Nalıncı Keseri! - Cüneyt Arcayürek
Kimsecikler intihal suçu işledi diye yargıya başvuramıyor. RTE’nin Çılgın Projesi’ni Bülent Ecevit’ten arakladığını savcılara kanıtlamaya yanaşmıyor.
Başbakan da meydanı boş buldu.
Nalıncı keseri gibi çalışan mantığı, Ecevit söylemiş söylemesine ama… “Bir projeyi söylemek yapmak değildir” diye konuşturuyor RTE’yi...
Oysa projeyi Ecevit’ten arakladığını kanıtlamak öylesine kolay.
RTE proje adını bile Ecevit’ten almış. Bu, bir.
Rahmetli DSP liderinin proje ile ilgili açıklamaları süslü laflardan ibaret değil.
Projeyi kanalın olası biçimini slaytlar göstererek anlatıyor. Bu da iki.
RTE, Ecevit’in hakkını Ecevit’e vereceği yerde gerçeği karartmaya girişiyor.
***
1923-2002 arası yılları silip atıveren RTE’nin gözü mazide; her fırsatta Cumhuriyeti değil, Osmanlı’yı yaşatmaya çalışıyor.
Bugünlere değin ne yapılmışsa Osmanlı’dan. Kanal projesinin babası, oğullarıyla torunlarını katleden muhteşemmm Sultan Süleyman.
Boğaz’da deniz altına inşa edilen Marmaray projesinin babası da RTE’nin “dedemiz” dediği Padişah Abdülmecit!
Ulusal Savaşı da Mustafa Kemal’in Osmanlı Sarayı’nın yardımlarıyla kazandığı ilan edildiğine göre; bir gün Sakarya, İnönü savaşlarının, Yunan’ı İzmir’den postalayan başkumandanlık savaşının da Osmanlı Sarayı sayesinde kazanıldığını açıklarlarsa sakın şaşırmayın!
***
CHP’ye saldırmayı bir günlüğüne rafa kaldırsa siyaset rahat edecek.
Kanalı anlatırken de, izlediği ekonomik, toplumsal gelişmeleri, iç dış politikayı överken de CHP de CHP!
Cumhuriyet’i her fırsatta ıska geçmek, Osmanlı’nın tamtakır kuru bakır bıraktığı Anadolu’ya Cumhuriyet’in eldeki maddi olanaklarla ilk büyük yatırımları gerçekleştirdiğini inkâr etmek; bugün dincilerin, dün de 1950’den sonra CHP’den DP’ye dönenlerin sanatı.
Cumhuriyet’in geçmiş yıllardaki erdemini inkâr edenlere hiciv ustası Necdet Atılgan’ın yazdığı şu dörtlük bir şeyler anımsatır mı acaba?
“Paşaya, partisine o kadar dil uzatma / İki gözden olursun Orhan Seyfi Orhon / Tazyik neticesinde yırtılmamış olsaydı / Halk Partisi malıydı hâlâ kıçındaki don.”
***
Seçim arifesindeyiz ya; din konusunu illa ki gündeme taşıyacak ve tabii CHP’yi din konusunda köşeye sıkıştırarak oy avcılığı yapacak!
Kılıçdaroğlu söyledi mi, söyledi ise nasıl söylediğini bir yerlerde göremedim.
Ama şoförlere seslenirken RTE şöyle dedi; “Geçen gün ne dedi biliyor musunuz? Bu ülkede bu millet ezanı CHP’ye borçludur. Şaşırmamak mümkün değil”.
CHP Genel Başkanı ezan konusunda ne söylemiş olabilir? Örneğin tek parti döneminde bu ülkede hiç kimsenin dinine, ibadetine ve ezana engel olunmamıştır dediyse gerçeği söylemiş değil midir?
Ha, RTE’yi fıtık eden Türkçe ezan!
1932’den 1950’ye, Demokrat Parti’nin gericiliğe kapıları açıp ezanın Arapça okunmasına izin verdiği günlere kadar bu ülkede bugün esip savuran RTE’nin dedesi de babası da, 18 yıl Türkçe ezanla namaza durdu:
“Tanrı uludur. Tanrı uludur / Şüphesiz bilirim, bildiririm Tanrı’dan başka yoktur tapacak / Haydin namaza, haydin namaza / Haydin felaha, haydin namaza / Tanrı uludur, Tanrı uludur / Tanrı’dan başka yoktur tapacak”.
1950 yılına kadar Türkçe ezanı anlamıyla kavrayanlar; 1950 Haziran-Temmuz aylarında minarelerden anlamadıkları dilde Arapça sözcüklerle uyandılar.
O neslin çocuğuyum; kulaklarımda hâlâ Türkçe ezan ve düşlerimde Türkçe ezana özlem!
O nesil; bugün olduğu gibi dün de Atatürk’e inandı. Halkının ezanı ve Kuran’ı Türkçe okuyup anlayarak sindirerek ibadet etmelerini sağlamayı amaçladığına da...
***
RTE, işine gelen her şeyi kullanmakta her zaman usta! Örneğin Ziya Gökalp’in “Minareler süngü / Kubbeler miğfer / Camiler kışlamız / Müminler asker” dizelerini kullanır amma…
….Gökalp’in “Bir ülke ki, camiinde Türkçe ezan okunur / Köylü anlar manasını namazındaki duanın / Bir ülke ki, mektebinde Türkçe Kuran okunur / Küçük büyük herkes bilir buyruğunu Hüdâ’nın / Ey Türk oğlu, işte senin orasıdır vatanın” dizelerini -tabii işine gelmediği için- anımsamaz bile.
Nalıncı keseri söylemi kimilerine yaraşıyor ama...
Yorum Gönder