Eşek!.. - Ümit Zileli
Hepimizi Allah korumuş!..
Mazallah, yüksek yargı kurumunun herhangi bir koltuğunda şu anda bir eşek bile oturuyor olabilirmiş, gerçekten ucuz kurtulmuşuz!..
Şakası bile kötü değil mi?.. Ama bu düşünce kesinlikle bana ait değil, ben Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı ve Beypazarı Hâkimi Orhan Gazi Ertekin’in yalancısıyım!..
Önce bu derneği hatırlayalım: İktidarın adeta öcü gibi gördüğü Yargıç ve Savcılar Birliği YARSAV’a karşı 2009’un sonunda, yani anayasa referandumundan yalnızca on ay kadar önce, Anayasa Mahkemesi Raportörü Osman Can’ın öncülüğünde kuruldu. Referandumda “evet” oyu çıkması için cansiperâne çalışan bu derneğin sloganı da unutulmazdı:
- Yetmez ama evet!..
Peki, Orhan Gazi Ertekin kim?.. Bu derneğin, Osman Can’la birlikte eşbaşkanı!.. O da referandum sırasında “evet” oyu çıkması için canla, başla çalışmış, ancak yeni Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) seçimlerinin ardından şu sözcüklerle tarihe geçmişti:
- Seçim sonuçları iktidar için Pirus zaferidir.. İkinci HSYK’ de gayrimeşrudur...
Atı alanın Üsküdar’ı çoktan geçtiği o ortamda eşbaşkanın bu sözleri yalnızca acı bir tebessüm yaratmış, biz de şöyle demiştik:
- Geçmiş olsun!..
***
İşte bu arkadaş, bir kitap yazdı. Adı şöyle:
- Yargı Meselesi Hallolundu-Yargıçların “Eşekli Demokrasi” İle İmtihanı
Kitabın adı müthiş.. İçeriği ise daha da müthiş!.. HSYK seçimleri öncesinde Adalet Bakanlığı ile Demokrat Yargı Derneği ve kimi hâkimlerle yapılan akıl almaz pazarlıkları anlatıyor... Diğer eşbaşkan Osman Can’ın “bir Adalet Bakanlığı yüksek yetkilisi benden bakanlık listesi için iki isim istedi. Gerekirse daha üst yetkiliyle görüşüp sayının üç olmasını sağlayabilirim” sözlerini bir bir ortaya döküyor. Ama aynı toplantıda, bir kıdemli hâkimin söyledikleri, HSYK seçimlerinin nasıl bir “ileri demokrasi”ye sahne olduğunu tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor:
- Ben şahsen Adalet Bakanlığı eşeği aday gösterse, eşeğe oy veririm!..
Nasıl yargıç ama?!. Bitmedi, çok kıdemli bir hâkim, altta kalmamak için kıdemine uygun bir değerlendirmeyle konuşmaya dalıyor:
- Ben YARSAV’ın kazanacağı bir sabaha uyanacağıma, şeytanla bile işbirliği yaparım..
Utanç verici değil mi?.. Ama dahası var; bu “ileri ahlaklı” toplantıya bir başka çok kıdemli hâkimin şu “demokratik” sözleri damgasını vuruyor:
- Bizim için önemli olan kazanmak. Siz ise önemli olan adalettir diyorsunuz. Bu seçim her şeyden önemli. İlerde demokratik bir seçim yapılabilir..
Açın arşivleri bakın; bizler, o zaman sanki bu toplantıyı görmüşçesine “yargı, Adalet Bakanlığı’na bağlı bir genel müdürlük haline getiriliyor” diye yazarken namusunu, haysiyetini “ileri demokrasi oyununa” kaptırmış kalemler, “demokrasinin zaferi” çığlıkları atıyorlardı!.. Kitapta Osman Can’la ilgili değerlendirme ise şöyle: “Siyasi memur!..” Eşbaşkan Ertekin’e yine de teşekkür etmek gerek..
- Yeni anayasanın hangi kafayla ve hangi “hukukçularla” yapılacağını gösterdiği için!..
Bir Yurtsevere Mektup (109)
Sevgili kardeşim Balbay, öyle günlerden geçiyoruz ki, her sabah “bugün nasıl bir pisliğe, hangi türden bir kahpeliğe uyandık” acaba diye endişeyle, kaygıyla kalkıyoruz yatağımızdan. Birçok seçim izledik, ama böylesini değil, bu bir ilk!.. Öyle bir noktaya geldik ki; erkeklerin 4’e kadar kadın almasının yasallaştırılması bile tartışılabiliyor artık. Üstelik “bu erkeğin hakkıdır” diyen kişi de bir kadın, iyi mi!..
Bu hafta sonu bir gazeteci, sanatçı, yazar ordusu olarak izmir’e çıkarma yapıyoruz!.. Madem sana dört duvar arasında söz söyleme fırsatı bile verilmiyor, o halde bu ülkenin namuslu insanları senin adına senin sesini cuma günü Karşıyaka’da, cumartesi günü de İzmir Gündoğdu Alanı’nda yükseltecek, kitaplarını imzalayacak...
Seni ve tüm yürekli yurtseverleri sevgiyle kucaklıyorum...
Yorum Gönder