İran’ın İleri Demokrasi Seçimleri - Nilgün Cerrahoğlu

Cumhuriyet yazarı Nilgün Cerrahoğlu, nun 3 Mart 2012 yazısı :
İran’ın İleri Demokrasi Seçimleri
Herkesin “ileri demokrasisi” kendine.
İran rejimi de kendi demokrasisini, öyle böyle değil.. yeryüzündeki en ileri demokrasi örneği olarak görüyor.
Batı taklidi değil bir defa.
Dindar nesillerin hamuruyla yoğrulmuş büyük bir İslam demokrasisi...
Öyle olduğu için demokrasilerin en ilerisi sayılıyor...
İran “ileri demokrasisi”, meclis seçimleri için dün sandık başındaydı. Bu satırların yazıldığı saatlerde sonuçlar henüz belli olmamıştı. Ama kimsenin zaten uzun boylu sandıktan çıkacak milletvekillerini merak ettiği de yok. Önemli olan oylamanın dirlik düzenlik içinde yapılması ve sandıktan yüz ağartan yüksek bir katılım oranıyla çıkılması oluyor.
Yüksek katılımlı ‘meşruiyet’ arayışı
Seçmende ilgi yaratmayan bir seçimden “yüksek katılım” beklemek çelişki değil mi?
İran’da buna çelişki gözüyle bakılmıyor.
Rejim son kertede kampanyanın başından son güne dek, en güçlü propaganda olanaklarını, sandıkta halkı yüksek oranda oy kullanmaya yöneltmek adına seferber etti. Hamaney-Ahmedinejad ikilisi bununla, 2009 seçimlerinde uğradıkları ağır kredibilite kaybını telafi etmeyi umuyor.
Hatırlanabileceği gibi 2009’daki hileli Cumhurbaşkanlığı seçimleri ardından yollara dökülen “Yeşil Hareket” isyancıları, İslamcı rejimi Humeyni devriminden beri görülmeyen bir halk hareketiyle sınamıştı. Dini lider Hamaney ile Cumhurbaşkanı Ahmedinejad’ın yakın işbirliği bu isyanı bastırdı.
Bir defa muhalifleri derdest ettikten sonra devlet zirvesinde kavgaya tutuşan iki lider; meclis seçiminde sağlamayı arzu ettikleri “yüksek katılımla” şimdi rejime güvenin sürdüğünü, “milli iradenin” bölünmez bir bütün olarak sağlandığını kanıtlamak istiyor. Özellikle Batı’ya karşı, halkın rejim etrafında kenetlendiğini göstermeyi hedefliyorlar. Bu amaçla seçmenlerin cep telefonlarına seçim arifesi İran’da görülmemiş bir SMS bombardımanı yapıldı. Gönderilen SMS mesajları, “falan ya da filana oy verin!” şeklinde değil; “Aman ha sandığa gidin!” ısrarı üzerineydi.
Sandığa giden seçmenlerin her biri “rejime oy” vermiş sayılıyor.
Hapiste ‘42’ gazeteci var
Seçim de zaten sadece “rejim içi” bir oylama şeklinde cereyan ediyor.
Yarış, sistemin iki büyük rakip gücü, Hameney’in adaylarıyla Ahmedinejad’ın milletvekili adayları arasında gelişiyor. Seçmenler böylece yalnızca aynı ideolojinin temsilcisi iki ekip ya da aynı madalyonun iki yüzü arasında tercih yapacak.
İran “ileri demokrasisi” bunun dışında, muhalefete alan tanımıyor.
Muhaliflerin sanal ortamda çıkardığı “Tehran Bureau” gazetesi, seçim sathı dışında kalan kesimleri şöyle özetliyor:
1. Ahmedinejad’a cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rakip çıkmak cüretini gösteren “reform yanlısı liderler” Hüseyin Musavi ile Mehdi Kerubi, dış dünyayla irtibatlarını kesen ev hapsinde tutulmaktalar…
2. Tacizade, Aminzade, Ramazanzade.. misali büyük muhalif isimlerin hepsi -liderlik dokusuna sahip olduklarından!- hapiste tutuluyorlar. Siyasi görüşleri yüzünden demir parmaklıklar arkasında tutulan İranlı hükümlü sayısı 900. Bu, İran devriminin ilk yıllarından bu yana siyasi tutuklu sayısında ulaşılan en yüksek rakam.
3. Toplam 42 gazeteci ve siyasi faaliyet gösteren isim sahibi tüm büyük akademisyenler de bu arada içerideler.
4. Reform (“açılım!”) yanlısı yayınların hepsi teker teker kapatılmış.
Kıyıda köşede açık kalan tek tük gazete ve dergi kendiliğinden otosansüre başvurmak durumunda kalmış…
5. Siyasi tutukluları savunmaya kalkan ünlü hukukçular da hapsi boylamışlar.
6. Popüler, etkili muhalefet gruplarının sesleri kısılmış, yasadışı ilan edilmişler.
7. İran’ın ünlü insan hakları aktivisti Nobelli Şirin Ebadi başta olmak üzere, kadınlara karşı ayrımcılık ve fikir-ifade özgürlükleri için mücadele ve siyasi tutukluların haklarının korunması gibi konulara el atan tüm ileri gelen sivil toplum ve insan hakları örgütleri; aynı şekilde ya hepten yasadışı ilan edilmişler ya da seslerini kısmak zorunda kalmışlar.
Seçim yandaşlar arasında
Böyle “dikensiz gül bahçesine” dönüşen rejimde, aynı İslamcı ideolojiyi savundukları halde aralarındaki iktidar kavgası yüzünden bölünen Ahmedinejad ve Hamaney ekipleri, şimdilik karşılıklı koz paylaşmaya devam ediyor.
Bu satırları okuduğunuz saatlerde kesinleşecek sandık sonuçları doğrultusunda, İran devleti doruğundaki iki isim birbirine ayar verecek. Ancak verilen ayar da büyük olasılıkla, dini lider ve cumhurbaşkanının yanında; yasama ile yürütme, yürütmeyle yargıyı sürekli karşı karşıya bırakan İran’ın kronik devlet krizini çözmeye yetmeyecek…
Evet… Yanı başımızda olgunlaşmış bir “ileri demokrasi” örneği olarak İran seçimlerinin sunduğu manzarayi umumiyeye göz attık bugün.
Yarın da kuzey komşumuz Rusya’da seçim var.
Sonucu daha sandığa gitmeden ilan edilen “Putin ileri demokrasisine” de artık pazar günü göz gezdiririz.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget