Kapı Gıcırtısı - Kürşat Başar

Bu topraklarda devlet, sanatla, sanatçıyla, kitapla, yazarla bir türlü barışamaz.
Sonuçta toplumun geneli neyse devlete de yansıyan odur.
Geçenlerde aslında tüketim alışkanlıklarıyla ilgili bir araştırmanın sonuçlarını okudum.
Hayatında bir kez opera veya baleye gittiğini “söyleyenler” toplumun yüzde 5’ini oluşturuyormuş.
Gerçekten giden herhalde daha da az.
Yıllarca politikacılar için opera, bale, tiyatro, senfoni bütçe ve kadro konusudur.
Ama bırakın onları, ünlü komedyenlerimiz bile seyirciyi güldürmek için “Mozart’ın kapı gıcırtısı” diye dalga geçmediler mi yıllardır?
Ünlü fıkrayı bilmez misiniz, senfoni orkestrası Bayburt’a gitmiş de konserin sonunda bir gazeteci seyircilere nasıl bulduklarını sormuş. Seyircilerden biri de, “Bayburt Bayburt olalı böyle zulüm görmedi,” diye cevap vermiş.
Herhalde tiyatroların özelleştirilmesi fikrinden sonra sıra onlara da gelecektir. Gelmediyse müzikle muhalefet henüz çok fazla bağdaştırılamadığındandır.
***
Tabii eğer bu sistem daha doğru kullanılabilseydi, tiyatrolar, orkestralar, devlet sanatçıları tüm Türkiye’de daha çok oyun sahneleyip konser verebilseydi, bu sanat dalları yalnızca birilerine hitap eden ama çoğunluğun anlamadığı “elit” zevkler olarak algılanmazdı.
Kişisel olarak her ne kadar devletin bu işlere bulaşmasına karşı olsam da, dünyanın pek çok yerinde özellikle büyük bütçeler gerektiren opera, bale, tiyatro gibi sanatların sürdürülebilmesi için destek şart.
***
Bu destek yazık ki gelişmiş bir burjuvazisi olmayan ülkemizde iş dünyasından gelmiyor.
En büyük şirketlerin toplantılarına bile, gelenler daha çok beğenir diye en uydurma popüler isimler çağırılıyor.
Tek bir şarkıyı bile doğru dürüst söyleyemeyen ünlü bir isme dünyanın parasını veren dev şirketlerimiz, “kaliteli” bir ortam doğsun diye dünya çapında klasik müzisyenlerimize bunun onda birini verirken bin dereden su getiriyor.
Bir yazarın, bir şairin, bir tiyatro oyunundaki repliğin rahatsız ettiği yalnız devleti yönetenler değil.
Kitapla, sanatla kavgamız bitmez.
Uyumlu sanat, uyumlu edebiyat, uyumlu müzik isteyen, duyduğu şarkıdaki bir değişikliğe, yoruma bile tepki gösteren bir toplumun, yeni diye, eskilerin kötü taklidini yapanları her devirde baştacı etmesine şaşırmamak gerekir.
Aslında doğrudur, iyi sanat iyi edebiyat bir anlamda “kapı gırcıtısı”dır. Birilerinin kulağını hep tırmalar, huzurunu kaçırır.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget