Cumhuriyet yazarı Emre Kongar,ın 3Mart 2012 yazısı :
Yeni CHP: Değişim ve Yarattığı Sorunlar
Sevgili okurlarım, siz bakmayın yeminli CHP karşıtlarının, sandalyesini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya olan CHP’lilerin ve müttefiklerinin oluşturdukları koronun haykırışlarına…
CHP iyiye doğru değişiyor:
Daha demokratik…
Tabanla daha iyi diyalog kuran…
Toplumun bütün kesimlerini, ama özellikle çağdaş, emekçi, demokrat, sosyal demokrat, Atatürkçü, ezilen, horlanan insanları kucaklayan bir anlayışla!
***
Aslında bu büyük bir değişim…
Ve bütün değişimler gibi, sancılı.
Bir anlamda 1960’ların başında İsmet Paşa’nın açıkladığı ve 1970’lerin başında Ecevit’i liderliğe taşıyan “Ortanın Solu” hareketi gibi bir dönüşüm.
Elbette bugünkü CHP, o günkü CHP değil…
Elbette Kılıçdaroğlu da bir Ecevit değil.
O günkü lider Bülent Ecevit’ti…
Bugünkü lider Kemal Kılıçdaroğlu.
İki farklı insan…
İki farklı üslup…
Ama birbirine çok benzer iki süreç:
Lider değişiyor…
Kadrolar değişiyor…
Partinin tüzüğü, programı değişiyor…
Yeni hedefler…
Yeni sloganlar…
Yeni kişiler ortaya çıkıyor.
***
Değişimin getirdiği sorunlar aynı:
Yeni lider yeterince güçlü mü?..
Yeni hedefler, yeni sloganlar topluma mal edilebilecek mi?..
Parti örgütü bunlara ayak uydurabilecek mi?..
Yazılı metinlerde ifade edilen değişiklikler uygulamada hayata geçirilebilecek mi?..
Ve en önemlisi, yeni lider, yeni kadrolar arasında uyumu sağlayabilecek, farklı kesimlerin ve görüşlerin temsil edildiği bir kitle partisinin içindeki değişik enerjileri, bir sinerji yaratacak biçimde kanalize edebilecek mi?
***
Kılıçdaroğlu partinin kapılarını topluma açınca, CHP’nin bünyesine farklı kesimlerden gelen ve hepsi tek başlarına değerli olan pek çok isim katıldı…
Çok da iyi oldu:
Türk ve Kürt kökenliler…
Sünni ve Alevi kökenliler…
Sermaye ve emekçi örgütlerinin temsilcileri…
Katı laikler ve yumuşak laikler…
Sert Atatürkçüler ve hoşgörülü Atatürkçüler…
Orta sağdan gelenler, orta soldan gelenler ve sosyalizmden gelenler…
Demokrasi, insan hakları, hukuk devleti, laiklik ve sosyal devlet çizgisinde buluştular.
“Buluştular” ama birlikte çalışabilecekler mi…
Uyum içinde bir sinerji üretebilecekler mi?
***
CHP, iktidar adayı bir kitle partisidir:
Toplumun ne kadar geniş ve farklı kesimlerini bir araya toplarsa o kadar başarılı olur!
Ama CHP aynı zamanda, parti disiplinine yatkın olmayan, her biri bağımsız ve özgür bir kişilik sahibi entelektüellerin de partisidir…
Bu kadar farklı kesimden ve görüşten gelen insanları bir araya toplamak büyük bir başarıdır…
Hele hele bu insanlar nereye geldiklerini, niçin geldiklerini biliyorlarsa.
Ama aynı insanları uyumlu bir çalışma programı içinde bütünleştirmek, somut projeler etrafında seferber etmek, topluma yönelik hedefler çerçevesinde verimli kılmak çok zor bir iştir!
Kılıçdaroğlu, bu insanları bir araya getiren lider olarak herhalde bu güçlüklerin farkındadır:
“Değişimin gücü”, “değişimin güçlüğü” olarak hem en büyük avantajı, hem de en büyük handikapıdır.
Başarabilirse Türkiye’nin yazgısını etkileyecektir!
Yorum Gönder