Dijital Ortamın Siyasal Gücü ve MHP - Emre Kongar

Amerikan Başkanı Barack Obama’nın seçim kampanyası sırasında dijital medyayı çok iyi kullandığı biliniyor.
İnternet, sosyal paylaşım siteleri, elektronik postalar hep Obama’nın Değişim sloganına odaklandı.
Özellikle bu ortamı kullanan gençler, hem yaşları hem de ideolojileri itibarıyla değişimden yana olduklarından, bu strateji çok işe yaradı.
Arap Baharıdenilen Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerindeki isyanlarda da dijital ortamın, özellikle Facebook’un ve Twitter’ın çok etkili olduğu, en azından dış yönlendirmelerin gücünü arttırmakta işe yaradığı biliniyor.
***
Medya mensupları için de, özellikle Twitter artık doğrudan bir haber kaynağı oldu.
Dünyanın her yerindeki doğal felaketler, siyasal hareketler hakkındaki ilk bilgiler sıradan insanlarınTwitter mesajlarından alınıyor.
Bu arada pek doğal olarak siyasal ya da toplumsal hareketlerin Twitter kahramanlarıortaya çıktı:
Bazı kişiler dijital ortamda bu hareketlerin öncülüğüne soyundu ve önemli bir lider rolü oynadı.
***
Türkiye’deki dijital ortamın propaganda açısından önemi Ekşi Sözlük uygulamasının başını çektiği sözlüklerle fark edildi.
İnsanların ve özellikle de gençlerin, üniversite öğrencilerinin nickdenilen takma isimlerle izlenimlerini yazdıkları bu sözlükler her üniversitede, her görüşün sitesinde yaygınlaştı.
Sıradan katılımcılar kadar, siyasal partilerin sempatizanları, belli görüşlerin temsilcileri buralara yazmaya başladı.
Bu görüşlerin kimileri gerçeklere uygun, kimileri ise doğrudan doğruya gerçekleri saptıran ve insanları karalayan nitelikte.
***
Bu dijital ortam kullanımında beni en çok rahatsız eden husus, yazı yazanların önemli bir bölümünün, bazı ideolojik gruplara, cemaatlere olan mensubiyetlerinden dolayı (başta bana olmak üzere) pek çok insana çamur atması.
Sadece itibar kaybettirmekadına ipe sapa gelmez iddialar ortaya atılıyor, akıl almaz karalamalar yapılıyor.
***
Fakat geçen gün bu saldırıların nasıl tam ters sonuç verdiğini, Devlet Bahçeli’nin şahsında nasıl bir sempati halesi yarattığını bizzat gözlemledim.
Katıldığım Abbas Güçlü’nün “Genç Bakış” programının bir bölümünde, siyasal parti liderlerinin konuşmaları gösterilirken bunları sessizce izleyen Sabancı Üniversitesi öğrencileriyle dolu olan salon, Bahçeli’nin görüntüsü ekrana gelince beklenmedik bir alkışla patladı.
Konuyu irdeleyince anladım ki Bahçeli’nin “Püskevit” ve “Kırk yapar” videoları müthiş bir sempati yaratmış gençler arasında.
Bu sempati, MHP’ye düzenlenen kaset komplosuile bütünleşince partiye ve liderine olan ilgiyi arttırmış ve MHP birdenbire mağdurdurumuna düşerek oy potansiyelini yükseltme şansını yakalamış.
İşte diyalektik böyle bir şey:
Bir partiye karşı yapılan kaset komplosu, başka öğelerle de birleşince birdenbire o partinin işine yarayıveriyor.
Not: Bugün saat 15.00’te Caddebostan Kültür Merkezi’nde İçimizdeki Zalim konusunda bir konuşma yapacağım ve kitap imzalayacağım.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget