Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, nın 3Mart 2012 yazısı :
Rüzgâr Gülleri
Gazeteci olarak gündemi yakalamak zorlaştı... Bir konu tartışılırken, bir başka olay patlıyor...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında 28 Şubat darbesini yerden yere vurup o süreci “cadı avına” benzetirken aynı gün 28 Şubat’ın “devletin hafızası”ndan silindiğini bilmiyor muydu?
Elbet biliyordu!
Türkiye gerçekten askeri darbeler nedeniyle büyük acılar yaşadı, yoksullaştı...
Bir başka deyişle Türkiye gelişmiş demokratik ülkeler tarafından dışlandı, umutsuzluk vadisine sürüklendi.
Şimdilerde “Darbecilerden hesap sorulacak” dense bile ben buna inanmıyorum.
***
Bakın 28 Şubat sürecinde 40 gazeteciye Tümgeneral Erol Özkasnak, Orgeneral Çevik Bir’in buyruğuyla “askerlere verdiği destek” nedeniyle “teşekkür mektubu” yazdı.
O listeye baktığımda, 28 Şubatçıların gözdesi olan gazetecilerin pek çoğu bugün AKP iktidarının yalakalığını yaptıkları gibi, yandaş, candaş, dindaş TV’lerde “mangır” karşılığı program yapıyorlar...
Bazıları, demokrat ve liberal kimliklerini hâlâ koruyor, candaşlık, yandaşlık yapmıyor, gerdan kıvırmıyor.
Adam gibi gazetecilik yapıyor!
Bana gelince...
Hiçbir siyasal iktidarın (CHP, SHP, DSP dahil) yandaşlığını yapmadım, askeri darbelere, darbe severlere alkış tutmadım.
İdeolojimden sapmadım...
O nedenle bildiğim yolda yürürüm, gerdan kırmam, eğilip bükülmem, yönümü değiştirip rüzgâr gülü olmam.
Sözde değil özde yurtseverim, İlhan Selçuk’un deyişiyle kaba milliyetçilikten nefret ederim...
***
Canlarıyla ve kanlarıyla bağımsızlık savaşını veren, cumhuriyetimizi kuran Mustafa Kemal ve arkadaşlarına söz söyletmem...
Laikliği savunurum...
Demokrasi laiklik temelinde yükselir ve gelişir...
Demokrasi olmadan laiklik olur ama laiklik olmadan demokrasi olmaz...
Şeriat düzenini değil demokrasiyi ve hukuk devletini savunurum!
Olaylara sermaye-emek penceresinden bakar, din, dil, ırk, mezhep ayrımcılığı yapmam!
Bakıyorum Başbakan 28 Şubat’ı yerden yere vuruyor, yandaşlar, candaşlar, rüzgâr gülleri kalem oynatıyor, televizyon ekranlarında ahkâm kesiyor:
“28 Şubat özgürlükleri yok etti!”
Aklınız neredeydi o zaman? Teşekkür mektubu alırken...
Hepsi darbelere karşı!
Hele hele 28 Şubat’a alkış tutanlar var ya, onlar en hızlı demokrat kesilenler.
Gözlerimi faltaşı gibi açıp izlerken, bazen gülüyorum, bazen isyan ediyorum...
Haksız mıyım?
***
AKP iktidarına gelince...
Gelin görün ki, 28 Şubat’ın yıldönümünde hükümet, Milli Güvenlik Kurulu’nun internet sitesinde bulunan arşivi (1974-2002) siliyor.
MGK arşivi bugün için AKP’nin iktidara geldiği günden başlıyor.
Şimdi şunu diyebilirsiniz:
“Fena mı oldu yani?.. 27 Nisan e-muhtırası da Genelkurmay sitesinden kaldırılmıştı...”
Bence kötü oldu...
Biz neden toplum olarak yakın tarihimizle yüzleşmekten çekiniyor ya da korkuyoruz?
Devletin hafızasını sıfırlamak Türkiye’de bir gelenek... Sabahattin Ali’nin ölümünü, Dersim’i, Madımak’ı, Susurluk’u vb devletin hafızasından silen bir yapı var Türkiye’de.
Tıpkı ahtapotun kolları gibi devleti kuşatmış... Bir görünüp bir kayboluyor...
Yazımı yazarken sesini duyar gibi oluyorum:
“Her şey vatan için!”
***
Susurluk Raporu’nun en önemli bölümünü kapatanlar, Uğur Mumcu ve Dink cinayetinin üstünü örtenler, cinayetlerin arkasında kimi zaman “kestane örgütü” bulanlar... Kimi zaman “Örgüt var, kanıt yok” diyenler...
Hopa’da HES eyleminde biber gazıyla yaşamını yitiren Metin Lokumcu için “Eceliyle öldü” diyenler...
Parasız eğitim istedikleri için zindanları boylayan gençler, çevreciler, Balbay, Tuncay, Soner, Deniz, Barış, Nedim ve Ahmet bu ülkede “cinayet sanığı” gibi yargılanmıyor mu?
Dink cinayetini bildikleri halde önlem almayan jandarma komutanı ve kimi subaylar ise “görevi kötüye kullanmaktan” tutuksuz yargılanıp üç-beş ay cezaya çarptırılmıyor mu?
Şimdi 28 Şubat için ahkâm kesenlere soruyorum:
“Bu mudur demokrasi, bu mudur özgürlük, bu mudur hukuk, bu mudur adalet, bu mudur vicdan?”
***
Yazımı şöyle sonlandırayım:
28 Şubat 1997’nin ardından Fethullah Gülen, Erbakan Hoca’ya “çekil” diye seslenmiş, 8 yıllık kesintisiz eğitimi desteklemişti.
28 Şubat’ın “mağdurları”, TV tartışmalarında, Fethullah Gülen’in “askerler sivillerden daha demokrat” sözlerini nedense anımsamıyorlar...
Yorum Gönder