Hayırdır
inşallah!
Yeniden yargılama tartışmalarına ilişkin, “İçeride günahsız yatan çok kişi var”
diyor.
Allah Allah! başbakana bir haller oldu.
Sormak
gerek, şimdi mi aklına geldi sayın başbakan?
Vicdanın mı sızlamaya başladı, yoksa
asrın soygunu, ayakkabı kutularından çıkan dolarlar ve ucu oğluna dayanan
sonrasında dediğin gibi oğlum değil esas beni hedef alıyorlar düşüncesi mi
böyle konuşturuyor seni.
Elini, dilini tutan mı var? Yeniden yargı
da ne demek?
Alıştık bir gecede yasa çıkartmana.
Torbası benden olsun, yeni bir yasa
çıkart ve deki;
“ Ben
yanlış yaptım ey halkım!
Özel
Yetkili Mahkemeleri çıkarttığıma ve bunca yurtseveri haksız yere zindanlara
tıktığıma çok pişmanım. Bu mahkemede ordumuza, aydınlarımıza yapılan bütün
suçlamalar düzmeceydi.
Bundan
ötürü görülen davalar ve verilen kararlar hükümsüzdür.
Ergenekon
ve ona bağlanan tüm davalar kapatılmıştır.
Özel
Yetkili Mahkemeleri lav ediyorum.”
Diyebiliyor musun?
Hiç sanmıyorum.
Çünkü samimi değilsin.
Suçsuz yere demir parmaklılar ardına
kapattığın bunca insanın vebali Fetullah Efendiden değil senden sorulacaktır.
Çünkü iktidar olan sensin.
Bu davaların birer düzmece olduğunu bal
gibi de biliyorsun.
Hâkim ve savcılar önceden belirlenmiş
görevlerini yapıyorlardı.
Öyle ki lehte olan yanıtlara iddianamelerde
yer verilmemesi, bilirkişi raporlarının kale alınmaması gibi.
Orada oynanan hain bir tiyatroydu ve
halen oynanmaktadır.
Karşısındaki insanı küçümseyen, âdeta
alay eden o yargıçlar ve savcılar gün olacak aynı şekilde yargılanacaklardır
inşallah. Buna inanıyorum.
Yüzlerce
masum insanın hayatlarını çaldın, ailelerini perişan ettin.
Günahı
biliyorsan günah işledin ey başbakan!
Merak
ediyorum acaba kıldığın namaz tanrı katında sayılıyor mu?
Yol
yakınken bu günahtan, haksızlıklardan dön derim.
***
Ateşim 39 dan 37 ye ancak bugün düştü.
Üşütmüşüm birkaç gündür yatmaktaydım. Tuncay
Özkan, dün Fatih Hilmioğlu’nun içler acısı olan son durumunu anlatıp
özgürlüğü için herkese çağrı yapmıştı. Bunu okuduğum zaman inanın kahroldum.
Kafam kazan gibi, ağrımadık bir tarafım
yok Twiter’a girdim.
Sayın
cumhurbaşkanına seslendim kaç kez unuttum. Sn.Hilmioğlu’nun durumunu anlattım
ve elindeki yetki ile mutlaka çözüm bulmasını insanlık adına rica ettim.
Bu arada tüm orada olan kişilere de
seslendim birlik olalım burayı sallayalım diye ama bir türlü istediğim olmadı.
İnsanlar acaba çok duyarsızlaştılar mı ne iştir anlayamadım. Duruma daha fazla
dayanamadım ve çıktım.
***
Cemaat
ve AKP
1965
ten beri devleti sistemli bir şekilde ele geçirmek isteyen Gülen Cemaati hem
ekonomik olarak güçlenmiş hem de uluslararası ilişkilerde önemli bir güç
olmuştur
ABD’de süresiz oturum izni almak için
yaptığı başvuru dosyasına koyduğu bir belgenin olduğu, yıllardır CIA’dan maaş
aldığı, banka dekontlarının bu dosya içinde olduğu iddiaları ortaya atıldı.
Gülen’in kendinden emin şekilde 180
dönümlük bir malikânede yaşadığı ve de 220 FBİ ajanı tarafından da korunduğu da
iddialar arasındaydı.
ABD büyük bir menfaati olmasa neden
besleyip korusaydı bu hoca efendiyi?
Atatürk ve rejim düşmanı Hoca Efendi
yıllar içerisinde ordu ve polis gücünde örgütlenerek her iki kurumunda içini
oymaya başlamış, diğer okullarda
yetiştirdiği kişilerin de önemli koltuklara gelmesini sağlamıştır.(Vali, savcı,
kaymakam vb.)
İktidar değildi ama iktidardan daha
güçlenmiş ahtapot gibi kolları her tarafa uzanır olmuştu. Tayyip Erdoğan bunu
yıllar önce fark etmişti. Hocadan, onun gittikçe büyüyen gücünden hoşnut
değildi.
2004 yılı Haziran ve Ağustos aylarında
MGK, "İrticai Faaliyetlere Karşı
Yürütülecek Mücadele" başlığıyla toplandı, alttan alta mücadeleye
başladı.
Sessiz ve derinden gidiyordu sanırım.
Fethullah
Gülen Cemaati'ne yönelik bu belgeyi Taraf 'ın yayımlamasının ardından iki güç
arasında ipler kopmaya başladı. Ve
koptu.
Şimdi, birbirlerini yok etmeye
çalışıyorlar.
Zindanlara kapatılmış esaret çeken
yurtseverlerimiz için yıllardır kendi çapımda mücadele ediyorum. Yazıyorum,
yeri geldiğinde konuşuyorum.
Bazen bir hukukçu olamadığım için esef
duyuyorum.
Yasalardan pek anlamıyorum ama
inceliyorum kendimce umutla bir açık arayıp duruyorum.
Şimdilerde bu 312. Maddeye taktım kafayı.(Özel Yetkili Mahkemeler)
İncelediğimizde
bu maddenin “Türkiye Cumhuriyeti
Hükümet’ini yıkmaya teşebbüs” şeklinde ifadeler taşıyan bir madde olduğunu
görüyoruz..
“Yıkmaya
teşebbüs” ibaresi çok özel
bir suç tanımlaması yapmıyor, yani her şey teşebbüs etmeye girer anlayışı ile
bir kural veya ilke olamaz. Bu
teşebbüsün sınırları nedir? Hangi hal ve ifadeler kamu düzeni ve mevcut hükümet
için tehlike ihtimalini ortaya çıkartır belli değil.
O zaman 312.Madde hem yasada yazıldığı
şekliyle hem de şu ana kadar Ergenekon kapsamında uygulandığı şekliyle hukuk
devleti kurallarına tamamen aykırı oluyor. Bu nasıl hukuktur? Yasanın bu
haliyle oluşturulan Özel Yetkili Mahkemelerin geçerliliği olabiliyor mu?
TMK'nın 10. maddesinde yapılan yeni
düzenleme nedeniyle, özel yetkili mahkemelerin dayanağını oluşturan CMK'nın
250, 251 ve 252. maddeleri yürürlükten kaldırıldı. Yürürlükten kaldırılan 250.
maddesinin birinci fıkrasına göre, görevlendirilen mahkemelerde açılan davalara
kesin hükümle sonuçlandırılıncaya kadar,
bu mahkemelerce bakılmaya devam edilecek. Denildi.
Allahtan korkmaz, kuldan utanmazlar.
Arap’ın yalellisi gibi uzatılan mahkemeler insanların olumsuz şartlarda
yaşamalarından ötürü hastalanıp teker teker ölmesine kadar sürecekti herhalde.
Türk Milleti olarak buna asla izin vermeyeceğiz. Görecekler, demokrasilerde
çare tükenmez derler demokratik haklarımızı kullanarak o kapıları yıkacağız.
TC.Tünay Süer
11.Ocak.2014
Yorum Gönder