Pekin-Moskova Ortaklığı - Mehmet Ali Güller
Geçen haftaki Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği APEC zirvesi ABD-Asya çarpışmasına sahne oldu…
Çarpışmayı inceleyeceğiz ama galibi sembolize eden bir ayrıntıyla başlayalım: Rusya’nın doğu ucu Vladivostok’taki APEC toplantılarının son iki gününde, devlet başkanları zirvesi vardı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in ev sahipliğindeki zirveye ABD Başkanı Barrack Obama katılmadı! Obama’yı ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton temsil etti.
Gelelim toplantılara, sonuçlara ve çarpışmaya…
ÇÜZÜM AVRASYA’DA
Büyük Okyanus’a kıyısı olan 21 APEC üyesi ülke liderlerinin gündeminde iki temel sorun vardı: Ticari yatırımın serbestleştirilmesi ve bölgesel ekonominin entegrasyonu.
Zirve sonunda yayımlanan APEC ekonomi liderleri bildirisi, “Pekin-Moskova ortaklığının dünyada ağırlığını artırması” ve “Rusya’nın ekonomik programlarının Asya’ya entegrasyonu” olarak yorumlandı.
Vladimir Putin’in, zirve kapanış konuşmasında Rusya’nın ekonomik ağırlığını Asya’ya kaydırmak için özel bir hamlede bulunmadığını, bu sürecin kendiliğinden geliştiğini vurgulaması önemliydi.
Putin ayrıca “Avro Bölgesi’nde sıfır büyüme ya da resesyon var. Asya-Pasifik bölgesinde ise büyüme oldukça pozitif” diyerek, bu bölgenin “ekonomi, para ve ticaret merkezi” olduğunu belirtiyordu. Hatta Putin daha da ileri gidiyor ve krizdeki Avrupa’ya “çözüm Avrasya’da” mesajı veriyordu.
DOĞU ASYA’DA DEV YATIRIM
Zirvede dile getirilen ve Pekin-Moskova ortaklığını büyüten somut olgular ise şunlardı:
Çin, yatırımlarında ağırlığı ülkenin gelişmemiş iç kesimlerine ve Rusya’nın doğu sınırlarında bulunan Jilin eyaletine kaydırmaya başladığını ilan ediyordu. Pekin hükümeti, bu amaç için bölgenin raylı ulaşımına 800 milyar yuanlık yatırım yapacağını açıklıyordu. Liman yatırımıyla birlikte bu miktar 1 trilyon yuanı aşıyordu.
“Bölgedeki altyapıyı günden güne geliştirerek, gelişimin önünü açıyoruz” diyen Rusya Devlet Başkanı Putin de “Trans-Sibirya ve Baykal-Amur Demiryolu’nu geliştirdiklerini, yeni limanlar ve enerji merkezlerini kurduklarını açıklıyordu.
Moskova, Rusya’dan Çin’e petrol ve doğalgaz taşıyacak “Trans-Sibirya boru hattının” ikinci aşamasının tamamlanmak üzere olduğunun da müjdesini veriyordu.
İKİ PROJE ÇARPIŞTI
APEC Zirvesi’nde iki proje çarpıştı. ABD, “Pasifik Stratejik Ekonomik ve Ortaklık Anlaşması” ile üye ülkelerin vergi duvarını eşit biçimde kaldırmasını istiyordu.
Çin ise “Üye ülkeler arasında gelişme farklılığı ve çeşitliliği dikkate alınmalı. Asya-Pasifik Bölgesi’nde ekonomik entegrasyonun adım adım gerçekleştirilmesinden yanayız.” diyor ve çeşitli ülkelere daha gevşek uygulanabilecek “Bölgesel Kapsamlı Ekonomik ve Ortaklık İlişkiler Anlaşması” istiyordu…
Rusya haliyle Çin’in projesine destek verdi.
HEM EKONOMİK HEM SİYASİ ORTAKLIK
Pekin-Moskova ortaklığı, sadece ekonomik düzlemde değil, siyasi düzlemde de dünyada ağırlığını artırıyor.
Vladimir Putin’in Russia Today televizyonuna yaptığı açıklamada “Çin ile ilişkilerimiz en yüksek seviyede. Siyasi ve ekonomik alanda karşılıklı olarak en güçlü güvene sahibiz” diyerek yeni bir döneme işaret etmesi, Atlantik açısından kaygı yaratıyor.
İki başkentin ortaklığının, Şanghay İşbirliği Örgütü ŞİÖ ve APEC sütunları üzerinden bir merkez yarattığı, bunun da çok kutuplu (merkezli) dünya hedefi için stratejik değerde olduğu, iki ülke basınında önemle dile getiriliyor.
İki ülkenin en somut siyasi ortaklığı ise Atlantik’in Suriye’ye yönelik tehdidine karşı birlikte barikat oluşturmaları ve dış müdahaleye geçit vermemeleridir.
Yorum Gönder