Düşler ve Gerçekler - Cüneyt Arcayürek

BDP+PKK+DTK bloku Türk halkının sabrını zorluyor.
Düşlerinde Türk topraklarında bağımsız Kürdistan gören siyasetçiler;
organize çağrı olmadan 13 askerimizin şehit olduğu haberini duyar duymaz halkın yurt çapında sergilediği tepkiye...
...siyasal ve toplumsal alanda bugüne dek görmediğimiz, izlemediğimiz; görmeyi izlemeyi özlediğimiz manzaranın oluşmasına önayak olduklarını görebildiler mi acaba?
İlk kez iktidarla muhalefet; TBMM’de ulusal bir davada, ülkenin bütünlüğünü tehdit eden silahlı ve siyasal terörle mücadelede ortak irade açıkladı.
PKK’nin siyasal uzantısı BDP ise son katliamın sorumluluğunu terör örgütünün üzerinden uzaklaştırmak amacıyla; askerlerimizin nasıl şehit olduğunu Meclis’in araştırmasını istedi.
Amaç 13 askerimizin PKK kurşunları, bombaları ile değil, ihmal, dikkatsizlik nedeniyle ormanda yanarak öldüklerini kanıtlamak!
Bu girişimin kanıtı: Genel Başkanları Selahattin Demirtaş’ın üzüntü beyan ederken terör örgütünü suçlayacak tek bir sözcük içermeyen açıklaması!
***
TBMM’de, AKP, CHP ve MHP’nin terörle mücadelede ortak tavır sergileyen, geleceğe umut veren, hatta bu mücadelede hükümete destek içeren bir deklarasyon açıklamaları küçümsenecek bir olay değil.
Ortak metindeki şu satırlar, çoktandır duymayı özlediğimiz ulusal duygulara tercüman oluyor:
Milletin birliğine, ülkemizin bütünlüğüne ve devletimizin tekliğine karşı girişilen siyasi ve silahlı saldırılar neticesiz kalmaya mahkûmdur.
Milli güvenliğin sağlanmasından Yüce Meclisimize karşı sorumlu olan Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin hukuk devleti, demokrasi ilkeleri ve insan haklarına saygı çerçevesinde teröre ve bölücü girişimlerle mücadele için seferber edeceği her adımda yanında olacağız.
Şimdi büyük sorumluluk AKP hükümetine düşüyor.
Aldığı önlemleri niçinini ve nedenini açıklama gereğini duymadan -önceleri olduğu gibi- kimi olası önlemleri onaylayın diye yine muhalefetin önüne koyacak olursa hükümet; deklarasyondaki desteğin hiçbir anlamı kalmayacak.
Terör konusunda bir numaralı sorumlu görünen Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın; Meclis’te, yeni önlemleri görüşmek için muhalefetin kapısını çalacaklarına işaret eden açıklaması umut verici.
***
13 şehit haberi gelir gelmez muhalefetin ağır biçimde iktidarı eleştiren açıklamaları ile daha sonra TBMM’de okunan ortak deklarasyon birbirine ters düşüyor.
Genel başkanların siyasal tartışmalara çanak tutan açıklamaları ile partilerin ikinci adamlarının sağduyulu, olayların gerçek yüzünü yansıtan değerlendirmeleri örtüşmüyor.
Hükümetle tartışmaya tutuşan genel başkanının aksine CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi’nin Silvan saldırısıyla Kürt Meclisi anlamına gelen Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) demokratik özerklik ilanını birlikte irdeleyen söylemleri gerçeği yansıtıyor.
Deklarasyona partisi adına imza atan Hamzaçebi şöyle diyor: Bu (Silvan) olay terör örgütü destekli DTKnin ilan ettiği özerklikle aynı günde meydana gelmiştir. Bu bir tesadüf değildir, bu şekilde planlanmıştır.
Türkiyede bir iç savaş başlatmak isteyenlerin hareketidir.
Amaçları özerk yönetim adı altında giderek federasyona ve bağımsızlığa dönüşecek bir devlet yaratmaktır. DTKnin ilan ettiği özerklik alternatif bir devlet oluşumudur, bunun adımıdır. Bunun hoş görülmesi mümkün değildir.
***
Bu sırada Düşmandan dost olmaz, ayıdan da post özdeyişini kanıtlayan çağrı Mesut Barzani’den geldi: Dört ayrı Kürdistanda (Türkiye, Irak, Suriye, İran) tek bayrak kullanılsın. Ardından Bağımsız Kürdistan kurulsun.
Kandil’de yerleşik PKK’yi temizlemek için Türk askerinin sınır ötesi harekâtına Barzani ve koruyucu meleği ABD karşı çıkıyor.
Şu sıra İstanbul’da bulunan Hillary Clinton’la görüşeceği açıklanan CHP Genel Başkanı’nın; bu hükümetin görevidir, diye düşünmeyerek, ABD Dışişleri Bakanı’na...
...sınır ötesi harekâta artık engel olunmaması gerektiğini söyleyip söylemediğini merak etmez misiniz?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget