İran Dışişleri Bakanlığı heyetinin 7 Şubat’ta Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi ORSAM’da yaptığı Suriye konulu toplantıyı değerlendireceğiz bugün…
Jalal Namını, Mustafa Dolatyar, Jalal Kalantarı ve Reza Nacafı’dan oluşan İran Dışişleri Bakanlığı heyeti bir yandan Atlantikçiliği nedeniyle AKP’yi iğneliyor ama bir yandan da Türkiye’ye Asya’da altın fırsatlar olduğu mesajını veriyor.
Tipik Fars diplomasisine işaret eden bu mesajlara geçmeden, öncelikle heyetin Suriye konusundaki saptamalarına dikkat çekelim.
ESAD YIKILIRSA İLK KURBAN TÜRKİYE OLUR
İran Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye bölümü direktörü olan Mustafa Dolatyar, “Asıl büyük sorunların Esad devrildikten sonra ortaya çıkacağını” belirterek Ankara’yı ve bölgeyi uyarıyor.
Jalal Namını, Beşar Esad’ın bir kişi olarak sadece sistemin bir parçası olduğunu belirtiyor ve “eğer sistem yıkılırsa, Suriye’nin Balkanlaşacağını kesin olarak söyleyebiliyoruz” diyor.
Jalal Namını, ORSAM yetkililerine “Diyelim ki yarın Esad devrildi, ne olacak? Türkiye’ye ne olacak? Irak ve bölgenin geri kalanına ne olacak?” diye soruyor ve yanıtı da kendi veriyor: “Eğer yıkılırsa ilk kurban Türkiye olacaktır. İstikrarsızlığın ilk durağı Türkiye olacaktır.”
Ve Jalal Namını, muhataplarına Suriye’nin Balkanlaşması senaryosunun İsrail için en iyi ama Türkiye için en kötü senaryo olduğuna dikkat çekiyor.
‘NEREDE AKP’NİN USTALIK ESERİ?’
Gelelim İran heyetinin AKP’nin uygulamalarına yaptığı eleştirilere…
Jalal Namını, “Türkiye’nin, Batılıların on yıllar boyunca bölgede inşa ettiği oyun alanında oynamaya başladığına “dikkat çekiyor öncelikle ve Erdoğan’ın ustalık dönemini iğneliyor: “Bazen Türkiye dış politikasındaki ustalık eserini nasıl oldu da yok etmeye karar verdi diye merak ediyorum.”
Suriye konusunda birçok boyutun söz konusu olduğunu belirten Mustafa Dolatyar ise AKP’nin meseleye tek boyuttan yaklaşmasını şu sözlerle eleştiriyor: “Ama Başbakan Erdoğan’ın parti grubu konuşmasını dinlerken hikâyenin sadece duygusal boyutuna yönelen bir yaklaşım gördüm. Bu tür bir yaklaşım bizi sorunların çözümüne götürmez.”
‘TÜRKİYE – İRAN – ÇİN – RUSYA İTTİFAKI’ ÖNERİSİ
Peki, İran meselenin nasıl çözüleceğini düşünüyor?
Jalal Namını, AKP’nin oynadığı oyun alanının Batılıların inşa ettiği oyun alanı olduğunu belirtiyor ve “biz kendi bölgesel oyunumuzu kurmalıyız” diye sesleniyor.
Jalal Kalantari soruna bölgesel çözüm gerektiğini savunarak, uyarıyor: “Denizaşırı aktörlere ve onların projelerine fırsat vermemeliyiz. Bence uluslararası çözümde yer almak Türkiye’nin dış politikasının ilkelerine de aykırı olacaktır. Uluslararası çözüm demek ABD’nin çıkarları doğrultusunda bize dayattıkları bir çözüm demektir.”
Jalal Kalantari bu uyarının ardından Asya’daki altın fırsata dikkat çekiyor: “Size komşumuz ve kardeşimiz olarak açık olmak gerekirse, İran ve Türkiye arasında Suriye’de büyük bir işbirliği alanı vardır. Doğal olarak, Çin ve Rusya gibi bazı uluslararası aktörler de Suriye sahnesinde aktif olmaya çalışmaktadır. Bu tür bir durum Türkiye ve İran açısında fırsatlar yaratmaktadır.”
TÜRKİYE MUHALİFLERİ, İRAN DA ESAD’I MASAYA OTURTUR
Peki, komşu Türkiye ve İran’ın Suriye’de nasıl bir işbirliği olabilir?
Bu soruyu da Mustafa Dolatyar şöyle yanıtlıyor: “Türkiye bu konuda avantajlıdır, muhalif gruplarla bağlantısı var. Bizim de Beşar Esad ile bağlantımız mevcut. Bir girişim başlatarak bu iki grubu bir araya getirebiliriz. İran ve Türkiye bu girişimde birbirlerini tamamlarlar.”
Jalal Kalantari, Suriye konusunda “Türkiye ve İran’ın samimi bir şekilde etkileşimi için fırsat olduğunu” belirtiyor ve ekliyor: “Ruslar ve Çinliler de katkı sunabilir. Fakat çözüm yerli bir çözüm olmalıdır. Suriye için bölge çıkışlı bir çözüm gerekmektedir.”
DÖRTLÜ ÇÖZÜM MODELİ
Kısacası Tahran, Ankara’ya Suriye düzleminde Esad ve muhalifleri bir araya getirerek, bölge düzleminde de Çin ve Rusya’ya dayanarak, Batı’yı devre dışı bırakmayı teklif ediyor.
Hem içeride hem de dışarıda dörtlü işbirliği diyebileceğimiz bu modelin, bölgenin kan gölüne dönmesini engelleyecek en somut ve uygulanabilir model olduğu söyleyebiliriz…
Yorum Gönder