Cumhuriyet yazarı Cüneyt Arcayürek, in 2 Mart 2012 yazısı :
RTE demokrasisi hemen her gün masum ve mağdur insanlar üretiyor.
Son gün iki mağdur ve masum insan aramıza karıştı.
İlk mağdur ve de masum başı örtülü Merve Kavakçı. Başbakan Bülent Ecevit’in, Meclis kürsüsünden, “Bu kadın derhal dışarı çıksın” çağrısı üzerine apar topar genel kurul salonunu terk eden ve soluğu Amerika’da alan Merve Kavakçı!
Devir, RTE demokrasisi devri.
Mağdur ve masum olduğu için milletvekili özlük haklarından yararlanması, Meclis’ten kovulduğundan bu yana alamadığı maaşlarının iadesi için harekete geçilen, -kafadarı Nazlı Ilıcak’ın sıra arkadaşı- Merve’ciğe milletvekilliği hakları tanınacak ve de demokrasimiz…
… ABD’nin yararlarına hizmet edeceğini, ABD’ye ihanet etmeyeceğini içeren vatandaşlık andı içtiği için Türk vatandaşlığından çıkarılan… ne ki ABD vatandaşı, ama Türkiye Cumhuriyeti milletvekiline kavuşmuş olacak!
***
Medyada, zaman ve zemine uyarak değişen ve dönüşen tiplerin önde gideni, yapıtlarıyla ününe ün katan bir “anchorman”, 28 Şubat’ın irdelendiği bir programda CHP’liliği ile tanınan ünlü bir sanat adamını; “Siz Meclis’te türbanlı bir kadın milletvekili olmasına karşı mısınız?” diye sorgulamaya kalkıştı.
RTE demokrasisine özgü medyatik yalakalığın dik âlâsı bu davranışlara uyularak, Meclis’te türbanlı, baştan aşağı kapalı kadın milletvekillerinin bulunmasına yeşil ışık yakılırsa…
…genel kurulda ellerinde 99’luk tespih, takkeli, cüppeli erkek milletvekillerinin oturmasına karşı çıkabilir miyiz?
***
Masum ve mağdur tanımı öylesine dal budak saldı.
Millet Meclisi kürsüsünde Yunan ordusunu halife ordusuna benzeten, Kuvayı Milliyecilere “haydut” diyeni, elinde Kuran’ı, ağzında ulusal savaş karşıtı salyalar, başı sarıklı bir hoca bile “mazlum ve masum bir Müslüman” diye övülüyor.
Kin torbası Meclis’e taşındı bir kere.
Atatürk’e hakaret edecekler, vesile arıyorlar. Üç buçuk kitap okumuşlar. Ulusal Meclis’in kürsüsünden, cumhuriyetin bütün değerlerine ve ulusal savaşın, bağımsızlığın önderi Atatürk’e de her fırsatta saldırıyorlar.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’nin, “terörist kontenjanından” Meclis’e gelen milletvekili dediği kişi bir örnek.
Ulus kürsüsünden, ulusal savaş verenlerden haydut diye söz eden, “Kemalizm diktatörlüğünün katlettiği on binlerce insandan sadece biridir” diye övdüğü başı sarıklı hocayı savunuyor.
Binlerce masum insanı öldüren, öldürmeye devam eden terörist şebekesine bağımsızlık için savaşan gerilla diyenlerin, ihaneti sabit olduğu için 1926’da idam edilen İskilipli Atıf Hoca’ya sahip çıkmasını, elbette olağan karşılamalı.
RTE nasıl ki uluslararası demokratik kurallara sığınarak ülkede zorbalığa, baskıya, şiddete dayalı bir dünya, kendine özgü yargı ve medya yarattı ise…
…barış ve demokrasi perdesi altında kimileri de ulusal bütünlüğe ve değerlere ihanetin bütün öğelerini kullanıyorlar.
***
İkiyüzlülük; masum ve mağdur maskesi altında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki koltukları ve kürsüyü işgal etti…
Ulusal değerlere saldıran yoldaşı tepkiyle karşılaşınca, içlerinde kâğıttan kaplan biri, kürsüye fırlıyor.
“Burada her şey konuşulacak” diye ulusal bilinen her şeye saldıranları savunan, hukuksal her değere saldıracaklarını ilan eden bir konuşma yaparak bu yargıyı kanıtlıyor.
Biri hain İskilipli Hoca’yı, diğeri başı türbanlı Merve’yi masumluğun ve mağdurluğun simgesi diye anıtlaştıracak iki heykel ne zaman ısmarlanacak acaba?
RTE demokrasisinde yaşama geçen; bu yozlaşmadan, ulusal bütünlüğe ve değerlere saldırıdan, bu ikiyüzlülükten ne zaman arınacağız?
Arınabilecek miyiz?
Yorum Gönder