Güneş yazarı Rıza Zelyut,un 26 Mart 2012 köşe yazısı:
Kürt sorunu değil Kürtçülük sorunu
- Güneydoğu'da 1978'de başlatılan, bugün büyük şehirlere de taşınan terör olayına 'Kürt sorunu' demek sosyolojik, siyasal ve tarihsel açıdan yanlıştır.
Terör ile Kürt arasında parallellik kuran bu tehlikeli değerlendirme; PKK'nın tam da istediği bir şeydir. Bu yaklaşım; Türkiye'de bilinçaltında Kürt karşıtlığını oluşturmakta ve bazı Kürt kökenli yurttaşlarımızı o tarafa itmektedir. Özellikle siyasetçilerimizin bu terimi kullanmamaları gerekir.
- Seçim sonuçları, Kürt kökenli yurttaşlarımızın çoğunun PKK ideologları ve onların siyasal uzantıları gibi düşünmediğini göstermektedir. PKK ideolojisine destek vermeyenleri de sorun gibi gösteren Kürt sorunu sözü; bu kesime büyük haksızlıktır.
- 19. Yüzyıl'da din adamı kılıklı derebeylerinin başlattığı ayaklanmalar; Kurtuluş Savaşı sürecinde Kürt milliyetçisi bir kimliğe büründürüldü. Bunu yapan Kürtçüler; bir Kürdistan kurmanın mücadelesini yürüttüler. 1. Dünya Savaşı başladığında Şeyh Sait Ruslarla işbirliği yapıp (Bakınız: Rus Kürdolog Minorski, Kürtler adlı kitabı) Osmanlı ordusunu arkadan vurmuştu
Dersim bölgesindeki Kürtçüler de Ruslar ve Ermenilerle birlikte Osmanlı askerine karşı mücadele ettiler. (Bak: Nuri Dersimi; Dersim Tarihi). Bu zihniyet 1920-21'de Sivas'ın doğusunda (Koç Kırı) Ankara hükümetine karşı ayaklanma başlattı. Peşinden Kürtçülerin örgütlediği Şeyh Sait isyanı, Ağrı ayaklanmaları, Dersim isyanları geldi.
- Zaten İngiltere ve Fransa 10 Ağustos 1920'de Osmanlı Devleti'ne kabul ettirdiği Sevr (Sevres) Antlaşması'na Doğu bölgemizde bir Kürdistan devletinin kurulmasını koydurmuştu.
*Kemal Atatürk daha 1922'de savaşın bitiminin hemen ardından İzmit'te gazetecilere verdiği demeçte; İngilizlerin Güneydoğu hattında bir Kürt devleti kurdurmak istediğini ve bu yüzden sınırı Musul'u da içine alacak biçimde çizmek istediğini söylemişti. (Bak: Rıza Zelyut, Dersim İsyanları, s. 149'dan itibaren.)
- PKK'nın kuruluşunda da temel amaç Kürdistan'ı kurmak olarak benimsenmişti. Yani; bu örgütü kuranlar Kürtçü idiler.
TELEVİZYONDAKİ CAHİL SUNUCULAR
- Bu olumsuzluklara karşın Doğu bölgelerimizde Kürtler'in çoğu devletin yanında yer aldı.
Geldiğimiz noktada; bütün Kürt kökenlileri; sanki PKK'nın ve yandaşlarının arkasında imiş gibi gösteren bir yaklaşım egemen oldu.
Haber kanalları da bu işin gönüllü propagandasını yapıyor. Kendisini uzman sanan kimi akademik unvan sahibi de Kürt ile Kürtçü'yü ayırmayı bile bilmeden bu propagandada yer alıyor.
Haber Türk'te, güya CHP'yi ve cumhuriyet dönemini kötülemeye kalkışan bir sunucu, büyük hukukçu Mahmut Esat Bozkurt'u eleştirmeye uğraşırken ona Mehmet Emin Bozkurt diyor; karşısındaki uzman da baş sallıyordu. (İyi ki Esat Mahmut Karakurt demedi...)
AYRILIKÇILIĞI BESLEMEDENPKK terörü; Kürtçü ideolojiden kaynaklandı. PKK'nın ayrıştırıcı tutumuna karşı birleştirici tutum şarttır. Kürtçü/Kürdistancı kesimin tahriklerine karşı da genel kamuoyu sağduyulu davranmalı; işi güvenlik güçlerine bırakmalıdır.
Daha önce defalarca yazdığım gibi: Hükümet, geçmişte işe yaramayan teşvik işini bırakıp bölgeye devlet sektörü olarak ciddi yatırımlarla yeniden girmelidir.
Hükümet; dört-dört-dört oyunu oynamayı bırakmalı; Doğu'da kuvvetli ve özendirici yatılı bölge okulları açmalı; oraya aldığı öğrencileri güzelce donatarak ve ceplerine harçlık koyarak Türkiye'nin büyüklüğünü ve iyiliğini genç yüreklere yerleştirmeli. Onların düzgün giysilerini; cebindeki parasını gören öbür çocuklar da okula koşmalı.
Acaba Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer beni anlayabilecek mi?
Yorum Gönder