Kim..di Bay Çiçek!?... Pazarda Fatmacık mı!? - Mehmet Halil Arık

Not: Öylesine hızlı değişiyor ki; öylesine dolu ki gündem; tam bunu yazayım derken, giriveriyor öteki konu gündeme!..
Hepsi birbirinden önemli; hepsi birbirinden hazmedilemez gündeme düşüveren konuların!.. Kahrolarak katlanıyoruz!.. Zannediliyor ki hazmediyoruz..
Hayır!.. Hayır!... Yüzbin defa hayır!.. Siyaset kirlendikçe; sadece bileniyoruz!..
İşte gecikmiş ama; o milletin vekilleri haklarını alıp, temsilcimiz olana dek tazeliğini koruyacak yazı….

KİM.. Dİ; BAY ÇİÇEK!?... PAZARDA FATMACIK… MI!?...

Kim…di; Sayın Bay Çiçek!?...
Ne iş yapar…dı!?...
Asıl soru; bundan sonra ne yapa….cak?!...
*** *** ***
Bir ay önceydi… Tutuklu vekillerle ilgili olarak; “Partiler anlaşsın, Başbakan’a götüreyim” demişti Bay Çiçek…
Hem bozulmuş; hem de, sevinmiştik!..…
Bozulmuştuk; zira; oluşacak ortak kararın; milli iradenin asli makamı; meclise getirilmesi yerine; Başbakana götürülmesinden söz ediliyor…du!..
Sevinmiştik… Zira; milli irade mahpusluktan kurtulacak…tı!?..
Bozulduğumuzu; “Peki de Bay Çiçek Kimin Emrinde!..” başlıklı bir yazı kaleme alarak göstermiş ve eklemiştik… Çişi gelen O’na koşuyor…
Gitme derse gitmiyor da; kimse; sıkıştım diyemiyor..
Umudumuzu da; “İcazetle de olsa; bir çözüm bulacakmış Bay Çiçek Milli iradenin bir yıla varan tutukluluğuna.. Dileriz bulur!... İstemeyenin gözü çıksın!...”cümlesiyle bitirmiştik!..
*** *** ***
Şimdi sonuç ortada!...
“Bunun formülü olmaz!.. deyip, kestirip attı Başbakan!..
Hem de öylesine bir kestirip attı ki; bir kez daha kahrolduk; erdeme dair ne varsa hepsinin hiçe sayılmasından!... Milletvekili seçilme olayını sulandırma hareketiymiş tutuklu vekillerin meclise getirilme eylemi…Üstelik de Anayasa’ya aykırıymış böyle bir işlem…
Şimdi sormaz mı vicdan ve izan sahibi bir insan;
a) Milletvekili bile seçilemezken; sizin için bulunan formül, sulandırmadı mı milletvekili seçimlerini!?...
b) Geçtiğimiz dönemde Aysel Tuğluk; binbir vaveyla ile hapisten getirilip, vekil koltuğuna oturtulduğunda, geçerli kanun kiralık mıydı da; bu dönemde geçerliliğini kaybetti!?...
c) Aday gösterildiklerinde, savcılık belgeleri mi eksikmiş!?.. Yüksek seçim kurulu onamış adaylıklarını ve sizin imzanızla Resmi Gazete’de yayınlanarak kesinleşmiş adaylıklar..
Bir tertip miydi yoksa; seçilinceye kadar önlerine kanuni hiçbir engel çıkarılmamış olması!?..
Özel korumalı kanunları 3 günde çıkaran O Yüce Meclis, bulamıyor formülünü; yerine tek adam; bir fermanla duyuruyor kamu oyuna hükmünü; Bunun formülü olmaz!...
Kaldı mı Bay Çiçek şimdi; ortada dımdızlak!?... İşte son sorumuzun da kaynağı bu…
Sayın Bay Çiçek bundan böyle ne yapa….cak!?..
Biz demeyiz ama; çevre hala onu Meclis Başkanı mı saya…cak?;
Yoksa; icazetsiz yola çıkmanın bedelini; Pazarda Fatmacık kalarak mı ödeyecek !?..
Kim dedi sana, icazetini almadan yollara dökül diye Bay Çiçek!?.. Partileri topla da formül bul diye!..,
Bilmez miydin; ol demeden olunmaz; gör demeden görünmez; yaz demeden yazılmaz!..
“ç ı k a c a k !..” demeden yasa çıkmaz!..
Üstelik açık ettin: “Anlaşsınlar; Başbakan’a götüreyim… bu tutukluluk olayı hem başımı ağrıtıyo; hem midemi bulandırıyooo!.. “
Şimdi ne ola…cak; sayın Çiçek!?.. Gaz sancısıymış çektiğin!?.; “Bir yel saldık geçti” mi diyeceksin…!!.. “Onuruma vurdu; bu onur bu kadar sikleti çekmez!” mi diyecek…sin!?...
Çevren, yakınların, eşin dostun, hele milletvekilleri; içeride – dışarıda; dost-düşman… onlar, sizi; protokola 2.sıradan giren; yüce makamın sahibi Meclis Başkanı sanıyor…
Oysa çoktan değişti yeriniz; İcazet sahibi sizden; çok adım önde!...
Bundan böyle; kalıyor iki seçenek!...
Ya bu deveyi gütmek; ya makamı terk etmek!..
*** *** ***
Ben olsam ne mi yapardım!?...
Şu an sizin düşürüldüğünüz durumda olmak istemezdim… Bu bir!..
Düşürüldüğümde de; önce şunu sorardım kendime!.. Kimim!?.. Bu da iki!..
Ve devam ederdim kendime sormaya!..
Beklentim ne; Var mı daha ötesi!?... Ve eklerdim:….Değer mi!?..
*** *** ***
Takdir-i ilahi size; “yüksel ya kulum!” vermiş vereceklerini!..
5. Dönemdir parlamentodasınız..Ömrünüzün çıkın ilk 20 yılını … Bu da eder ömrünüzün yarısı.. Hangi bakanlık görevlerinde bulunduğunuzu, tarihleriyle kendiniz bile sırasıyla sayamazsınız.. En son da; Meclis Başkanlığı… Başkomutan yardımcılığı!..
Allah artırsın diyeceğim de bundan ötesi yok ki!.. Kapalı orası… Başkasına rezerveli…(Kullar lütfeder de; Allah nasip ederse!..)
*** *** ***
Siyasiler hangi gözle bakarlar tam bilemeyiz ama, biz eğitimciler kendimizi önemseriz… Sözlerimiz dinlensin isteriz.. Çocuksu yönümüz bu!..
Bu nedenle; “Derya içre olup da deryayı bilmeyenlere”; “İlim kendin bilmektir” tezine inanmışlar olarak; aktarmaya çalışırız; düşündüklerimizi, öğrendiklerimizi… Üç maymunu oynayanları da kendimizden saymayız!.. Net konuşuruz bu yüzden!..
Düşünen beyinler!.. demokrasiyi içselleştirmiş, hazmetmiş ve güçler ayrılığı ilkesinin içi; boşaltılmış da olsa; onu, demokratik sistemin vazgeçilmez ilkesi olarak görenler soruyor şimdi size!?. Ne olacak!?..
Ve bugüne kadarki Çiçek, eski Çiçek olmaz…Olamaz!.. Yandaşlar da artık savunamaz sizi eğer yapmazsanız gereğini!..
Görülüyor ki yapmayacaksınız!..Ve yeni anayasa çalışmalarınızın da geleceği yara aldı!.. Uzlaşma(?) inandırmayla başlar!.. Yitirdiniz!..
Siz istediğiniz kadar geniş tutun kubbeyi; imamın duası belli!..
İşte bu nedenle kulak ver parlamentodan yükselen muhalefetin seslerine!..
BDP’li hasip kaplan; “Bunlar; demokrasi zebanisi oldular.. “ diyerek sözü size getiriyor; “Meclis Başkanı; artık bu işi uzatma!..” diyor!…ve ekliyor “Ya noktayı koy; ya seni kim oyuna getirdi bunu açıkla, onurlu bir şekilde istifa et, git!..” Ve devam ediyor Kaplan: “İçinizde hiç mi onurlu bir vekil yok; içinizde hiç mi şerefli namuslu vekil yok? Bu hukuksuzluğa, bu haksızlığa karşı çıkacak bir vekil arıyoruz!..”
Siz de her şeyden önce bir vekilsiniz değil mi Sayın Çiçek!?..
“Mide bulandırıcı samimiyetsizlik!...” diyor; CHP Grup Başkan Vekili, Emine Ülker Tarhan!.. “Nafile bir inisiyatif almış!” diyerek düştüğünüz konumunuzla niteliyor!..
Sayın Bahçeli; sorunun burada bitmediğini; olanların demokrasi açısından kabul edilemeyeceğini, hukukla, demokrasiyle bağdaşmayacağını vurguluyor…
Bu beyanların özü; sizi; hukukla, demokrasiyle bağdaşmayan eylemlerin odağı bir parlamentonun başkanı olmakla suçlamak değilse nedir !..
Her açıdan; oklar sizin “icazetli başkan”lığınıza dönük!..
Halkın, hakimiyetinin kayıtsız şartsız yansıtılmasını savunduğumuz parlamentomuzun başkanına “İbrikçi Başı” muamelesinin layık görülmesi onurumuza dokunuyor; gücümüze gidiyor!..
Gereğini yap da tarihe bir not düş Sayın Çiçek!..
İşte o zaman; yarı ömrünüzü parlamentoda geçirmiş olmanın hem tarihsel bedelini ödemiş; hem de tarihsel ödülünü almış olacaksınız!...
Ve işte o zaman; “Pazarda Fatmacık mıydı Bay Çiçek!?” diye sormayacaklar sizi tarih sayfalarında görenler!…

Mehmet Halil ARIK (Emekli eğitimci) 
      Denizli -  19 Mayıs 2012

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget