1 bavuldan 5 bin yıl hapis çıktı. 325 sanık 5 bin 276 yıla mahkum oldu.
324’ü askerdi.
Tek sivil vardı.
HAVELSAN Genel Müdürü yüksek elektronik mühendisi Ömer Faruk Yarman’nın payına 13 yıl 4 ay hapislik düştü. HAVELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’nın kurduğu bir şirket. Türkiye’yi silah sanayi yönünden geliştirmek, dışa bağımlılıktan kurtarmak için ulusal savunma projeleri geliştiriyor. İşte bu şirketin genel müdürü Ömer Faruk Yarman’ın (şiir de yazıyor, piyano çalıyor) büyük kardeşi nükleer profesörü Prof. Dr. Tolga Yarman, bir süre önce “kardeşimi vuracaklar diye ödüm kopuyor” diye açıklama yapmıştı.
Gazeteci Müyesser Yıldız, “Balyoz Davası” kararı açıklanmadan 1 gün önce Ömer Faruk Yarman’la yaptığı “mektupla söyleşiyi” yayınladı. Soruları mektupla sordu.
Mektupla cevapları aldı.
Müyesser’e teşekkür ediyorum.
Benim okurum da bilsin.
Söyleşiyi özetliyorum:
Xxx
“Ömer Faruk Yarman: “Nazik mektubunuz için teşekkürler…. Sorularınızı elimden geldiğince yanıtlamaya çalışacağım….
Galatasaray Lisesi’ni Fen Kolunda bitirdikten sonra İstanbul Teknik Üniversitesi’nde elektronik okudum… Yüksek lisans için gittiğim Boston'da, MİT’den önce nükleer mühendislikten "Science Master", sonra da nükleer reaktör fiziğinde doktora yaptım… Türkiye’ye döndüm; Anadolu Üniversitesi Elektrik Fakültesi'nde yardımcı doçent oldum… Askeri alanda öğrencilerimizle hızla "yapılmazları yapmaya başladık".
Savaş uçağı karmaşıktı.
Dokunulmaz!
Üstüne elektronik cihazlar takmak -hem de Amerikalılardan habersiz- olacak şey değildi!
Biz yaptık.
Efsaneyi yıkmış olduk.
Xxx
Çok ilerilere gittik!
Savaş Uçakları,
Savaş Gemileri,
Güvenli İletişim,
Atış ve Ateşleme alanlarında Türk beyin gücü ile milli sistemler geliştiriyorduk…. Kıbrıs Barış Harekatı ve peşi sıra gelen ambargolar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Milli Sistem-NATO Sistemleri ayrışmasını göstermiş, farkındalık derinleşmişti. 1986’da Savuma Sanayi Müsteşarlığı kurulmuştu; askeri ve siyasi otorite savuma harcamalarında milli çözümlere kaynak aktarabiliyordu.
Xxx
Göreve başlama tarihim 5 Mart 2003! "Balyoz" davasına konu olan Plan Semineri’nin yapıldığı günlerde! Benim işim başından aşkın. Yaşım 50: profesyonel kariyerimin jübilesi olacaktı HAVELSAN. Hedef koydum: 10 yıl içinde 1 milyar ciro… Avrupa’nın ilk beş bilişim şirketinden biri olmak ve emeklilik!
"Delirmiş!" dediler.
Göremedikleri şu idi: Türkiye’de nitelikli iş gücü ucuz, fırsat az; pırıl pırıl mühendisler kapasite-altı çalışıyorlar. Ankara’da burnumuzun dibi ODTÜ, Hacettepe, Bilkent, AÜ, Başkent... Türkiye’nin en iyi Bilgisayar Mühendisliği bölümleri.
Hocalar, öğrenciler çok iyi!
Yatırımın kilit taşı insan; bir de önüne en iyi ekranı koyarsan bitti!
Strateji üç aşamalıydı:
Büyük askeri bilişim projeleri, sonra sivil bilişim (e-devlet projeleri), sonra ihracat.
Sekiz yıllık hedefler!
Harfiyen tuttu!
Bu süreçler yerine oturdukça sesimiz önce Türkiye’de, sonra Orta Asya, sonra Uzak Asya ve Ortadoğu'da duyuldu. Önce ODTÜ Teknopark'ta, sonra İstanbul Pendik Tersanesi'nde ve Amerika’da şubeler açtık!...
Milyonlarca satır yazılım ürettik.
xxx
Sanırım, "Bilişim Devi Havelsan" serüvenimiz benim de sonumu hazırladı… Kendi ülkemde, böyle bir tezgah kurulabileceğine hiç ihtimal vermedim! Hem de infazın yargısız olarak ve adaletin kılıcıyla yapılacağını. Şirketten iki değersiz sunum çalıp eklemeler yapıp emniyete servis etmiş birileri. Bir de ikinci şahısların hakkımızda siyasi değerlendirmeleri var.
Hepsi deli saçması!”
Yorum Gönder