Bir ulusun, köleliğe, meydan okumasının ilk adımıdır 19 Mayıs!..…
İçerde hainlere, dışarıda düşmanlara atılacak ilk tokadın, ön hazırlığıdır 19 mayıs…
Bir şahlanışın işaret fişeğidir
Esaretin pençesinde; kokuşmuş, çürümüş ve, onurundan başka kaybedecek hiçbir özvarlığı kalmamış tebaasıyla tüm bağlarını koparmış totaliter bir rejimin sonlandırılması adına ortaya konan cesaretin ta kendisidir 19 Mayıs!…
O günün yoklukları içinde yaratılan bir efsaneyle şahlanan halktan; emperyalistlerin yedikleri tokadın ve kursaklarında kalan Sevr arzularını unutamadıkları bir günün tarihidir 19 Mayıs.. Hainlerin; yarım kalan hizmet bedellerini her fırsatta ödemek adına, gündeme getirip, unutturmaya çalıştıkları şahlanışın yıl dönümleridir 19 Mayıs!..
19 Mayıs’ların, hedefe oturtulması bundandır. Ulusal Kurtuluş adına; canlarını feda edenlere karşı duyulan, kin ve intikam duygularıyla saldırmalarının asıl nedeni de tam budur işte!..
Alınamamış bir öcün; kursaklarda kalan bir hevesin;; günümüze yansımasıdır olanlar!..
************
Şurası unutulmamalıdır ki; Güç ne denli büyük olursa olsun; baskı ne denli korkutucu ve ezici olursa olsun; mutlaka ulaşamayacağı hedefler, kıramayacağı direnişler ve vardır.. Doğanın kanunudur bu!.. Ne biyolojik bir dönüşüm, ne fizyolojik bir oluşum; ne de kimyasal bir reaksiyon karşı koyabilir doğanın kanunlarına…Yapay kanunlarla dönüşümü çekleştirmeyi ummak akıl ve izan işi değildir!..
İnsan olma; onurlu olmakla başlar; Ulus olmak da; ulusal onuru korumakla…
İşte Ulusal Bayram’lar; bu Ulusal Onur’u koruma ve kollamayı hatırlama-hatırlatma-yaşama ve yaşatma günleridir. Bu günlerin önünü kesmenin adıdır faşizm… Dayatmanın adı yani!…
**************
Önce; savaşlarla ve fetihlerle büyümüş bir imparatorluk.. Sonra da savaşlarla, küçülerek bir köşeye sıkışmış; çağdaşlıktan ve bağımsızlıktan yoksun bir… Padişahlık…
Ve köhnemiş bu padişahlığın yerine kurulan; dünyanın, gıpta ile baktığı genç; çağdaş; laik, sosyal, bir hukuk devleti… Cumhuriyet!…
Ve bu cumhuriyeti sonsuza dek var etmenin simgesi olma adına konulmuş ulusal bayramlar…
Ve Cumhuriyeti ve onun değerlerini koruma adına emanet edilen ellerce; getirilen yasaklar!..
Ve, laik sosyal bir hukuk devleti olarak sonsuza dek yaşaması adına Kurtuluş Savaşları verilen devletin, bayramlarının, ‘faşist ve totaliler rejimlere özgü kutlamalar’ bahanesiyle içlerinin boşaltılması… “işte bayram böyle olur!” denilerek alaya alınması…
Siyaseti yutturma sanatı olarak görenler var oldukça; yutanlar da var olacaktır!..
Ancak; şu bilinmelidir ki; bu Cumhuriyet var oldukça; yutmayanla da var olacaktır!..Ve zafer; bayramları; bayram gibi kutlayanların olacaktır!..
Kurtuluş’ta izi olmayanların; bayramları engellemeye güçleri yetmeyecektir.
Meydanlar; bayrağını alıp sokaklara koşanlarla dolacaktır!..
Ve hatta yeniden gerekirse bir 19 Mayıs; yenileri olacaktır!..
Sevr artıkları; hevesleriyle birlikte, yeniden yakılan bağımsızlık meşalesinin ışında boğulup kaybolacaklardır!..
Yaşasın 19 Mayıslar; Cumhuriyetler; 23 Nisanlar ve 30 Ağustoslar!… Yaşasın tam Bağımsızlık!..
Yorum Gönder