Allah’a, kitaba gerçekten inancınız varsa
bu olanlardan Türkiye’nin başına açtığınız belalardan, getirdiğiniz
karanlıklardan, birbirinizi hayâsızca suçlamaktan, utanın.
Sizler saray yavrusu evlerinizde, kuştüyü
yataklarınızda rahatça uyurken zindanlara kapattığınız masum insanların evlerini,
barklarını dağıttınız. Onları hücrelere tıktınız, ailelerini çoluk çocuk
demeden perişan ettiniz.
Büyük günahlara girdiniz.
Sizler nasıl Müslümansınız ya?
***
3 Mart 2013 tarihli yazımın başlığı Silivri kapıları derhal açılmalıdır…
Yazımda 28 Şubat’ın darbe olduğunu iddia
edenlere “En doğru bilgi o günleri bizzat yaşayan ve dönemin cumhurbaşkanı olan
9.Cumhurbaşkanımız Sn. Demirel’in özel konutunda Meclis Darbeleri Araştırma
Komisyonuna vermiş olduğu bilgilerdedir. 7/6/2012”
Tüm bu gerçekler ne yazık ki iktidar
tarafından halktan gizleniyor ve halen 28 Şubat Darbesi yaptılar diye
generallerimiz, subaylarımız vatana verdikleri onca hizmetlerinden sonra esir
alınırcasına zindanlara kapatılıyorlar.
“İşte
Ergenekon, Balyoz ve diğer Kafes mafes uydurmacaları da aynen böyle cambazlıkla
gelişiyor” demişim.
Ve bu dava fos çıktı...
Ben bu yazıyı yazalı neredeyse bir sene
olacak o zamanlar hoca efendi ile iktidarın arası gayet iyi idi veya öyle
gözüküyordu.
AKP ve Hoca Efendi aynı yolda yürüyorlardı,
amaçları aynıydı.
İkisi de Atatürk Cumhuriyetini yıkmak
yerine şeriatla yönetilen bir Türkiye yapmak istiyorlardı.
İki taraf ta dini çok güzel kullanıyor ve
dini amaçlarına alet ediyorlardı.
Düzmece
davalara Cemaatin savcı ve hâkimleri bakıyorlardı.
Türkiye’deki
rejimi değiştirebilmek için ilk önce TSK ‘i çökertmeliydiler. Bunda ikisi de
anlaştılar.
Sonra sıra aydınlarımıza,
gazetecilerimize, bilim adamlarımıza geldi.
Milyonlarca
üyesi olan İşçi Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Doğu Perinçek ve oğlu Tarih yazarı ve akademisyen Mehmet Perinçek te
bu düzmece davalardan nasiplerini aldılar. Zindanlara kapatıldılar.
Neden?
Bunca
kişinin genel başkanlarını nasıl zindana kapattınız ?
Ne
suç işledi vatanını sevmekten ,doğruları söylemekten başka?
Bunları neden yaptınız? Sırf şahsi
saltanatlarınızı, makamlarınızı korumak adına değil mi?
Bu davaların düzmece kumpas olduğunu
bizler biliyorduk, davaları izlerken savcı ve hâkimlerin lakayt tutumlarına ve
oturum sırasında kahramanlarımıza yaptıkları saygısızlıklara kahroluyorduk.
Sabrettik hep.
Yılmadık, durmadık ve kahramanlarımızı
Silivri’de sıcak, soğuk demeden asla yalnız bırakmadık.
Sonra ne oldu bir 19 Mayıs yaşadık, halk
bu haksızlıklara ve olanlara karşı ayağa kalktı..
En
sonunda aslanlı yolda birleştik.
Bu millet zulümlerden, yalanlardan,
dolanlardan, rüşvet ve talanlardan, soyulmaktan ve de sizlerden bıktı artık.
Cemaat- AK Parti kavgası patronun
kim olacağı davasıdır.
Şimdilik
Erdoğan patron ama ileride ne olacağı belli olmaz.
İşte bizlerin hiçbir zaman inanmadığımız
o yalancı tanıklarla, dijital verilerle, sahte delillerle esir alınan
yurtseverlerimizi, kumpaslarla hayatlarını kararttıklarını başbakanın bizzat
kendisi itiraf etti
O
zaman neden, neden halen esir tutuyorsunuz onları?
Kumpasla yürütülen mahkeme adil olamaz ve
elbette olmadı.
Bugün görevden aldığın o savcılara kendi
oğlunu teslim edemedin ey başbakan.
MİT Müsteşarın Hakan Fidan’ı da teslim
edemedin. Bir gecede yasa çıkartıverdin.
Şimdi intikamını alıyorsun. Hepsini
sürdün bir taraflara,
Neden?
Korktun çünkü değil mi?
Sana da kumpas kuracaklar ucu sana
dokunacak diye.
Yer altına önceden gömdükleri silah,
mühimmatları elleriyle çıkartıp Ergenekoncuların silahları diye gösteren,
cemaatle işbirliği yapan o polisleri de sürdün.
Şimdi hiçbir günahları, suçları olmayan
esir aldığınız yurtseverlere gelmedi mi sıra?
Daha
ne kadar bekleyeceğiz?
Sen
kendin söylemedin mi sahte ihbar mektuplarıyla, ayarlanmış yargı mensuplarıyla
mahkûm edildiklerini.
O
zaman mevcut kararlar hükümsüzdür. Bunu kaçtır hukukçu olmadığım halde
söylüyorum.
Yapacağın
bir şey var. Ben hukuktan anlamam, hukuk ne karar verecek masalı filan anlatma
da
hiç
vakit geçirmeden torba, bohça, adına ne dersen de bir yasa çıkart ve
yurtseverlerimizin
özgür
olmalarını sağla.
Tutuksuz
yargılansınlar.
Yargılanıp suçsuz olduklarını dünya âlem
öğrensin.
Bunu lütfetmeyeceksin sayın başbakan bu
senin görevin.
Kırk yılda bir doğru iş yap.
Sonra
ne olacak Türkiye düzelecek mi?
Hiç sanmıyorum, bu kadar yolsuzluktan
sonra biraz zor .
Ne
var ki, adice suçlayarak, savunma hakkı
bile tanımadan, efendim, casusluk ve fuhuşmuş, cebir ve şiddet kullanarak,
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya
teşebbüsmüş, darbe imiş düzmeceleri ile vatanseverlerimizi esir alanlar gün
gelecek Türk Milletinin ayakları altında ezileceklerdir.
Bu böyle biline.
Yorum Gönder