Sözcü yazarı Saygı Öztürk, ün 2 Mart 2012 yazısı :
Eğitimcilerin tartışmasından kaçıracaksınız, konuyu gündeme getirenleri “siz işine bakın” deyip azarlayacaksınız, sonra yapacağınız düzenlemeye “reform” diyeceksiniz. İlköğretim ve Eğitim Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklik imam hatipliler derneğinin hazırladığı bir taslak. İşte, bu AKP grubu teklifi olarak TBMM’ne verildi .
Eğitimle ilgili bir düzenleme yapılıyor ama bu konu eğitim-öğretim dairelerinde, Talim ve Terbiye Kurulu’nda hiç ele bile alınmadı. “Eğitime yazık ediyorlar” diyen bazı bürokratlarla bir araya geldik. İşte onların kaygıları, eleştirileri:
AKP’nin programlarında yok
Eğitim gibi 75 milyonu ilgilendiren bir konuda, bakanlığın, öğretmenlerin, yöneticilerin, sivil toplum örgütlerinin görüşleri alınmadan, bilimsel temellere dayanmadan hazırlanmış katılımcılıktan uzak, despotik bir tekliftir. Bunlar, AKP iktidarlarının hükümet programlarında, seçim beyannamelerinde, 5 yıllık kalkınma planlarında, bakanlık icra planlarında bugüne kadar hiç yer almadı. Teklif, bir imam hatip derneğinin önerisidir.
Eğitimde bütünlük kalkacak
İlköğretim 4’er yıllık iki kademeye ayrılıyor. Türkiye geçmişte eğitimde bu kademeleri yaşadı. İlköğretimi yeniden kademelendirmek, 15 yıldır yapılanları hiçe saymaktır. Kesintisiz eğitimde okullaşma oranı yüzde 98’e ulaşıldı. AKP’nin ‘eğitim reformu’ olarak takdim ettiği ve milyarlarca lira harcanarak yeni yapılan öğretim programlarındaki bütünlük, kademelendirme ile ortadan kalkacak.
11 milyar dolarlık emek boşa gidecek.
Eğitim Fakültelerinin sınıf öğretmenliği bölümlerinden mezun binlerce öğretmen atanmak için sıra beklerken ilköğretim birinci kademesinin 4 yıla çekilmesiyle çok sayıda sınıf öğretmeni fazlalığı ortaya çıkacak.
Avrupa Birliği’nin (AB) mali desteği ile yürütülen Temel Eğitim Programı gibi bir çok ulusal ve uluslararası proje, kampanya sona erecek, özellikle kız öğrencilerin ve diğer grupların eğitim hizmetlerinden faydalanmasında düşüş olacak. Bugüne kadar 11 Milyar Dolar karşılığı Türk Lirası, temel eğitime harcandı. Değişiklikle, yapılan tüm çalışmalar, harcanan paralar, emek boşa gidecek
Engelliye darbe ve yeni sınavlar
İlköğretimdeki kademelendirme 8 yıllık bütünlük içinde yapılan öğretim programlarının bütünlüğünü bozacak, alanlardaki kademeli ve ön şart uygulamasını kaldıracağı için öğrenci başarısı düşecek.
Kademelendirme, engelli çocuklara kaynaştırma yoluyla yapılan, akranları ile beraber eğitim alan engellilerin eğitimine de darbe vuracak. Böyle bir esnek yapı, ikinci kademeye ve ortaöğretime geçişlerde zorunlu olarak merkezi sınavları beraberinde getirecek.
Gizlenen, imam hatip programları
Yapılmak istenen değişiklikle, ilköğretim ikinci kademe okullarının ortaöğretimde hangi programlarla ilişkilendirileceği Bakanlar Kurulu kararına bırakılıyor. Eğitim sistemi bugünden yarına değiştirilecek bir sistem değil. Ortaöğretimdeki bu programların adını, neden İmam Hatip Okulu olarak belirtmiyor da bu isim değişikliği daha sonraya bırakılıyor?
Dünyada böyle uygulama yok
Tasarıda “İlköğretim birinci kademenin sonunda hangi programların açık öğretim ile ilişkilendirileceği ve zorunlu eğitim kapsamına alınacağı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenir” deniliyor. Her şeyden önce yaygın eğitim, örgün eğitimin bir alternatifi değildir.
“Örgün eğitim”, program ve planlarla okul çatısı altında yapılan yüz yüze eğitimi, “yaygın eğitim” ise eğitim sistemi dışında kalmış, okuldan ayrılmış bireylere ihtiyaçları doğrultusunda düzenlenen eğitim faaliyetlerini kapsar. Açık öğretim de yaygın eğitimin bir parçasıdır.
Hiçbir zaman yaygın eğitim örgün eğitimin alternatifi olamaz. Batı ülkelerinde bugüne kadar da böyle bir uygulama yok.
Asıl amaç türban mı?
Eğitimde yeni kademelendirme de son derece sakıncalı. Eğitimde en üst seviyeye gelmiş Finlandiya, Danimarka, Norveç, Japonya, Almanya gibi gelişmiş hiçbir ülkede getirilmek istenen kademelendirme yok. Sadece ABD’de 8+4, 4+4+4, 6+2+4, 6+3+3, 6+6 modelleri uygulanıyor. Örnek alınan 4+4+4 modeli ise ABD eyaletlerinde yüzde 3 oranında. Buradaki asıl amaç bize göre türban.
Eğitimciler, bunları anlattıktan sonra “Açık öğretimde kılık kıyafet yönetmeliği uygulanmadığı için bütün öğretim kurumlarını açık öğretim kurumları haline getirmek için mi? Meselenin arka planı yoksa burada mı yatıyor?” diye soruyor. Teklifin perde arkasında olanlar ve meslek eğitimiyle ilgili gerçekler pazartesi günü bu köşede olacak.
Yorum Gönder