Kes Yapıştırın Mucidi Haldun Taner - Ferhan Şensoy

Aydınlık yazarı Ferhan Şensoy,un 12 Mart 2012 köşe yazısı:
Kes Yapıştırın Mucidi Haldun Taner

İnterneti sevmiyorum, vaktimi çalıyor. Onu tıkla diyor, az biraz bekle diyen rüzgar gülü dönüp duruyor, sonra şunu tıkla diyor ve bütün bunları ingilizce söylüyor, ingiliz olmayan biri için akıntıya kürek bir salaklık. Ayrıca bilgi edinmek konusunda gayet sığ. Örneğin Lenin ya da Troçki konusunda bilgi edinmek istiyorsam interneti değil, Attila Tokatlı’nın Sosyalist Kültür Ansiklopedisi’ni tercih ediyorum. Attila ağbiyi tanımak şerefine, onunla muhabbet etmek keyfine nail oldum. Lenin’i hiçbir inter tip onun gibi anlatamaz .
İnternetin dışındayım, interfluğyum! Daktiloyla yazarlığa başladım, bilgisayara geçişim çok zaman aldı. Sonra bundan keyif aldım. Yanlış yazdığını silip düzeltebiliyorsun! Daktiloda yanlış yazılanları, el yazısıyla düzeltip o sayfayı yeniden yazıyorduk. Buna çok dellenen Haldun Taner’in bir keşfi var. Devekuşu Kabare Tiyatrosu’na skeç yazdığım dönemlerde Haldun Taner kimi günler provaya daha önce yazdığı skeçlerin yeniden yazılmışlarıyla gelirdi. Bunlar ortasından, altından, üstünden kesilmiş, arkasından saydambantlanmış sayfalardı. Fotokopiye gönderilip çoğaltılırdı. Kes yapıştır yöntemini Haldun Taner bilgisayarın icadından önce keşfetmişti.
Kes yapıştır yönteminin cezabesine kapılarak kızlarımın da dürtüklemesiyle, doğum günümde bana laptop hediye etmeleri sonucu daktilodan bilgisayara intibak ettim. Ceryan kesilince yazdıklarımın hepsini silen, çünkü ya ceryan kesilirse diye her yazdığın satırı hemen “save” etmen gerektiren özürlü aygıta alışmam kolay olmadı. Ben “save”nin ne olduğunu bilmiyordum. “Save”ce bilmiyorum. Daktiloda “save” yok ki! Laptopumda ilk yazdığım Bodrum İstanbul feribot seferi serüveni eserlerim içinde olmayacak. Yazıp uyumuşum. Sabah kalktım, yazılı hiçbir şey yok bilgisayarda. Sabaha kadar bilgi saymış, yazdığımı kaydetmemiş salak makine! Daktilonun böyle bir orostopolluğu olamaz. Sabah okur yanlışlarını düzeltirsin.
Yeni oyunumuz Nasri Hoca ve Muhalif Eşeği konusunda, tiyatronun genç takımı, internet dünyasında olmamız gerekiyor düşünceleriyle ikna ettiler beni. Olalım, peki, ancak ben bu konudan hiç anlamıyorum. Sen işi bize bırak dediler. Oyundan alıntılar, oyunun ne anlattığı konusunda NASRİ HOCA isimli tvitır hesabından yayına başladılar. Bana her gün takip edenlerimiz şu sayıya ulaştı, gibisinden bilgi veriyorlar. Onların da yardımıyla tvitır’a cumburlop giriş yaptım. Ordan oraya tıkıntı sonucu kendi adıma açılmış mükerrer tvitır hesabıyla karşılaştım!
İsmimi bitişik yazan, isim soyisim arasına aralık koyan ve onları izleyen binlerce insan, korsan F.Ş.’leri ben sanarak dert yanıyor, hesap soruyor, sevgisini, saygısını, küfrünü belirtiyor. Bundan rastlantısal olarak haberdar oluyorum.
Tvitır’da bu korsanlardan ayrışmak için adını “Ferhan_Şensoy” biçiminde yazmak zorunda kalan kızımdan başka çakma FŞ’lerle ilgim yok! Kızımın tvitleri de beni ilgilendirmiyor, o onun bağımsız alanı!
Ve fakat bu ne muhteşem rezilliktir, isteyen organın keyfine istediğinin adına tvitır hesabı açabilir mi?
Her şeyi denetleyen ileri demokrat iktidar bu konuda ne düşünüyor? Örneğin ben yarın RTE diye bir tvitır hesabı açıp onun adına aklıma geleni yazabilir miyim?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget