Başbakan ile parti kurmayları dün “nereden çıktı şimdi bu tartışma” havası yansıtıyorlardı.
Başkanlık sistemine geçiş tartışmasını kendilerinin başlattığını öylesine ustaca gizlediler ki, fazla dikkatli olmayan vatandaşların gözünde olay “faili meçhul” karakterine büründü.
İktidar acaba dört partinin eşit oyla temsil edildiği komisyonda uzlaşma aramaktan sıkıldı veya ümidini kesti mi?
Çünkü başta varılan ilke kararı, ortak kabulleri maddeleştirerek yeni anayasanın yazımında hızla mesafe almak, oy birliği sağlanması güç görülen konuların tartışılmasını sonraya bırakmaktı.
Başkanlık sistemi dayatmak, çalışmayı ve yeni anayasayı dinamitlemektir!
Acaba AKP tam da bunu mu istiyor?
Tabii ki böyle bir şüpheyi uyandıran sebep iktidarın yarattığı güvensizliktir.
Bir de son anayasa değişikliklerini referanduma götüren hazırlığı uzlaşma aramadan sonuçlandırması ve her meseleyi Meclis’teki sayı üstünlüğüne dayanarak çözme anlayışına her fırsatta bağlı kalmasıdır.
Padişah mı lâzım?
Başarılı bir beyin yıkama takımına sahip olmasına rağmen iktidarın bu meselede oldu bitti yöntemine başvurmaktan sakınması tercih değil mecburiyettir.
Nitekim AKP’nin “başkanlık sistemini sevdirme görevlileri” dayatmacı bir üsluptan uzak durmaya özen gösterdiler dün.
Başbakan Yardımcısı Arınç “tartışabilmeliyiz” derken Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu, yürürlükteki parlamenter sistemi “Hiçbir ülkeye hayır getirmemiştir” diye kötüledi.
Evet bizde yürütmeyi yasama ve yargı gerektiği gibi denetleyemiyor. Nitekim Türkiye’de şu anda yasama meclisi ve yargı yürütme erkinin vesayeti altındadır.
Ama Başkanlık sistemi düzeltecek mi?
Hayır; zaten şu anda “tek adam” konumunda olan Başbakan’ı Başkan koltuğunda padişah yapacaktır!
Başkanlık sistemine geçiş şartlarını zorlamak yerine neden parlamenter sistemin işleyişini etkinleştiren reformları yapmıyoruz?
Neden seçim barajını indirip “lider kulu milletvekilleri” ayıbını ortadan kaldıracak bir seçim düzenine geçemiyoruz?
Yarı diktatörlük..
Bülent Arınç dün başkanlık sistemine itirazların Tayyip Erdoğan kıskançlığından ileri geldiğini öne sürüyordu.
Hayır... Başbakan iken sergilediği yönetim anlayışının Başkan olarak seçildiğinde nasıl bir evrim geçireceğine dönük tahminler ve endişelerdir asıl sebep.
AİHM eski yargıcı CHP Milletvekili Rıza Türmen haklı bir soru sordu:
“Zaten yarı diktatörlükte yaşıyoruz. Üstüne bir de Anayasal diktatörlük peşinde mi koşacağız?”
Asla böyle bir şey yapmamalıyız.
Bir Amerikan şirketinin (IRI) anketine göre Türk halkı da Başkanlık istemiyor.
Başkanlık sistemine geçişe “evet” diyenlerin oranı sadece yüzde 17 çıktı.
Aday olması halinde Erdoğan’a oy verecek olanların oranı yüzde 44, karşı olanlar 40 çıktı.
Sonsuz iktidar ihtirası, düzgün bir Anayasa yapma fırsatını tehlikeye sokmamalı.
Başkanlık ısrarı tehlikedir!
Yorum Gönder