İmralı’nın pratiği, AKP’nin ampulü!.. - Mehmet Faraç

Öcalan tarihi açıkça söylemiyor ama öyle anlaşılıyor ki, Silvan’da 13 şehit verildiği günlerde, devletin stratejik kurumları İmralı’daydı!..
Yani ateş yüreklere düşerken, yani şiddet sürerken devlet “diyalog” için PKK liderinin karşısındaydı!.. O yüzden Öcalan daha dün şöyle demişti:
“Heyetle en son bir görüşme daha gerçekleştirdik. Böyle kritik ve sıcak bir dönemde bile görüşmenin sürmesi ciddidir, önemlidir.”
Ne kadar vahim değil mi?.. PKK, sıkılan her kurşunun, toprağa düşen her şehidin, devleti biraz daha kendisine yaklaştırdığına inanıyor!..
Örgütün “şiddeti dayatma” politikası bu işte!.. PKK, Öcalan’ın imza aşamasında diye nitelediği “protokol”ün kanla yazılacağını artık daha fazla düşünebiliyor!..
Peki, devlet mi çözüme yaklaşıyor, Öcalan mı?.. Bir tek gerçek var; Öcalan dışarı çıkmak için her şeyi yapıyor!.. Ve bunu her geçen gün daha da yüksek sesle duyurmaya çalışıyor!..
Geçen haftalarda o değil miydi ki “Burada çürütülmeme izin vermem” diyen!..
O değil miydi ki “Asker saldırırsa gerilla misliyle karşılık verir” diye tehditler savuran!..
Silvan’da 13 şehit olayı bu açıklamalardan birkaç gün sonra gerçekleşmedi mi?..
Öcalan daha dün de olduğu gibi ısrarla “Bana rol verin” demiyor muydu?..
SİLAH, ANAHTAR, ROL!..
Peki, hangi rol bu?.. Aynı anda hem iyi hem kötü polisi oynayan Öcalan, hangi önemli rolü istiyor?.. İşte, 13 askerin şehit edildiği ortamda devletin stratejik kurumlarına söyledikleri:
“Benim dışımda kimse silahları bıraktıramaz. Burada görüştüğümüz devlet yetkilileri, onlar da ‘Ancak sen bunu yapabilirisin’ diyorlar. Ben de bu rolden kaçamam. Bunun için Başbakan’a sesleniyorum. Bana rolümü oynamam için gerekli pratik araçların sunulması gerekir.”
Peki, neymiş Öcalan’ın istediği pratik araçlar?.. Yanıt o kadar basit ki İmralı’daki odasının kapısını açacak minik bir anahtar istiyor Öcalan!.. Bakın o talebini nasıl seslendiriyor:
“Önüm açılırsa rolümü oynarım. Bunun kendimi kurtarmakla ilgisi yoktur. İçeride de olsam dışarıda da olsam pratik araçlarımın olması gerekir. Başbakan ‘Bu meseleyi anayasal yöntemlerle çözeceğiz’ derse, 1 haftada hallederiz.”
PARİS, DİYARBAKIR!..
Evet, Öcalan devleti sıkıştırmaya devam ediyor!.. Israrla “pratik araçlar” derken, AKP’nin amblemindeki lambayı anımsatan çok ama çok ince bir sinyalde gönderiyor!.. Yani “Bir ışık yakın” demeye getiriyor!..
Buyurunuz okuyunuz:
“Pratik araçlar elime verilmezse ben nasıl rolümü oynarım? Elimde Alaattin’in Sihirli Lambası ya da sihirli değnek yok ki! Tekrar söylüyorum, rolümü oynamam için koşulların sağlanması gerekir.”
Peki, Erdoğan AKP’nin ampulüyle bir “ışık” yakmazsa, yani Öcalan bir “rol” alamazsa ve “pratik” araçlarına kavuşamazsa ne olur?..
İşte o zaman da kötü polis giriyor devreye!.. Bakınız, Öcalan ısrarla baş “rol“e geçmek istediği senaryosunun kaos planını bir kez daha nasıl yazıyor:
“Silahların susturulması için olanaklar tanınmazsa çatışmalar devam eder... İşte görülüyor Silvan‘daki olaylar… Yarın bunun 10 katı gelişebilir. Şehitlerde de olabilir. Halk toplanıp Paris’te nasıl Bastil zindanına yürüdülerse, Diyarbakır‘da da tutukluların olduğu yere yürürse ne yapacaksınız?..
Öcalan, Silvan olaynın ardında aslında “Her şeyden haberdarım”, “İpler benim elimde” ve “Süreci ben yönetirim” demek istiyor!.. Tek derdi var onun; biri sihirli bir ampulü yakabilse, karanlıktaki anahtarı buluverecek!..
BIKTIRAN KIŞKIRTMA!..
Anlaşılıyor ki Öcalan ne kadar “Barış konseyi kurulsun” derse desin, PKK şiddeti dayatma yönteminden de vazgeçmeyecek!..
Kısacası, Kürt hareketi tıpkı 1990′larda olduğu gibi hızla yeni ve çatışmacı bir sürece doğru sürüklenecek!..
Peki PKK, “eylemsizlik”, “çatışmasızlık” ya da “savunma” sözcüklerinin arkasına daha ne kadar sığınabilecek?..
Şiddet ve “diyalog” ikilemine sıkışan kanlı sorunun kısır döngüsü sürecek; devlet teröriste karşı operasyonlarını yoğunlaştıracak, rejimle adeta kan davasına girişen PKK ise hain saldırılarını devam ettirecek!..
Ta ki, toplumdaki bıkkınlık artık “Ne olursa olsun” dedirtene kadar!..
Öcalan’ın yukarıdaki açıklamalarının son satırı bu yüzden dikkat çekicidir!..Hani şu “Silvan’ın 10 katı gelişebilir” diye süren satırlar!..
DİRENİŞ ÇAĞRILARI!..
Bir tek Öcalan değil, PKK’nın askeri ve siyasi kanatları da Silvan saldırısının ardından ne yazık ki aklıselimi korumak yerine bıkkınlığı tetikleyen sokakları tarif ettiler!.. Yani, şiddet-kan ve kışkırtma- “intifada” stratejisine vurgu yaptılar.
İlk sert açıklamayı PKK’nın askeri kanadı HPG yaptı. İşte önceki gün yapılan şiddet çağrısı:
“Demokratik özerkliği koruyup geliştireceğimize, Kürt halkını kanımızın pahasına savunacağımıza söz veriyoruz. Silvan çatışmasının ardından Kürt halkını hedefleyen saldırıların devam etmesi durumunda, bunları bir misilleme gerekçesi sayacağız.”
Murat Karayılan önderliğindeki KCK ise destekçisi olan tüm kesimlere dün şu çağrıyı yaptı:
“Apocu militanlar, fedailer, yurtseverler ve halkımız, özgürlük mücadelesini başarmak ve önderliğimizle (Öcalan) özgür bir yaşama kavuşmak için tüm gücüyle seferber olacaktır.”
Başta da vurguladığımız gibi Silvan saldırısı, PKK teröründe yeni bir dönemece girildiğini haber veriyor!..
Kaosun kan ateşini körüklediği bu süreç, hiç kuşkusuz ki güzel günleri haber vermiyor!..
Bu yazın çok sıcak geçeceği bir kez daha anlaşılıyor!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget