Cumhuriyet yazarı Kürşat Başar, ın 8 Mart 2012 köşe yazısı:
Kıbrıs İl mi Olacak?
Yıllardan beri sürüp giden Kıbrıs müzakereleri hem taraflar için hem de aslında tüm dünya için alışılmış bir “çözümsüzlük” sürecidir.
Avrupa Birliği’nin Kıbrıs’ta gördüğü tek çözüm, “iki toplumun birleşmesi”...
Ama görüşmeler uzadıkça uzuyor ve bir türlü sonuç çıkmıyor.
Ben de başından beri, neden birbiriyle tarih boyunca anlaşamamış iki toplumun ille de bir araya getirilmeye çalışıldığını çözemediğimi yazıyorum.
Başka bir yerde böyle bir zorlama çözüm var mı dünyada?
Rum kesimi yıllardır bir eli yağda bir eli balda yaşıyor. Milli geliri bizim tarafın kaç misli, AB’ye girmiş, keyfi yerinde.
Türk tarafı yıllardır süren ambargo nedeniyle gelişememiş, kendi yağıyla ve Türkiye’nin katkısıyla durumu idare ediyor.
Ama nasıl oluyorsa yine de mağdur olan Rum kesimi.
***
Çözümsüzlüğü Türk tarafı istiyor, özellikle müzakerelerde sorun çıkarıyor diye yıllarca konuşuldu, sonra Annan planı hazırlandı. İnsanların acılar içinde yaşadığı, kitlesel ölümler olan, savaşların devam ettiği yerler için bile Birleşmiş Milletler plan hazırlamazken nedense ille de Kıbrıs için hazırladı.
Türk tarafı plana yine de evet dedi. Ama güya çözüm isteyen Rum tarafı kabul etmedi.
Çünkü çok açık ki zaten gayet iyi durumda olan Rum tarafı, istediği her şeyi ve hatta fazlasını almadan hiçbir çözüme yanaşmayacaktı.
Hükümet önceleri geçmiş politikacıların ve başta Denktaş’ın çözümü tıkadığı tezlerine yakın durdu. En azından bu politikayı değiştirip başka bir yöntem denemeye karar verdi. Ama sonuç Denktaş’ın söylediklerini kanıtlamaktan öteye gidemedi.
***
Geçenlerde Londra gezisinde AB’den sorumlu bakan Egemen Bağış bir açıklama yaptı. Dedi ki: “Çözüm, iki liderin uzlaşması ve toplumlarına kabul ettirdikleri bir birleşme formülüyle olabileceği gibi, iki liderin uzlaşarak ayrılıp, iki ayrı devlet şeklinde ya da KKTC’nin Türkiye’ye bağlanmasıyla da mümkün olabilir...”
Evet bu aslında diplomatik bir dil. Bir biçimde karşıdakilere “Elimde bu koz da var” deme biçimi.
Kıbrıs, Türkiye’nin bir ili mi olacak tartışması başlatacak bir cümle, ama gerçekte “Bizi fazla zorlarsanız bunu da düşünürüz” diyor.
Ama işin gerçeği şu: Biz ne dersek diyelim, onların düşüncesi değişmeyecek. Kıbrıs’ta Türklerin azınlık olarak kalması ve 74’te kazandıklarının hesabının sorulması gerçekleşmeden sorun onlar için çözülmeyecek.
Yorum Gönder