Hâkim amca... Beni de meslekten atacak mısın? - Mustafa Mutlu

Kırşehir Postası isimli haftalık gazetenin sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Havva Karakaya, bir yazısında Kırşehir Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci ile birkaç belediye

görevlisini eleştirmiş...

Yazıda adı geçen kişiler de bu yazar arkadaşımızın kendilerine hakaret ettiğini öne sürerek Kırşehir

2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açmış.

Sonuçta mahkeme Karakaya’nın hakaret suçunu işlediğine kanaat getirmiş.

Olabilir; hepimiz kimi zamanlar eleştiriyle hakaret arasındaki o ince çizgiyi aşabiliriz...

Bu durumda verilecek ceza bellidir:

Hapis ya da para cezası...

Kırşehir 2. Asliye Ceza

Mahkemesi Hâkimi Kamuran

Haydar Arslanoğlu da önce 10 ay hapis cezası vermiş, sonra bunu para cezasına çevirmiş...

Buraya kadar sorun yok...

Sorun, Hâkim’in ikinci kararında:

Çünkü o, bu cezayı yeterli bulmamış; bir de 375 gün gazetecilikten men cezası vermiş...

Peki neden?

Çünkü Hâkim’e göre, gazetecilik mesleği “kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu”ymuş!



***


Dikkat edin:

Hâkim, “Gazetecilik kamusal bir meslektir” demiyor... Öyle dese, haklı... Onun dediği başka:

“Gazetecilik, kamu kurumu niteliğindeki bir meslek kuruluşu...”



***


Bir kere, gazetecilik bir “kuruluş” değil, meslek...

İki; Anadolu Ajansı’nı ve TRT’yi saymazsak, ülkemizdeki bütün yaygın ve yerel medya kuruluşları özel sermayeye ait... Kimse de dünyada bana “özel sermayeli bir kamu kuruluşu” gösteremez...

Üç; yasalarımıza göre, sadece

belirli bir kamu hizmetinin yerine getirilmesi amacıyla kurulmuş kamu tüzel kişisine kamu kurumu denir...

Anayasa’nın 123’üncü maddesine göre, “Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur.”

Peki; gazeteler kanunla mı kurulur?

Elbette hayır! Normal şirket kuruluşu prosedürünü tamamladıktan sonra gidip vilayete bir dilekçe verirsiniz, olur biter!

Yani; yasalara ve anayasaya göre gazetecilik mesleğinin “kamu kurumu” sayılabilmesi gibi abuk bir durumun oluşması için bütün gazetelerin, televizyonların, radyoların, internet sitelerinin tek tek “kanunla kurulmuş olması” ve mülkiyetinin de devlete ait olması gerekir.



***


Yani... Ne gazetecilik mesleği, ne de gazeteler; kamu kuruluşu falan değildir!

Dolayısıyla biz gazeteciler de “kamu çalışanı”, yani memur

olamayız!

Kamusal görev yaparız, kamunun haber alma hakkının kullanılmasını sağlarız ama... “Kamu”yla ilişkimiz bu kadardır!

Bu hâkim, bizim mesleğimizi Türk hukuk tarihine geçecek bir yorumla “kamu kuruluşu” yapıp, içimizden birilerine “meslekten men ceza verme yetkisi”ni de mahkemelere tanıyor...

Yani; Meclis’in yetkisini üstlenip, kanun koyuyor!

Oysa; benim gazetecilik yapıp yapamayacağıma, sadece ben karar verebilirim...

Diyelim ki; patronum benden rahatsız oldu ve işime son verdi. Olabilir...

Beni sadece sahibi olduğu gazeteden çıkarabilir; gerisine o bile karışamaz...

Kimse bir gazeteciyi, ya da yazarı meslekten men edemez!



***


Kırşehir 2. Asliye Ceza

Mahkemesi’nin bu kararı, Yargıtay tarafından onanırsa...

İşte o zaman bu ülkede kimse demokrasinin “d”sinden bile söz edemez...

Çünkü kimse, “gazetecilikten men yetkisi”nin, herhangi bir kuruma verildiği bir ülkede, basın ve ifade özgürlüğünün olduğunu söyleyemez...



***


Ne yalan söyleyeyim; bu ülkede artık bana hiçbir şey saçma gelmiyordu ve en akıl dışı kararlara, uygulamalara bile şaşırmamaya alışmıştım...

Ama bu kez...

Ben bile şaşırdım!



*****


26’NCI GÜN!

Ehliyetsiz ve çarşaflı sürücü Melek Doğan, 4 Temmuz’da Ümraniye’de Yazgülü Keleş’i otomobiliyle çarparak öldürdü.

Sonra da kocasıyla birlikte kaçtı.

Kendisi ortalıkta yok ama; duyduk ki avukatları harekete geçmiş bile...

Harıl harıl dosyadaki ifadeleri öğrenmeye çalışıyorlarmış...

Yağma yok Melek Doğan...

Sığındığın delikten çıkıp, adalete teslim olacaksın!

Bu işe benden sonra İstanbul polisi de hayatını adadı...

Ya teslim olacaksın, ya yakalanacaksın...

Ve bil ki; etrafındaki çember iyice daraldı.

Senin bileklerine kelepçe takıldığı gün, Yazgülü‘nün mezarına bir tane kırmızı karanfil bırakacağım...

Ruhu teselli bulsun diye!



*****


Günün Sorusu

Genelkurmay Başkanı Org. Işık Koşaner ve üç kuvvet komutanı YAŞ’ta yapılacak atamalar konusunda iktidarla görüş ayrılığına düşünce sürpriz bir şekilde emekliliğini istedi.

Sorum emekliliğini istemeyen jandarma Genel Komutanı’na:

Görev arkadaşlarınızdan farklı davranmanızın sebebi nedir?

Mustafa Mutlu/Vatan

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget