Gerze Bir Güzel Yurt Parçası, Ona Kıymayınız Efendiler - Işıl Özgentürk

Cumhuriyet yazarı Işıl Özgentürk, ün 4 Mart 2012 yazısı :
Gerze Bir Güzel Yurt Parçası, Ona Kıymayınız Efendiler
Yazımı durgun olmasına pek bir şaştığım Karadeniz kıyısında, bir otelde karlı dağlara bakarak yazıyorum. Burası Sinop’a bağlı Gerze ilçesi. 11 bin nüfuslu, insanların birbirlerini sevgiyle kucakladığı bir yurt parçası. Yeşilin ve mavinin birbirlerini okşadıkları bu güzel ilçede ve civar köylerde yaşayanlar birkaç yıldır çok tedirgin ve her gün kötü bir haber alma endişesiyle yataklarından kalkıyorlar. Kimilerinin uykusu hiç kalmamış; çünkü kötülüğü iş edinmiş, o güne kadar hiç görmedikleri kara kuşlar dört yıl önce ortalığa bir haber salmışlar. Kara haber şu: “Duyduk duymadık demeyin, Gerze ilçesinin Yaykıl köyü Çakıroğlu mevkisine bir termik santral yapılacaktır.”
Emir büyük yerden çıkmış, Gerzeliler “Bu termik santral nedir ki, bir öğrenelim” demişler. Bugün Gerze’de yoldan çevirdiğiniz okul öğrencilerine, pazardaki kadınlara, en yaşlılara, termik santral nedir, diye sorsanız, hepsi bir uzman gibi yanıtlıyorlar. Ben bunu bizzat gördüm.
Bilmeyenlere ben köylü pazarındaki ürünlerini satan cabbar Karadeniz kadınlarından öğrendiğim bilgilerle biraz yol göstereyim. Termik santral, kömürden elektrik elde etmenin bir yolu. Yani öyle bir santral kurulacak ki, saatte 464 ton, bir günde 11 bin ton ithal kömür yakacak. Bu kömürlerin havaya saldığı karbonmonoksit gazını kim soluyacak, artı kömürün külleri kimlerin bahçelerine, bağlarına ve ciğerlerine gidecek?
Cevabı çok kolay bir soru bu; burada yaşayanların.
Yapımcı firma Anadolu Termik Santralları Elektrik Üretim AŞ “Bu termik santralda en yeni teknolojiyi kullanacağım. En korunaklı filitreleri kullanacağım” dese de, dersini iyi çalışan Gerzeliler, 25 bileşenden oluşan Yeşil Gerze Çevre Platformu tarafından oluşturulan raporları, Danıştay’a yürütmeyi durdurması için açılan ve kazanılan davaları, ayrıca başka yerlerdeki termik santralların oluşturduğu kül dağlarını bizzat kendi gözleriyle görmüşler.
Ve benim kanımı donduran bir bilgi, Danıştay’ın yürütmeyi durdurma, yani santralın yapımını erteleyen kararına rağmen, konu Çevre Etki Değerlendirme’ye (ÇED) gitmiş, orada yerel yöneticiler, ÇED konusunda yetkili olan 23 kamu kurumu ve doğal olarak kurucu firmanın yetkilileri toplantılar yapmışlar. Toplantıda yerel yetkililerden biri sormuş: “Neden Gerze?” “Çünkü o bölgede doğum oranları çok düşük.” Şimdi Gerzeliler ve doğal olarak santralın kurulacağı Yaykıl köyü sakinleri şöyle düşünüyorlar: “Bizi kobay yaptılar, daha doğrusu bizi gözden çıkardılar, ölümüz küllerin altında kalacak.”
O kadar çok anlatılacak olay var ki, benim küçük yazı yerime sığmayacak. Bölgenin SİT alanı olduğundan mı söz edeyim, kurulacak santralın Gerze ve civar köylerinin su kaynaklarına yakın olmasından mı? Ya da ithal edilecek kömürün önce deniz suyuyla yıkanıp, sonra sularının yeniden denize gönderilip, orada büyük bir balık katliamına neden olacağından mı?
Ben neden buradayım, sadece kadınların haftada iki kez kurdukları pazarı gezmek elbette hoşuma gitti. Hani gidici olmasam, ortalıkta gezinen gerçek, kendi çöplüğünde yemlenerek serpilmiş ve bana Antep’deki çocukluk günlerimi anımsatan iki tavuğu koltuğumun altına alıp yürüyeceğim. Ayrıca o yeşil salatalar aklımı başımdan aldı.
Ama bir işim var, buradaki Amazonları (kadınları ve onların verdiği üç yıllık mücadeleyi) sizlere anlatmak istiyorum. Ayrıca atölye öğrencilerimden Sema, bu bölgede yürütülen yaşam mücadelesini anlatan küçük bir belgesel yaptı. Birazcık katkım var. Onu bütün Gerzelilere göstermek ve çevre için mücadele eden tüm sivil toplum kuruluşlarında da göstermek istiyoruz. Bunun için buradayım. Ve şunu öğreniyorum, su ve enerji geleceğin tüm savaşlarının ana nedeni olacak. Öğrendiklerimi anlatmaya devam edeceğim, beni takip edin efendim.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget