Bilin bakalım: Cami yıkan Başbakan'ın yakın arkadaşı kim?

Olay şöyle başlıyor: İstanbul’un Fatih İlçesi, Hasan Halife Mahallesi’inde 16. yüzyıl mimarisi tek revaklı kubbe ve taştan minareli Kapatan-ı Derya Halil Paşa’nın yaptırdığı cami 1929 yılında yıkılır.
Nedense yenilenmez.
Nedense onarılmaz.
Nedense tarihe sahip çıkılmaz.
Caminin 300 metrekare arsası özel mülkiyete geçer ve Halis Toprak’ın Adana’dan İstanbul’a gelip işlerini büyüttüğü yıllarda ona satılır. Halis Toprak buraya “Toprak Han”  diye bir bina yapar. Saray Muhallebicisi’nin sahibi Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Belediye Başkanlığı yaptığı yıllarda (15 yıl önce) bu bina kiralanır ve Saray Muhallebicisi olarak çalışmaya başlar.

Yıllar akar, geçer.
Dükkan iyi iş yapar.
Siyaset rüzgarı keskin eser.
Kimilerinin talihini keser.
Kimilerinin önünü, şansını açar.
Xxx
Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanlığı’ndan İstanbul Anakent Belediye Başkanlığına seçilerek atlamayı başarır. Kiracısı olduğu cami arsası üzerindeki binayı Halis Toprak’tan satın alır. Binanın sahibi olduğu tarihte yani 2005 yılında Büyükşehir Belediye Başkanı’dır ve Belediye Meclisi’ne 1/ 5000 ölçekli bölge plan değişikliği önerisi gelir. Oy birliği kararı ile geçer. Yasaya göre, kararı Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın da (kendisi seyahatteyse yardımcısının)  onaylaması gerekir.
Onaylama olur.
Cami arsası nitelik değiştirir.
Ticari alan arsası oluverir.

Xxx

Görüyorsunuz değil mi?
Kul iradesi, cami arsasına nitelik ve tür değiştirebiliyor. Üstelik bu kul yani Kadir Topbaş, bu değişikliğe oybirliğiyle karar veren Belediye Meclisi’ne “değişiklik önerisini havale eden” kişi de oluyor.
Fakat bir vatandaş çıkıyor.
Askı süresi içinde itiraz ediyor.
Burası 16 yüzyıldan kalma Kaptan-ı Derya Halil Paşa Cami’nin arsasıdır, burası ticari alan yapılamaz diyor. Meclis bu itirazı da görüşüyor ve yeniden “hayır burası ticari alan olacaktır” diye yeniden karar alıyor.
Bu mızrak bu çuvala girer mi?
Girmez diyenler çıkmış olmalı ki, “matbaa yanlığı yapmışız” diyerek karar yeniden görüşülüp, “burası cami arsasıdır” diye düzeltme yapılıyor. Fakat bu cami arsasında 20 yıldır Saray Muhallebicisi müşterilerini kabul etmeye devam ediyor.
Nedense cami onarılmıyor.
Nedense tarihe sahip çıkılmıyor.
Başbakan, siyasi rakibi muhalefet partisi CHP’yi dinle ezmek için sürekli olarak; “bunlar camileri yıktılar, mescitleri sattılar, Sultanahmet Camii’ni bile asker kışlası olarak kullandılar” diyor ya ben de size soruyorum. Yukarıdaki yazıyı okuyun ve bilin bakalım: Camiyi yıkıp muhallebici yapan Başbakanın en yakın arkadaşı kim?

(uyan borusu)

Yabancıya toprak satmak cari açığı kapatır mı?

Tapu ve Kadastro yasalarında yapılan değişiklik Meclis komisyonlarında görüşülüyor. Yabancılara vatan toprağı satışını zorlaştıracak şartların kaldırılması bekleniyor. Yabancı birinin sahip olabileceği toplam arazi 2.5 hektardan 30 hektara çıkartılacak ve 60 hektara kadar çıkartılması yetkisi de Bakanlar Kurulu’na verilecek. Bu satış, “cari açığı kapatmak için” yapılıyorsa; Merkez Bankası Başkanı bize açıklasın. Yabancıya toprak ya da konut satışının cari açığı kapatmasına katkısı olur mu, olmaz mı?

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget