Eli kanlı terör örgütü PKK dün sabah Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinin girişinde bulunan Emniyet Müdürlüğü’nü hedef seçti.
Saldırıda PKK’li üç canlı bomba öldü, bir polis memuru ise şehit düştü, bir polis memuru ağır, 16 kişi yaralandı.
Yaralıların çoğunluğu Emniyet Müdürlüğü’nün lojmanlarında oturan polis eşleri ve çocukları.
PKK’nin ilk kez Kayseri’de eylem yapması elbet düşündürücü.
Peki, olay nasıl gelişti?
Terör örgütünün iki militanı otomobille Kahramanmaraş’ta jandarmanın trafik denetimine takıldı. Denetimden kaçan teröristleri güvenlik güçleri izlemeye aldı.
***
Göksun-Pınarbaşı arası 140 kilometre...
Aracın Pınarbaşı’na ulaşması 1.5 saat.
Güvenlik güçlerinin burada bir “ihmali” bir başka deyişle “vurdumduymazlığı” söz konusu değil mi?
Telsizle ve telefonla durum Kayseri Emniyet Müdürlüğü’ne bildirilir, öteki kentlerle ilişki sağlanır ve teröristler 1.5 saatlik süreçte yakalanabilirdi.
Kanlı olayı duyduğumda içime ateş düştü...
Önce bu kör terörü lanetliyorum...
Her gün şehit haberleri duymaktan bıktım.
Yüreğim yanıyor!
İçeriden ve dışarıdan beslenen, özellikle Almanya’da korunup kollanan PKK terörü İskenderun, Osmaniye, Karadeniz’de “Ben buralardayım” diye sesleniyor.
O zaman insanın aklına şu soru geliyor:
“Bir istihbarat eksikliği mi var devletin?”
***
Az önce değindiğim gibi istihbarat eksikliği bir yana, Göksun’da trafik denetiminden kaçtıktan sonra plakası alınan araç, 140 kilometre boyunca güvenlik güçlerini nasıl atlatabilir, gerçekten merak ediyorum.
Bir yetkili çıkıp bunu kamuoyuna anlatsın!
***
Önce Kahramanmaraş’a sınır olan kentlerimize bakalım: Kayseri, Osmaniye, Adıyaman, Malatya, Adana ve Sivas...
Kan içici PKK büyük olasılıkla Osmaniye üzerinden girdi Kahramanmaraş’a...
Şimdi bir soru:
“Hedef Pınarbaşı İlçe Emniyet Müdürlüğü müydü?”
Büyük olasılıkla öyle!
***
Unutanlar ya da bilmeyenler için anımsatayım:
24 Haziran 1996...
HADEP’in Büyük Kongresi yapıldıktan sonra Ankara’dan dönen üç delegenin (HADEP İstanbul İl Yönetim Kurulu üyesi Hulusi Kul, HADEP Elbistan İlçe Saymanı Mehmet Kaya, HADEP Kahramanmaraş İl Yönetim Kurulu üyesi Mustafa Öztürk) otomobilleri Pınarbaşı ilçesinde uzun namlulu silahlarla taranarak öldürüldü.
Acaba PKK’li teröristler bunun için mi Pınarbaşı’nı hedef seçtiler?
Türkiye’de terör belasının sonlandırılması için uluslararası işbirliğine gerek olduğunu vurguluyorum hep.
Nedense Almanya, Belçika, Hollanda, İngiltere vb. ülkeler bu konuda işbirliğine yanaşmıyor.
İş PKK’ye gelince bu ülkelerde akan sular duruyor...
***
Elbette din, ırk, mezhep, renk ayrımcılığına karşı çıkacağız, düşünceyi ifade özgürlüğünü ve demokrasiyi savunacağız.
Bunları yaparken terörün bir insanlık suçu olduğunu unutmayacağız.
İster bireysel, ister örgütsel, köktendinci, isterse devlet terörü olsun bunun karşısına çıkacağız.
Onun için yıllardır yazdıklarımı yineleyeyim:
“Uluslararası destek olmadan PKK terörünü Türkiye tek başına çözemez!”
Terör örgütü PKK’nin karargâhının Kandil’de ve Erbil’de olduğunu istihbarat örgütlerimiz biliyor.
Frankfurt’tan Kuzey Irak’a uçak seferleri yapılıyor.
Yurtdışından toplanan militanlar Kandil’e getiriliyor kandırılarak.
***
Olayın bir başka boyutuna gelince...
Türkiye’den Kandil’e 13-14 yaşında çocuklar götürülüyor.
Bunların tümü bilinen gerçekler.
Bu konuda BDP’lilerden bir ses soluk çıkıyor mu?
Çıkmıyor!
TBMM’de bulunan tüm partilerin terör konusunda uzlaşmaları, ortak bir yol haritası çizmeleri gerekir.
Hacivat-Karagöz oyunuyla siyaset yapılmaz, ülke yöneltilemez.
PKK güpegündüz Lice’nin Bayırlı köyünde yaşayan 10 kişiyi kaçırıyor...
PKK aylar önce asker, kaymakam, sağlık memuru kaçırıyor...
Nerede onlar!
Hükümet neden ilgisiz?
Yanıt bekliyorum ama kimse bir açıklama yapmaz...
Susarlar!
Yorum Gönder