Başbakan’ın suikastçıları ve yeni ses bombaları! - Sabahattin ÖNKİBAR

Komplolar, tezgahlar, manipülasyonlar bitmedi! Göreceksiniz,  seçim gününe kadar acaip yönlendirmeler olacak!
Kuvvetle muhtemeldir ki Başbakan’a suikast yapacak tim son  saniyede silahları ile beraber yakalanabilir!
Peki fail olarak hedefe kim mi oturtulacak?
Başbakan’ın amacı MHP’nin oylarını almak olduğu için adres   PKK olacak!
Amaç milliyetçi oyların yanı sıra acındırmak ve de gündemi ele  geçirmektir!
Tabii yakalanacak sözde suikastçılar anında Ergenekon’la özdeşleştirilecek ve suikast emrinin aslında Ergenekon tarafından verildiği dillendirilecek.
Bir başka ihtimal PKK’nın Kastamonu saldırısının faillerinin yakalandığının açıklanmasıdır.
Burada da PKK-Ergenekon yoldaşlığı seslendirilecek!
Peki bu öngörülerim neye mi dayanıyor?
Yandaş medyanın amiral gemisindeki son manşetlere!
Bu gazete PKK-Ergenekon ilişkisi bağlamındaki kurgu haberlerle  sanki bir şeylere zemin hazırlıyor gibidir.
Bir başka argümanım, PKK’lı teröristin güya cebinden çıkan son suikast listesidir ki sözüm ona öldürülmesi düşünülen isimler çok ilginçtir!
Ayrıca öldüreceği adamların listesini cebinde gezdiren terörist portresi de dikkat çekicidir!...Tabii öyle bir şeyin varlığına inanırsanız!
Devam edelim, seçime kadar suikast hikayelerinin yanı sıra yine PKK-Ergenekon ilişkisi bağlamında montajlanmış bazı dinlemeler servis edilebilir ki askere vurmak prim yaptığından onlar hedefe oturtulabilir.
Keza, Kemal Kılıçdaroğlu’nu şahsen hedef alacak  dezenformasyonlar muhtemeldir.
Aynı şekilde MHP ve Bahçeli’yi itibarsızlaştırmak adına montajlanmış ortam dinlemeleri servis edilebilir ve de ülkücüleri çetecilikle özdeşleştirecek polis operasyonları olabilir. Bir başka, şey bazı yandaş gazeteler  seçime bir gün kala rezil bir çamuru tam sayfa yaparak çıkabilirler ki benzer şeyler geçmiş seçimler öncesinde oldu, örneğin 1995’te Mesut Yılmaz’ın mason olduğuna dair düzmece belge bir gazetede tam sayfa  yayınlandı ve o gazeteden birkaç milyon basılıp evlere bedava dağıtıldı.
Hayır, bu yaptığım kâhinlik değil; AKP’yi, kadrolarını ve imkanlarını iyi bildiğim için önceden uyarı görevidir.
Psikolojik operasyonların önüne geçmenin en etkili metodu önceden deşifre yani yol kesme olayıdır ki aslında bunu biz değil  muhalefette olan partiler yapmalıydı. Hatırlayın, bu sütunda MHP’ye kaset komplolarının kurulacağını ve CHP’li belediyelerin baskına uğrayacağını iki ay önceden yazdık; lakin her iki parti de  geliyorum denen bu tezgahlara karşı  önleyici hiçbir tavra girmedi..

EDEPSİZLİĞİN BÖYLESİ!..
Aleviliği yuhalatan başbakan!
Böyle bir şey yani Aleviliğin yuhalatılması suç, zira toplumun bir kısmının inancı ya da kutsalına saldırı var.
Bu ülkede milyonlarca Alevi var mı?... Var.
Peki bu insanları rencide edecek şekilde meydanlarda Aleviliğin yuhalatılması dehşet bir hadise değil midir? Güya Kılıçdaroğlu’nun Aleviliğini  belleklere oturtmak için Başbakan’ın bunu habire dillendirmesi ve her Alevi dediğinde meydanlardan “Yuuuh” seslerinin gelmesi  vicdani midir?
Lafı dolandırmayacağım; bu yapılan açık bir ayırımcılık, inanca hakaret ve toplumu kışkırtmaktır! Bakın bir televizyoncu geçmişte Alevi kardeşlerimizle ilgili olarak yaptığı bir sürç-ü lisan sebebiyle mesleğini kaybetti; bir siyaset adamı nasıl böyle bir şeyi yapabilir!
Bu yapılana sadece Aleviler değil, ahlakı olan herkes feveran etmeli ve tepkisini sandığa yansıtmalıdır.

SUÇLU BULUNDU!..
Kamerayı meğer İnan Kıraç koymuş!
Yandaş medya’yı takip etmiyorsanız, orada yazılanları aktarayım.
Meğer Deniz Baykal’a kaset operasyonunu İnan Kıraç yapmış!
Meğer kamerayı yaşı 80’i geçen bu beyefendi koydurtmuş!
Peki bu iddiayı seslendirenlerin kanıtları mı ?
Var...
Ne midir?
İnan Kıraç, Deniz Baykal’ı ziyaret etmiş ve üç ismi önümüzdeki seçimde aday yapma demiş!
Ne alâka demeyin, böyle olur yandaş medya kanıtı!
Aday yapma demişse bu komploya yani Baykal’ın evine kamera koydurmaya delalet imiş!
Bu kadar mı komik olur insan! Bu kadar mı milleti sersem görür bunlar!..

GAZETECİYE BAK...
Böyle olur yandaş gazeteciliği!
Yandaşların önde gideni manşetinden  gizli tanık, Dursun Çiçek’i teşhis etti buyurdu!
Peki teşhis nasıl mı olmuş!
İşte Dursun Albay’ın soruları ve gizli tanığın cevapları:
-Madem beni gördün söyle üstümde nasıl bir elbise vardı.
-Hâki renkli asker üniforması vardı.
-Ben denizciyim bizim üniformamızın rengi başka.
-Tamam şimdi hatırladım beyaz renkli bir üniformanız vardı.
-Yine yalan söylüyorsun, çünkü sen beni Ocak’ta gördüğünü söylüyorsun, oysa Ocak’ta  biz Deniz Kuvvetlerine mensup olanlar siyah giyeriz.
Şimdi bu diyalogu teşhis etti diye manşetten duyurmak doğru mudur?
Yahu bu gazeteyi yapanlar ve ardındaki irade kul hakkı nedir bilmez mi?
Yooook öyle gazadayız her şey mübah hikayesine sığınmayın, ABD ya da Haçlı ile aynı safta  gaza olmaz!..

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget