Eylül Darbesi öncesinin “faili meçhul” lerinden biri de Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak’ın uğradığı suikast olayıdır.. Bakan Gün Sazak, gazeteci Abdi İpekçi gibi “1980 Türkiye’si” kurbanıdır.. Hem gazeteci Abdi İpekçi hem de Bakan Gün Sazak aynı “karanlık dosyaları” aydınlatmaya çalışıyorlardı.. Aynı karanlık odaklar tarafından öldürüldü.. Abdi İpekçi Sosyal Demokrat görüşlü bir aydındı.. Onu öldüren tetikçi uzantılara kasten ülkücü damgası vurulmuştu!.. Gün Sazak ise Milliyetçi bir vatanperver aydındı.. Onu öldüren tetikçiler ise “Dev-Sol” patenti taşıyanlardan seçilmiştir.
Oysa tetikçilerin kimlikleri ne olursa olsun ipleri tutan karanlık merkez aynıydı..
Gün Sazak, 27 Mayıs 1980’de öldürüldü.. Suikastı, Dev-Sol adlı terör örgütü üstlendi!.. Rahmetli Gün Sazak, 21 Temmuz 1977 tarihinde kurulan 2. Milliyetçi Cephe Hükümeti’nin dışarıdan atanan Gümrük ve Tekel Bakanı’ydı... O dönemde Bakanlığı ele aldığında Türkiye’nin gümrük duvarları eleğe dönmüştü!.. Uyuşturucu gidiyor, silah, sigara, elektronik eşya geliyordu.. Bu yasadışı karanlık ticaret Türkiye’nin içindeki teröre finans ve silah sağlıyor, memleket bir baştan ötekine kan gölüne dönüyordu.. Vurguladığımız gibi, bu karanlık kanlı ticaretin odağı gümrük kapılarıydı ve bu kapıları devletin içine sızmış çetelerle, bir takım yerli yabancı derin ilişkiler yönetiyordu..
Gün Sazak ve ekibi göreve başladıkları andan itibaren hedef haline geldiler.. Tehditler öyle sıradan kaynaklardan değildi.. O ekipte yer alan Gümrük Müfettişi Necati Can “MİT’ten bana İstanbul’u terk et. Sizi götürecekler” diye bilgi geldi!.. “Hem mafya hem sol örgütlerden bu tehdit. Beni öldüremiyorlar, iki üç tane gümrük memuru arkadaşımızı öldürdüler” diyor.. Necati Can, Gün Sazak gibi Milliyetçi görüşlere sahip.. Bu yüzden tehditlerin kaynağı Dev-Sol olarak ortaya çıkıyor.. Can’ın bu konudaki görüşleri şöyle..
“..Dev-Sol deniyor o zaman. Bu örgütlerin içerisinde başka unsurlar var. Yabancı servisler var. Türk çocuklarını kullanıyorlar bu servisler. Bunlara suikast görevi verilmiş. Verenler de kaçakçılığı yapan servislerin kullandığı isimler. Bir baktık ki, sadece sol kullanılmıyor, sağda da kullanılanlar var!..”
Necati Can’ın anlattıkları tarihe tanıklık niteliğinde..
“Gün Bey suikasta uğramadan 15 gün evvel, o zamanki ismiyle Sheraton (Bugünkü adıyla Ceylan Otel) Otel’de bir araya geldik. İstanbul’a geldiğinde telefon açtı ve otelde buluştuk. Koruması Hüsamettin Korkmaz vardı. Sonra Yılma Durak’ı çağırdılar, o da geldi. Yılma Bey dedi ki, ‘Terörün önü alınamazsa, hiçbirimizin can güvenliği kalmayacak. Bu bizim dışımızda olay. Taraf gösteriliyoruz ama...’ Gün Bey, ‘Kim bunlar?’ diyerek sözü aldı ve silahını gösterdi bana. Smith Wesson. Beli de ağrıyormuş. ‘Necati Bey ben bu silahı taşıyacak birisi değilim ama o kadar kötü durumdayız ki...’ diye serzenişte bulundu. Hedeftik hepimiz... Ben uzun zaman İstanbul dışında gezdim. Beni de öldürmek istediler, üç kez kurtuldum suikasttan. Gün Bey’in sözü şu: ‘Bizim bu organizasyonlardan parti olarak da, grup olarak da haberimiz yok. Terörün durması için muhatap bulamıyoruz ama bu terör dışarıdan organize ediliyor”...
***
Batılı servisler... Bu işi başlatırken servisler, Türkiye için hep plan yaptılar. ABD için de böyle Rusya için de böyle.
***
Gün Bey’in hedef olmasının sebebi Gümrük ve Tekel Bakanı olması.
Abdi Bey’le görüşüyorlardı. İpekçi, Gün Bey’in bakanlıktan ayrılmasına ve 11’ler olayına çok karşı çıktı.
Yorum Gönder