İstanbul’un çılgın projesinin pek mümkün olmayacağı ortada olduğundan AKP’liler de fazla üzerinde durmuyor.
Ankara’nınkiler biraz daha eli yüzü düzgün görünüyor.
Ama AKP’nin tüm projelerinde hep ortak bir yön var. Hepsi “ranta” dönük. Hep inşaat, hep ihale. Tüm projeler için yeni imar alanları açılıyor.
AKP mevcuda hiç dokunmayıp hep yeni alanlara yöneliyor. Böylelikle eskinin keşmekeşi aynen kalırken, yeni alanlar yeni sorunlarla megakenti kaos kente çeviriyor.
Ankara’da durum böyle. Örneğin 40 bin kişilik stada ihtiyaç var mı? 19 Mayıs Stadı’nın yeniden ele alınmasında ne sakınca var ki yenisi yapılacak?
On binlerce gecekondu dururken boş alana yeni şehir de akıl kârı değil.
Kısacası AKP projelerinin bir kısmı parlak görünüyor, ama içlerinde hiç sosyal, bilimsel, sanatsal proje yok. “Kent yapıyoruz, zaten bunların içinde hepsi olacak” demek sadece kaçamak cevap vermektir.
Bu arada AKP’nin projeleri hakkında ilginç bir benzerlik de dikkat çekici.
Turizm sektörünün tanıtımında başarılı işler yapan Hüseyin Hakkı Kahveci’nin bundan bir ay önce başkenthaber.com’da yazdığı ve bazı televizyonlarda anlattığı projelerin üçü, AKP projesi olarak bizzat Başbakan tarafından açıklandı.
Kahveci Ankara için düşündüğü projeleri sıralarken Kızılcahamam, Güdül, Haymana, Çubuk, Çamlıdere, Ayaş ve Beypazarı ’ndaki termal kaynakların değerlendirileceğini ve bir termal turizmi yaratılacağını söylüyor. Başbakan aynı sıralama ile kendi projesini açıkladı.
Yine Kahveci Ankara’nın yapılacak modern hastanelerle ve termal kaynak desteği ile bir sağlık turizmi merkezi olmasını öneriyor. Başbakan da aynı gerekçelerle ve aynı şekilde sağlık turizmi projesini tanıttı.
Kahveci Hacettepe Üniversitesi’nin iflas ettirildiğini belirterek Ankara’da üniversite eğitiminin geliştirilmesini ve Ankara’nın eğitim merkezi olması gerektiğini anlatıyor projelerinde. Erdoğan da bu projeyi Yıldırım Beyazıt Üniversitesi üzerinden gerçekleştireceklerini anlattı.
Projeleri gördükten sonra Hüseyin Kahveci ile konuştum. “Benzerlikler çok ilginç, aslında intihal yapmışlar da diyebilirim” dedi. Kahveci “Aslına bakarsanız Ankara’nın kongre turizmine açılmasının büyük yarar sağlayacağını daha önce yazmıştım. Bir de ısrarla Ankara’dan diğer ülkelere neden fazla uçuş olmadığını soruyorum. Bunun cevabını da Melih Gökçek verdi, bu projelerin hayata geçmesiyle Ankara’dan 60 ülkeye uçuşların başlayabileceğini söyledi” diye konuştu.
Pilotlar gerçekten olağanüstüymüş
Samsun’daydım. Bir gece önce TV8’de Tayfun Talipoğlu’nun programına katılmıştım. 19 Mayıs’ta da Habertürk’te Pelin Çift’in sunduğu Yazılı Basın programındaydım.
Habertürk yayını Atatürk’ün Samsun’a çıktığı noktadan yapıyordu. Arkamızda Atatürk ve Samsun’a çıkan vatanseverlerin heykelleri duruyordu. Heyecan verici bir ortamdı.
Yayından sonra Merzifon üzerinden İstanbul’a dönecektik. Erken çıkıp Merzifon’u da gezelim istiyorduk.
AKP Samsun Milletvekili Suat Kılıç “Aman jetlerin gösterisi var, her yıl yapılır sakın kaçırmayın” dedi. Çok merak ettiğimden kalmayı tercih ettim.
Gazeteci olunca bizi de protokol kesimine davet ettiler. Vali, Emniyet Müdürü, önemli bürokratlar, bir tümgeneral, birkaç üst rütbeli subay bir masada.
O sırada yeni F-16’lar gösteriye başladı. İnanılmazdı. Bir ara çok alçak uçuş yaptılar, sesten kulaklarımız patlayacaktı. Tümgenerale dönüp “Paşam darbe oluyor sanmazlar değil mi?” diye takıldım. Tümgeneral elini masaya vurup kulağına götürdü, aynı şekilde esprili biçimde.
Ardından asıl seyir yerine geçtik ve Türk Yıldızları’nın gösteresi başladı. İnanın havada böyle bir şey hiç izlememiştim. Yüreğimin daraldığı anlar oldu.
Bunlar nasıl pilottur, o adrenalinle nasıl yaşarlar, bu ne cesarettir.
Eğer bir yerde bu gösterinin yapıldığın duyarsanız, gidebilecek durumdaysanız sakın kaçırmayın. Olmayacak bir şey izleyeceğinizden emin olun.
O kahramanları bir daha kutlamak isterim.
“İnternette sansür yok” diyorlar. Doğru, sansür yok; erişimi engellenen sitelerin isimlerine kolayca erişebiliyoruz. (Gani Yıldız)
Savunma Bakanı “Biz de sıkıntılıyız”
Çeşitli nedenlerle askerlikle ilişkisi kesilen subay ve astsubaylara geçmişteki haklarını veren kanundaki “AKP cinliği” nedeniyle haksızlık ve tartışma sürüyor.
AKP’nin muhalefeti de kandırarak çıkardığı yasadan şu ana kadar sadece “irtica nedeniyle orduyla ilişkisi kesilen personel” yararlanabildi.
Konuyla ilgili yazdığım iki yazıdan sonra Savunma Bakanı Vecdi Gönül aradı.
Durumun kendileri için de sıkıntı yarattığını belirterek “Yasaya göre bu haktan yargı yolu açık olmadan ordudan atılanlar yararlanabiliyor. Bu nedenle YAŞ kararıyla ordudan çıkarılanlarla ilgili bir sorun yaşamadık” dedi.
Vecdi Gönül toplam 1453 kişiden 800’den fazlasının bu haktan yararlandığını gerisinin durumunun ise belirsiz olduğunu söyledi.
“Haktan yararlananların sadece irtica nedeniyle ordudan ayrılanlar olması ilginç değil mi?” diye sorduğum Gönül “Ne biliyorsunuz?” dedikten sonra “Ayrıca ne yapalım, YAŞ kararıyla emekli edilenlere yargı yolu kapalıydı” cevabını verdi.
Bazı kişilerin yüz kızartıcı disiplin suçu nedeniyle ordudan çıkarıldıklarınızda söyleyen Gönül “Onlarınki zaten reddedildi, ama solcu ya da sağcı oldukları için ilişkisi kesilenlere kesin cevap verilmiyor, onların durumu daha incelenecek” diye konuştu.
Gönül 1700 kişinin de “Lisedeyken ayrılmıştım, istifa etmiştim” diyerek haktan yararlanmak istediklerini ama bu kişilerin durumunun kanuna uygun olmadığını da sözlerine ekledi.
İrtica dışında nedenlerle ordudan atılanlar özellikle solcular bir süre daha bekleyecek demektir.
Haydi yürüyüşe
Ali Sami Yen Stadı ve yanındaki likör fabrikasının yerine 6 gökdelen yapılacak olmasını protesto eden Şişli halkı bugün bir protesto yürüyüşü yapıyor.
Şişli İlçesi Çevre Platformu 60 bin metrekarelik alanın doğal park yapılmasında ısrarlı. Likör fabrikasının içindeki Atatürk’ün talimatıyla yapılmış olan 2. derece tarihi binanın da müze yapılmasını isteyen platform yöneticileri protesto yürüyüşünün yarın saat 11.00’de Şişli Camii’nin önünden başlayacağını ve Ali Sami Yen Stadı’nın önünde sona ereceğini açıkladı.
Vakıf adına konuşan Aynur Başardı sadece Şişli halkından değil tüm İstanbul’dan destek beklediklerini belirterek “doğa anlamında kaybettiğimiz İstanbul’ daki son yeşile dolayısı ile doğaya ait olması gereken alanlara, sahip çıkmak herkesin görevidir, destek bekliyoruz” dedi.
Yorum Gönder