Güven Kötüye Kullanılırsa! - Yakup Kepenek

Cumhuriyet yazarı Yakup Kepenek,in 26 Mart 2012 köşe yazısı:
Güven Kötüye Kullanılırsa!

Toplumsal yapının dokusunu oluşturan ana tellerin en önemlilerinden biri de insanlar arasındaki güven duygusudur. Güven duygusunun altyapısını doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi ahlak değerleri oluşturur.
***
Bilindiği gibi Necmettin Erbakan’ın servetiyle ilgili yargıya da taşınan bir miras kavgası yaşanıyor. Sorun geneldir; önde gelen yorumcuların da vurguladığı gibi sağ kesimde yaygındır; irili ufaklı çok sayıda Erbakan örneği vardır! Bunların pek çoğu eğer konu yargıya taşınmazsa su yüzüne çıkmaz; çıkarılamaz!
Ancak, gerçek miktarı doğal olarak bilinmemekle birlikte, milyarlarca lira olduğu anlaşılan bu servetin kaynağı nedir?
Bu sorunun yanıtı açıktır; insanların, kendi yorumcularının deyimleriyle, inandıkları dava ya da cihat için savaşacağına güvendikleri kişilere gizli-saklı bir biçimde verdikleri...
Oysa servet birikimi, tarafları belli olan ekonomik bir olgudur; servet, esas olarak emeğin sömürüsünden; buna dayalı girişimcilikten ve yaratıcılıktan doğar.
Buradaki servetin kaynağı ekonomik değildir; inancın, daha doğrusu inanan insanların güven duygusunun sömürülmesidir.
***
Sorunun, öncelikle çözümü gereken bir hukuk boyutu vardır; bu servet ilişkileri, günah-sevap, bu dünya-öteki dünya türü anlayışlara bırakılamaz; açık kurallara, kayıtlara, suç ve ceza düzleminde düzenlemelere bağlanmalıdır. Çok önemli olan hukuk ayağına ek olarak, sorun iki boyutludur.
Bunlardan biri ahlak, diğeri de demokratikleşmedir.
İnsanların inançlarına dayalı güven duygularını sömürmek, doğruluk, dürüstlük ve erdem gibi ahlak değerleriyle bağdaşmaz; iyi niyetin kötüye kullanılması, insanların aldatılması söz konusudur; bu da toplumda güven duygusunu tümüyle yok edecek kadar yıkıcıdır.
Konuyu işleyen yazar, yorumcu ve siyasetçilerin, bu önemli noktaya hiç değinmemeleri, bizde bunlar olur anlayışıyla doğal bulmaları, toplumsal ahlak açısından gerçekten korkutucudur.
Konunun demokratikleşme yönü de en az ahlak tarafı kadar yaşamsaldır; çünkü bu tür ilişkiler, tek taraflı teslimiyettir; bu ilişkilerde kişi özgürlüğünden eser yoktur. Alın teriyle biriktirdiğini birilerine karşılıksız teslim eden, özgür düşünebilir mi?
Alın teriyle kazandığı parasını güvenerek teslim eden ve bunun nasıl kullanılacağını hiçbir biçimde sorma hakkı olmayan; sorgulayamayan milyonlar diğer konularda da siyasetçiden hesap sorabilir, verdiği vergilerin nasıl harcandığını da sorgulayabilir mi?!
***
Toplumumuzda hukuksuzluğun, ahlaksızlığın ve baskıların, inancın sömürüsüne dayalı büyük servetlerle giderek daha fazla sarmaş dolaş olduğu ve bunun olağan karşılanabildiği bir süreç yaşanıyor.
Davranış biçimleri ailede, okulda ve kişinin günlük yaşamında kazanılır. Unutulmamalıdır ki bu yapı her gün kendi kendini yeniden üretmekte ve pekişmektedir. Tersine çevrilmesi gereken süreç budur.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget