Önce Deniz Baykal‘a yönelik iğrenç komplo…
Sonra MHP’lilere yönelik seri kaset üretimleri!..
Aynı merkezden, aynı yöntemlerle üretilmiş utanç görüntüleri…
Kimse bu kasetlerin siyasal rant, kişisel hırs, parti içi husumet ya da intikam uğruna çekildiğini falan düşünmesin!..
Kimse bu filmlerin ayrı merkezlerce, farklı amaçlarla üretildiğini de sanmasın!..
CHP‘lilerin ya da MHP‘lilerin hiç farketmiyor… Bu filmler aynı amaç uğruna, aynı merkezlerce alınan kararlar doğrultusunda üretildi!..
Bu yüzden bu filmlerin senaristi de, yönetmeni de, kameramanı da aynı kişilerdir!..
Tam anlamıyla prodüktörü de aynı kişidir…
Bu filmleri internete sızdıranlar da aynı iradedir!..
Ülkenin dizaynı!..
Diyeceksiniz ki bu yargıya nereden vardın?.. Yanıtı o kadar basit ki…
Bu filmlerin amacı birilerinin özel yaşamını deşifre etmek falan değil!..
Bu kasetlerin hedefi, siyasi kişileri etkisizleştirmek de olamaz!..
Baykal’a yönelik kaset, CHP‘nin omurgasını hedef almıştı… O tezgahın amacı, Atatürk’ten uzaklaştırılmış, direnç noktaları zayıflatılmış yeni bir CHP yaratmaktı!..
MHP‘lilere yönelik kaset de benzer amaçla üretildi. O kasetlerin hedefi de, Devlet Bahçeli‘nin siyaseti grafiğinden çok MHP’nin direncidir!..
Türkiye 12 Haziran sonrasında, Anayasa değişikliği, Türklüğün Anayasa’dan çıkarılması, başkanlık sistemi, referandum, terör, iki dil, Kürt meselesi, özerklik ve federasyon tartışmalarına sürüklenirken, senaristin tek hedefi var…
Cumhuriyetin direnç merkezlerini bir bir çökertmek!..
Yalnızca Türk Silahlı Kuvvetleri değil, CHP ve MHP de bu amaç uğruna hedef alındı!..
Yani kısacası, Holıvıd ortaklığıyla kaydedilen ses bantlarının, seks kasetlerinin hedefi partiler değil, siyaseti tam anlamıyla ülkenin geleceğini dizayn etmektir!..
Kaset olayına lütfen aklı aşağılara çalışanlar gibi kameranın vizöründen değil, senaristin vizyonundan bakınız… Her şey çok net görülecektir!..
Parti içi kavga mı?..
MHP’lerle ilgili kasetleri internetten yayınlayanlar çok zekice bir senaryo da yazmışlar… Dibinde takıye olan bir senaryo!..
İzleyenler farketmiştir ki, kasetleri yayımlayanlar yaptıkları yazılı açıklamalarda şöyle bir manzara yaratmaya çalışmışlar;
“AKP iki dönemdir iktidardaysa bunda MHP’nin siyasal başarısızlığının da payı vardır. Bu başarısızlık Devlet Bahçeli ve ekibinden kaynaklanıyor. MHP tabanı da, Ülkücülüğe yakışmayan bu yönetimden rahatsızdır. Bu yüzden başta Bahçeli olmak üzere tüm MHP yönetimi istifa etmelidir!..”
Kasetler, yayımlayanlar, kendilerince aşağı yukarı böylesine bir olumsuzluk tablosu çizmişler!..
Üstelik kendilerine “Başbuğun Ülkücüleri” adını vererek parti içinden bir grup oldukları izlenimini de yaratmaya çalışmışlar!..
“Farklı Ülkücülük” adlı web sayfasını tasarlayanların yayımladığı kasetler iki önemli gerçeği de kendiliğinden deşifre ediyor:
Dikkat çekici noktalar!..
Evet, bu kaseti yayımlayanlar kesinlikle MHP içinden istihbarat almışlar!.. Çünkü komploya kurban gidenlerin yakın ilişkilerini ancak parti çevresindeki insanlar bu kadar detaylı bilebilir..
Ancak bu gerçek, kasetleri MHP içinden birilerinin ürettiğini kesinlikle kanıtlamıyor!..
Gelelim ikinci gerçeğe; Haydi diyelim ki, bu kaseti MHP içinde ki gruplar yaptı!.. O zaman da şu soru gündeme geliyor:
Bu kasetlerin en az bir yıllık uğraşın ardından çekildiği tahmin ediliyor.
Varsayalım ki, bu kadar pervasızlık, cesaret, istihbarat, dinleme, takip, araç gereç, teknik donanım ve profesyonelliğin ardında gerçekten MHP’liler var!..
O halde bu güçlerini, zekalarını, zamanlarını, sabırlarını ve de yeteneklerini niçin partilerini kalkındırmak için kullanmadılar?..
Böylesine sabır, zeka ve uzmanlık isteyen becerilerini niçin video çekme yerine MHP’yi iktidara taşıyabilecek projelere yönlendirmediler?..,
Siyaset; erkekçe, adam gibi, sandıkta, mitingi alanında ve siyasal arenada yapılmalıdır!..
Evet, her filmin senaristi, yönetmeni ve kameramanı vardır… Tabi bir de figüranları!.. İşte asıl mesele!..
MHP etkilenir mi?..
Gelelim kasetin MHP’ye yönelik etkisine…
Dünkü gazetelerde, SONAR, KONDA ve Metrapol gibi önemli araştırma şirketlerinin kaset yorumları vardı.
KONDA’nın sahibi Tarhan Erdem, kasetlerin oy açısından etkilenmeyeceğini söylemişti.
Metrapol’den Özer Sencar, “CHP’deki değişimi hedefleyerek başarı sağlayanlar, şu an MHP’de aynı sonuca ulaşamadı” demişti.
Kasetlerin MHP’nin oylarını arttıracağını belirten SONAR’ın sahibi Hakan Bayrakçı ise şu yorumu yapmıştı:
“Bunun da ters teptiği yavaş yavaş yansımaya başladı. MHP’ye oy vermeyi düşünmeyen birçok kişiden, ‘Bu oyunu bozmak için oyumu MHP’ye vereceğim’ sözlerini duydum.”
Geçen hafta Güneydoğu‘daydım, hafta sonu ise Ankara’da…
Konuştuğum yurttaşların çoğu MHP’lilere yönelik kaseti umursamıyor bile!..
Evet, siyasilerin özel yaşamlarına dikkat etmesi kaçınılmaz… Hele siyasi partilerde önemli mevkilerde bulunanların attıkları her adıma dikkat etmesi, özel ilişkilerinde çok duyarlı ve özenli davranması da zorunlu..
Ters tepebilir!..
MHP gibi muhafazakar çevrelerden bile oy alan bir partide özel yaşama yönelik duyarlılığın daha da yoğunlaştırılması gerekiyor…
Ancak tüm bunlar MHP’yi kumpasa almayı hedefleyen kasetlerin yayımlanmasını haklı çıkarmıyor!
Yurttaşların kafasında iki algı öne çıkıyor; özel yaşamın bu denli sistemli biçimde izlenmesinin ardında derin bir tezgah var!..
İkinci algı ise çok ciddi kaygıları dışa vuruyor… Toplumda, kasetlerin MHP’yi değil, rejimi dizayn etmeye çalıştığı yolundaki inanç giderek artıyor!..
Türk toplumu her olayı çabuk unutur… Seçime 20 gün varken bu kaset rezaleti de yurttaşların hafızasında uzun süre yer etmez…
Benim görüşüme gelince, siyasetin ve tabi ki ülkenin dizayn edildiğini fark eden farklı kesimler tepki uğruna MHP’ye oy verebilir!..
Yorum Gönder