Seçim Üzerine Bir Bahis! - Cüneyt Arcayürek
Siyasal, hatta toplumsal olayları ilimsel, bilimsel açılardan irdelemeye, yazmaya meraklı “elit yazarlar”, kaset
olaylarını, ola ki artık “cıvıdığı” gibi bir yargıyla yorumlamamızdan hoşlanmayacaklar.
Oysa sokaktaki adam günlerdir partiler arası kaset kavgasını izliyor ve “kaset olayının artık cıvığı çıktı” diyor.
Baykal’ın, kaset tertibiyle genel başkanlıktan indirilmesinin üzerinden bir yıl geçti.
Kaseti CHP Kurultayı’ndan önce internette yayımlayanlar bir yıldır ne saptandı ne de yakalandı.
MHP’ye kasetli saldırı ters tepti!
Partiler, partisizler ateş püskürüyor. Gözler Başbakan’da.
Önceki gün Şırnak mitinginde, konuyla ilgili yine hayretle karşılanacak bir açıklama yaptı: “Bunlar benim işim değil. Bunlar CHP’nin, MHP’nin kendi iç sorunu. Eğer temizlemek istiyorlarsa kendi problemlerini kendileri çözsünler” dedi.
***
Girip çıkıp kameralar yerleştirenleri bularak yargıya teslim etmek, sanki bu Başbakan’ın görevi değil.
Hayır, hayır! Bu sözleri seçimin doğası gereği söyledi diye sineye çekilebilir mi?
Medyamız da; “Rezaletlerin faillerini bulmakla görevli değil misiniz” diye Başbakan’ın üzerine gitmiyor. Gidemiyor!
Siyasi tarihimizde belden aşağı vurma olaylarının pek çok örneği vardır.
1950 Mayısı’nda 27 yıllık iktidarını özgür seçimle DP’ye teslim eden Halk Partisi sancılı bir kurultayda Kasım Gülek’i genel sekreter seçti...
1952 yılındaki ara seçimlerde Bilecik’ten CHP’nin adayı olan Kasım Gülek’in seçim kampanyasını parti organı Ulus adına izliyorum.
Bir haber geldi. Bilecik Demokrat Parti İl Örgütü Gülek’in kolejden mezun olurken giydiği kepli resmini, “gâvurluğunun kanıtı” diye halka gösteriyor ve sünnetsiz olduğunu söylüyor.
Kasım Bey çok bozuldu. Yanlış anımsamıyorsam Söğüt’teki CHP mitinginde, gâvur olmadığını ve… “sünnetinin kanıtını görmek isteyenlere göstermeye hazır olduğunu” söyledi.
Bir ara bir hostesle ilişkisi var diye gazetelere geçti idi.
Demokrasinin ilk yıllarında belden aşağı siyaset daha bir gelişti. Bugünkü ilişkileri gayri ahlaki bulanları anımsatalım. Başbakan Menderes’in yaşadığı iki ayrı aşkın fotoğrafları gazetelerde yayımlandı.
***
Bu seçimlerde hangi partinin tek başına iktidar veya birinci parti olacağı tartışma konusu.
Uyanık vatandaşlarımızın seçimlerde kimin birinci parti olacağı üzerine bahis oynanacak bürolar neden açmadıklarını doğrusu merak ediyorum.
Seçimde bahis oynamayı sevmem. Bir kez, o da 1954 seçimlerinden önce Ulus’un Meclis muhabiriyim. CHP’nin 1954 seçimini mutlaka kazanacağında ısrar eden Mardin Milletvekili Dr. Aziz ile bahse tutuştuk. Ya kazanamazsa? Bana kostümlük kumaş alacaktı. CHP kaybetti, ama yemin billah söz verdiği kumaşı almadı.
***
Geçen pazartesi (23 Mayıs) bir toplantıdaydım. Dağılırken (adını vermeyeceğim) ünlü bir işadamı oturduğu yerden seslendi. Gazetenin genel yayın müdürü İbrahim Yıldız yanımdaydı o sırada; önünde durdum. İşadamı, altını çizen ses tonuyla:
“Sizinle bahse girerim, CHP bu seçimde birinci parti olacak!” dedi.
İlginç. Anketler aksini söylüyor, ama işadamı bu kadar kesin bir ifadeyle sonucu, adını vermediği ama saptamalarına inandığı bir kesimden aldığı bilgilere dayanarak söylüyordu.
Pek çok alanda ses getiren ünlü, milyar dolarlarla bozuk para gibi oynayan bir işadamına, benim gibi gazeteden aldığının dışında geliri olmayan biri olarak sordum: “Kaybedersem size ben ne alabilirim ki... Nihayet bir yemek. Peki ama siz bahsi kaybederseniz ne alacaksınız?”
Yineledim: “Ya siz! CHP birinci parti olmazsa... Siz bana ne alacaksınız?”
Gayet net, kesin, yadsınamaz ses tonuyla derhal, duraklamaksızın yanıt verdi:
“Ne isterseniz” dedi, “ne isterseniz...”
Bu bahsi işiten, yıllar önceki bahis serüvenimin sonucunu daha önce benden dinleyen bir arkadaşım; “Ya işadamı CHP birinci parti çıkmaz da ‘şakaydı sözüm’ der, ne istersen vermezse” dedi.
“Yok” dedim. “Olmaz, olamaz. Bahse önayak olan, üstelik söz veren insan, saygıdeğer işadamı. Böylesi ucuz kaçamak yol seçecek insan değil! Sözüne elbette güveniyorum.”
Şimdi ben zoraki kabul ettiğim bahsi kaybetmeyi...
...işadamı da kesin dille bahsi kazanacağı, CHP’nin birinci parti olacağına inandığı 12 Haziran gününü bekliyoruz.
Sonuç; hayırlara vesile olur inşallah!
Yorum Gönder