Ergin, Silivri’yi Neden Balbay’a Sormuyor? - Utku Çakırözer

Ergenekon davalarının belki de tek olumlu yönü, uzun tutukluluk süreleri ile Silivri Cezaevi’ndeki yaşam koşulları konusunda iç ve dış kamuoyunun bilinçlenmesine sağladığı katkıdır.
Bu davalarda yargılanan meslektaşlarımızın yazı ve kitapları sayesindedir ki Türkiye, tecrit edilen tutuklular, ulaşılamayan hastalar, tutuklu ve hükümlülerce ödenen elektrik faturaları, ancak yıkanarak yenebilen yemekler, elbiselere sinen rutubet ve beton kokusu, haftada sadece iki saatlik bilgisayar ve 50 dakikalık spor izinlerinden haberdar olabildi.
Ergenekon katkısı
Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in önceki gün bir grup gazeteci ile yaptığı Silivri Cezaevi ziyareti, seçilen mekânlardan anlaşılacağı üzere aslında tüm bu iddialara yanıt amacı taşıyordu. Mesela, Odatv sanığı Kaşif Kozinoğlu’nun ölümündeki ihmal şüpheleri ile Mehmet Haberal ve Fatih Hilmioğlu gibi sanıkların ciddiyetini koruyan sağlık durumları, cezaevinin ortasına tam teşekküllü devlet hastanesi kurulmasını sağlamış.
Yemekhane ve fırına önlük ve bere giyerek yaptığımız hijyenik ziyaret, Tuncay Özkan ve diğerlerinin kitaplarından okuduğumuz “Yemekler öyle yağlı ki ancak yıkanıp kurutulduktan sonra yenebiliyor” sözlerine yanıttı.
Koğuşlar, spor salonu, halı saha, kütüphane, satranç odasına ziyaretler ise Mustafa Balbay’ın anlattığı “tecrit” ortamının bulunmadığını ispat içindi.
‘Tutuklu vekillerle görüşemem’
Silivri’de kalan yaklaşık 9 bin tutuklu ve hükümlüden üçü, halk tarafından seçilmiş milletvekilleri. Tıpkı Sadullah Ergin gibi. Ziyaret sırasında kendisine, “Kamuoyu Silivri hakkında bilinenlerin pek çoğunu Mustafa Balbay’dan öğrendi. Sağlık koşullarını en iyi bilebilecek isim ise Mehmet Haberal. Bu isimler artık milletvekili. Çıktıklarında Meclis’te yan yana oturacaksınız. Neden çektikleri sıkıntıları onların ağzından dinlemiyorsunuz?” sorusunu yönelttim.
Ergin, yıllar önce Türkiye gündemini karıştıran bir hadiseyi anımsatarak şu yanıtı verdi:
“Biliyorsunuz, geçmişte bir Şevket Kazan hadisesi yaşandı. O dönem Adalet Bakanı olan Kazan’ın, Sincan Belediye Başkanı Bekir Yıldız’ı cezaevinde ziyareti büyük olay olmuştu. O yüzden benim Adalet Bakanı sıfatım ile yargılaması devam eden sanıklarla görüşmem de uygun olmaz.”
Tek eksik: İnsan
Dört saatlik turda Silivri hakkındaki her şeyi dinledik ve gördük. Toplam kaç tutuklu ve hükümlü var; kaç araçlık otopark var; yemeklerde hangi marka yağ ve salça kullanılıyor, günde kaç somun beyaz, kaç somun kepekli ekmek yapılıyor; kütüphanede kaç kitap var, hangi tür daha çok okunuyor; koğuşlar kaç kamera ile hangi noktalardan izleniyor; televizyonda hangi kanallara, hangi hayvana izin var, vs, vs..
Bunların hepsini öğrendik... Kolonyayla karşılandık, gülle uğurlandık. Ancak!..
Tek bir eksiği vardı bu turun: İnsan!
İnsan yoktu Silivri ziyaretimizde.
Gittiğimiz yerlerde sadece görevliler vardı. Gerisi boştu. Hastane ve revir boştu, kütüphane boştu, bilgisayar, terapi odaları boştu, ziyaretçi arama noktaları boştu, kapalı görüş kabinleri, açık görüş salonları, koğuşlar hep boştu.
Hatta Ergin, cezaevinde masa tenisi ve satranç imkânı olduğunu ancak gazetecilerle oynayarak fotoğraflatabildi.
Orada aylar, yıllarca yaşamış ve belki daha da yaşamak zorunda olan Silivri sakinlerinin hiçbiriyle görüşemedik. (Spor yaparken selamlaşıp hatıra fotoğrafı çektirdiklerimiz hariç.)
Kendilerinden dinleyebilseydik
Sakın 12 Eylül döneminin emrivaki koğuş ziyaretlerine özendiğimiz sanılmasın. İlle de oradaki gazetecilerle görüşelim şeklinde de bir dayatmamız olmazdı. Ancak, bizimle görüşmeye gönüllü olabilecek, çeşitli davalardan yatan bir grup tutuklu ve hükümlü ile oturup bir çay içebilsek... Sıkıntı ve ihtiyaçlarını kendi ağızlarından duysak... Hatta ziyaretlerine gelen yakınlarının çilesini dinleyebilseydik...
İşte o zaman ziyaretimiz, Ergin’in hedeflediği “Cezaevlerindeki insani standartları yükseltme” amacına gerçek bir katkı sağlayabilirdi.
Bu olamayınca, çizilen pembe tablonun diğer yüzünü okurlarımıza aktarabilmek için, aynı saatlerde birkaç yüz metre ilerideki duruşma salonunda yargılanmakta olan Balbay’ı dinleyerek ortaya koymak durumunda kaldı Cumhuriyet.
Diğerleri için ise, Zaman’ın yazdığı gibi bir “imaj gezisi” olmaktan öteye geçemedi Silivri turu.

Sırada Sincan turu
Cezaevlerini basına tanıtma projesi Silivri ile sınırlı kalmayacak. Ergin, bir sonraki turun Sincan Kapalı Cezaevine yapılacağını açıkladı. Erginin amacıimaj değil de cezaevi koşullarının daha da iyileştirilmesi ise, yeni ziyaretlerde, gazetecilerin tutuklu ve hükümlüleri de dinleyebilmesine olanak sağlanmasında büyük yarar var.

Tutuklu sayısı nasıl azalacak?
Kolay verilen tutukluluk kararları ve uzun tutukluluk sürelerini de konuştuk Ergin ile. Hâkim ve savcıların terfilerine getirilecek iki yeni kriterin davalarda çok etkili olacağı kanaatinde.
1. İddianame yazdıkları davalardan çıkan beraat kararları savcıların terfisine olumsuz etki edecek.
2. AİHMden çıkan ihlal kararları da savcı ve hâkimlerin terfisine olumsuz etki edecek.

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget