Adana Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi sorumluluğundaki 9 ilde yılın ilk 5 ayında 62 beyin ölümü gerçekleştiği ve 18 kadavra donörden toplam 58 kişiye organ nakli yapıldığı bildirildi.
Bölge Koordinasyon Merkezi Sorumlusu Dr. Nezahat Bingöl, organ bağışında istenilen seviyeye ulaşılabilmesinin, toplumun doğru bilgilendirilmesiyle mümkün olabileceğini belirterek, organ bağışı ve naklinde geçmişe oranla artış olmasının kendilerini sevindirdiğini söyledi.
Bingöl, Adana Organ ve Doku Nakli Bölge Koordinasyon Merkezi'nin Adana, Mersin, Gaziantep, Niğde, Kayseri, Kilis, Kahramanmaraş, Osmaniye ve Hatay illerini kapsadığını ifade ederek, bu illerde beyin ölümü gerçekleşenlerden ailelerinin izin vermesi sonucu organlarının alınarak Sağlık Bakanlığı koordinesinde sırada bekleyen hastalara nakledildiğini kaydetti.
Adana'da iki nakil merkezi olduğunu belirten Bingöl, bölgede ise 7 böbrek nakil merkezi, bir kalp nakil merkezi, 5 karaciğer nakil merkezi bulunduğunu ve hemen hemen her hastanede bir yada iki koordinatör olduğunu kaydetti. Geçen yıl sorumluluk alanlarındaki illerin hastanelerinde 111 beyin ölümü gerçekleştiğini anlatan Bingöl, şunları kaydetti:
''Beyin ölümleri gerçekleşen kişilerden 17'sinin ailesi organların kullanılmasına izin verdi. 17 kadavra donörden 6 kalp, 2 kalp kapağı, 5 pankreas, 15 karaciğer, 30 böbrek alınarak toplamda 58 kişiye organ nakli yapıldı. Bu yıl ise 26 Mayıs'a kadar aynı bölgede 62 beyin ölümü gerçekleşti ve yapılan görüşmeler sonucu 18 kadavra donörün ailesi organların kullanılmasına izin verdi. 18 kadavra donörden 5 kalp, 17 karaciğer, 34 böbrek, 2 pankreas alınarak toplam 58 organ nakli yapıldı. Bu yıl 5 ayda geçen yıl yaptığımız toplam organ nakli rakamını yakaladık. Yıl sonuna kadar bu sayının daha da artmasını bekliyoruz. Bundan önceki yıllarda beyin ölümü tespitlerini artırmayı hedefliyorduk bu kapsamda 2009 yılında 64 beyin ölümü tespiti vardı 2010 yılında bu sayıyı 111'e çıkardık. Bu yılki hedefimiz ise kadavra donör sayısını artırmak.''
Bingöl, bağış sayısındaki artışın insanların bilinçlenmesinden kaynaklandığını belirterek, şöyle devam etti:
''Son iki yıldır Adana'da düzenlenen tüm fuarlarda stantlar açıyor ve halka organ bağışını anlatıyoruz. Eğitimli koordinatör sayısının artması ve halkın bilinçlendirilmesi bağışların artmasında etkili oldu. Bakanlığın düzenlediği sertifika eğitimleri ile daha çok eğitimli koordinatörümüz var. Bu iş özellikli bir iş. Her ne kadar doktor olsanız da organ nakli konusunda bu işi öğrenmek gerekiyor. Önceden Bakanlığın yılda bir kez düzenlediği eğitimlerin sayısı son yıllarda 3-4'e çıktı. Dolayısıyla hastaya yaklaşım ve hastayı takip konusunda daha bilinçli duruma geldik. Bunun sonucu olarak halkımız da bu konuda daha duyarlı olmaya başladı.''
Beyin ölümü bilinmiyor
Bingöl, halk arasında beyin ölümü ile bitkisel hayatın birbirine karıştırıldığını belirterek, beyin ölümünün beynin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak kaybolması olduğunu söyledi. Beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin yaşamasının imkansız olduğunu bildiren Bingöl, şunları kaydetti.
''Beyin ölümü ile bitkisel hayat kavramları birbirinden farklıdır. En önemli fark, bitkisel hayattaki hastaların solunumlarının devam etmesidir. Bu hastalar aylarca yada yıllarca yaşamaya devam etmekte ve bazı durumlarda iyileşerek normale dönebilmektedir. Beyin ölümünde ise geriyi dönüş mümkün değildir. Tıbben ölüm halidir. Beyin ölümü gerçekleşenlerde solunum ve dolaşım, solunum cihazı gibi destek makinelerine bağlanarak kısa süre sürdürülebilir. Bazı hasta yakınları beyin ölümünün ne anlama geldiğini bilmiyorlar.
Bu nedenle beyin ölümü gerçekleşen kişi belirli bir süre cihaz yardımı ile yaşatıldığında 'belki bir umut' diyerek aileler son dakikaya kadar bekliyor. Ancak beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin tekrar hayata dönmesi mümkün değil. Bu aşamada koordinatörlerimiz devreye girerek durumu anlatmaya çalışıyorlar. Aile uygun gördüğü taktirde ise bağış gerçekleşiyor. Bu zorunluluk değil, kimseyi baskı altında tutarak organları bağışlaması istenemez. Düzgün bir dille anlatıldığı taktirde aile de bu konuya yatkın ise bağışa karar veriyorlar.''
''21 bin kişi sırada bekliyor"
Bingöl, Türkiye'de 50 binin üzerinde diyaliz hastası bulunduğunu ve her hastanın organ nakli adayı olduğunu belirterek, ''Çok sayıda böbrek nakli bekleyen hasta var. Ama nakil için nakil merkezlerine kayıt olmak ve bakanlığın sistemine girmek gerekli. Bu sıraya giren kişi sayısı ise 21 bin civarında. Karaciğerde ise bin-bin 500 civarında kalp de ise 200 civarında listede bekleyen kişi var'' diye konuştu.
Vatandaşlardan organ bağışı konusunda duyarlı olmalarını isteyen Bingöl, ''Her şeyden önce bu bir hayat bağışıdır. Organ bağışı değildir. Bir insana can veriyorsunuz. Bir kişiyi kaybediyorsunuz onun organlarıyla 4-5 kişi yaşama kavuşuyor. Hayat kurtaran bu bağışın önemi anlatıldıkça sayı artacaktır'' diye konuştu.
Bingöl, 18 yaş üzerinde ve akli dengesi yerinde olan herkesin organ bağışında bulunabileceğini bildirerek, sağlık müdürlükleri, hastaneler, organ nakliyle ilgili dernek, vakıf ve kuruluşlara başvurarak doku ve organ bağışında bulunabileceğini kaydetti. Adana'da geçen yıl 2 bin 173 kişinin organ bağışında bulunduğunu belirten Bingöl, bu kişilere bağış kartı verildiğini bildirdi.
Yorum Gönder