı.
Eti- Alminyum’un limanı da vardı.
Antalya Limanı da onundu.
Limanda arsalara sahipti.
Değeri 500 milyon dolardı.
Yukardan aşağıya topladığınız zaman 4 milyar dolar değerde olan Seydişehir Alümünyum fabrikaları; barajı, limanı, lojmanları, arsaları, boksit maden rezervleriyle sadece 305 milyon dolara “kapalı zarf usülüyle” özelleştirilerek Adana’daki HES barajını, daha su toplarken patlatıp 10 işçinin ölümüne sebap olan bu Cengiz İnşaat’a (CE-KA) verildi.
Xxx
Bu satış “kirli görünüyor ve hile kokuyor” diye düşündükleri için Kamu İşletmeciliği Geliştirme Merkezi Vakfı, Metalürji Mühendisleri Odası, işçilerin örgütü Tes-İş Sendikası ve Konya Milletvekili Atilla Kart, (CHP) Danıştay’da dava açtılar.
Dava uzun sürdü.
Sonunda karar çıktı.
Karar: “Eti-Alümünyumun bu şartlarda özele satılması kamu yararına değildir” diye çıktı. Devlet (Özelleştirme İdaresi), adaletin isteğini yapmak zorundaydı ama CE-KA grubuna ait hisseler; hepsinin soyadı “Cengiz” olan Mehmet, Ahmet, Ekrem, Şeref, Asım ve Kazım Cengiz adlı kişilerin kurduğu bir şirkete devredilmişti.
Danışıklı, hileli bir devir.
Devlet malı devletten kaçırılıyordu.
Özelleştirme İdaresi, “Bu devir danışıklıdır” diye dava açtı. Bekledi, dava sürerken, hiçbir gerekçe göstermeden “davasından” vazgeçti. 6 yıldır 4 milyar dolar değerindeki bu devlet malı (halkın malı) Danıştay’ın “satış kamu yararına olmamıştır” kararına rağmen bu firmadan alınmıyor. İyi mi?
(uyan borusu)
Tayyip zengini 4 kayıp işadamı Meclise soru önergesi oldu!
Bugün 17’ci gün de doluyor. Kamu İhale Kurumu’nda yöneticilere ve raportörlere rüşvetler vererek; “devlet ihalelerini adrese teslim hale getirdikleri” iddiasıyla Savcı’nın ifade vermeye çağırdığı 4 işadamı hala kayıp. Bunlar Tayyip Erdoğan dönemi zengin işadamları. Gizleniyorlar. Dün CHP Milletvekili Atilla Kart da Başbakan’ın cevaplaması isteğiyle Meclis’e bir soru önergesi verdi.Şu soruları sordu: (1)-İsimleri gizlenen 4 işadamı kimlerdir? (2)-Yolsuzluk iddiaları hangi ihalelerle ilgilidir? (3)- Bu ihalelerin toplam bedeli nedir? (4)- Bu yolsuzluk iddialarını tahkik için Başbakanlık Teftiş Kurulu’nu bugüne kadar neden devreye sokmadınız?
Yorum Gönder