Bobby Sands’i Tanır mısınız? - Hikmet Çetinkaya

Karanlığa açılan yolların, yeşillere bürünmüş ağaçların arasından süzülen bir ışık...
Uzun yolculuklar, bekleyişler, umutla umutsuzluğun doludizgin yarıştığı bir hayat.
Toprağın sıcaklığı bir yaşamın soluğu mudur sizce?
Kimi zaman ay ışığında, kimi zaman yıldızların altında yürümek...
Geçmişle hesaplaşmak... Yakın tarihimize bakmak... Türkiye ve dünyayı seyretmek...
Güneşin ısıttığı çiçekleri, otları, tüm doğayı bir resmin içinde büyüterek görmek.
Sonra haykırmak var gücünle:
Şafağın ışığı ağzından çıkan soluktur!
Yakın tarihimize bakarken kimi yaşanmış olayları, ölümleri, gözaltındaki kayıpları, işkenceden geçenleri, faili meçhul cinayetleri, Berfo Ana’nın oğluyla ilgili 31 yıllık çilesini anlattım.
***
Ve dün sabah sessizliğin içinde duru göğün altında dolaşırken yırtıcı kökler, zulümler geldi birdenbire aklıma.
İnsan bazı olayları unutuyor...
Birgün’de Mehmet Süha Alparslanın IRA savaşçısı, tekstil işçisi Bobby Sandsi anlatan yazısını okuyunca 30 yıl önceyi anımsadım.
27 yaşında açlık grevinin 66. gününde ölen IRA militanı taksi şoförü Sands.
Belfastta bombalama eyleminin yakınlarında aracında silah bulundu, 11 ay tutuklu kaldı, duruşmada mahkemeyi tanımadığını üstüne basa basa söyledi.
14 yıl hapis cezası aldı dört arkadaşıyla birlikte...
Bobby’nin öyküsü hüzünlüdür...
Arkadaşıyla birlikte tıpkı daha önceleri bizde olduğu gibi tek tip elbise giymeye hayır deyip açlık grevine başladı Bobby.
Tam bu sırada beklenmedik bir gelişme oldu, Frank Maguire adlı milletvekili, kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
***
Türkiyede olduğu gibi İngilterede de yasalar gereği ara seçim yapılmasına karar verildi. 9 Nisan 1981de seçimler yapıldı, açlık grevinde olan Sinn Fein adayı Bobby Sands, Ulster Birlik Partisinin adayı Hanrry Batı karşısında 30 bin 493 oy alarak milletvekili seçildi. Hanrry 29 bin 46 oyda kaldı.
İngiliz yasalarına göre ortada bir engel vardı...
Bir yıldan fazla ceza almış hükümlüler milletvekili seçilseler de meclise giremiyordu. Bu yüzden Bobby ne mazbatasını alabildi ne de meclise gidip yemin edebildi.
Bobby açlık grevinde bir deri bir kemik kalmıştı. Tüm organları çalışmıyordu. Bu süreç içinde anılarını yazmış, cezaevinden dışarıya çıkarmayı başarmıştı.
Bobby sona doğru yaklaşırken ölüm ona vız geliyordu...
Tüm tedavileri reddediyordu...
5 Mayıs 1981...
Milletvekili seçilen ancak Meclise giremeyen Bobby açlık grevinin 66. gününde ölüme yenik düştü. Öleceğini biliyordu. Cenaze töreni çok görkemli oldu ve Belfast’ta tabutunun arkasından yüz binler yürüdü.
***
6 Mayıs 1981de Hindistan, Fransa ve başka ülkelerde meclisler Bobby’nin anısına saygı duruşuyla açıldı.
O dönemde Türkiye’de 12 Eylül faşizmi tüm hızıyla sürüyor, aydınlar, gençler, emekçiler, sosyalistler, devrimciler işkencelerden geçiyordu.
Önceki gün Mehmet Süha Alparslan’ın yazısını okuyunca 30 yıl önceye döndüm, Türkiye’de yaşananları, Berfo Ana’yı, işkenceleri, zindanları düşündüm.
Ellerim ceplerimde Şişliden Nişantaşına yürürken Cesare Pavesenin dizeleri geldi birdenbire aklıma...
Ölüm gelecek ve senin gözlerinle bakacak/sabahtan akşama dek, uykusuz, /sağır, eski bir pişmanlık/ya da anlamsız bir ayıp gibi/ardını bırakmayan bu ölüm.
***
Benim de unuttuğum, insanı derinden etkileyen hüzünlü bir öyküyü anlattım size... Alparslan’ın belirttiği gibi, Türkiye’deki ileri demokrasi oyunuyla uzaktan yakından ilgisi yok bu gerçeğin.
Benzerliği ise hiç ama hiç yok!
Bugün 2 Temmuz 2011...
Sivas katliamının üzerinden 18 yıl geçmiş...
İçimde 18 yıldır bir hüzün, bir acı...
Bu bir yürek yarası...
Cayır cayır yakılan aydınlarımızın, ozanlarımızın, canlarımızın anısı önünde saygıyla eğiliyorum!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget