Suriye ile ilgili işkence fotoğraflarını nasıl değerlendirmeli?

Kafa Kesenlerin, Kalp Yiyenlerin, İşkence Yapanlardan daha iyi olduğuna inanmamızı bekliyorlar...

Esad rejimi tarafından öldürüldüğü iddia edilen 11 bin kişinin, 55 bin kareden oluşan fotoğraf albümü yayınlandı.
Bu yayının arkasında İngiltere var. Sonra da ABD var. Zaten ikisi de aynı kapıya çıkar. O zaman biraz durup, sorgulayalım.

ABD’den bahsetmeye gerek yok. Birçok yazıda yeterince anlattık.
Asıl değinmemiz gereken ülke İngiltere.
İngiliz istihbaratı, Dünyanın en eli kanlı örgütü olarak bilinir.
İngiliz sömürgeciliğinin son 2 yüzyılda katlettiği milyonlarca, Afrikalıyı, Asyalıyı, Avustralya yerlisini ve Amerika kıtası yerlilerini, başkaları öldürmüş gibi göstererek, dünya kamuoyuna yanıltmayı başarmış İngiltere istihbarat örgütüne ne kadar güvenileceğini soran yok.

Sadece şu kadarını söyleyeyim, Kurtuluş Savaşı sırasında Mustafa Kemal'i Ermeni, Rum ve Müslüman (Hilafetçiler) katili, hatta soykırımcısı gösteren İngiliz istihbarat örgütünden bahsediyoruz.
Yıllar sonra açıklanan gizli belgelere bakıldığında, tüm bu iftiraların kara propaganda kapsamında yapıldığı anlaşılmıştı. Onlar da zaten itiraf etmişti.

Suriye ile ilgili yayınlanan fotoğraflara bakan herkes, tepki gösterecek, üzülecek, öfke dolacaktır. İnsan olan zaten böyle davranır.
Ancak lütfen dikkat, burada hesap, bildiğimiz acımasız sömürgeci hesabıdır.
Fotoğraflara bakarak, sadece Esad rejimine düşman olalım, Batılıların ve bizimkilerin desteklediği katilleri unutalım istiyorlar.
Öldürdükleri rakiplerinin üstüne benzin döküp yakan canavarları bilmezden gelin diyorlar.
Öldürdükleri rakiplerinin kafasını kesip, önünde gülerek poz veren kan içicileri yok sayın diyorlar.
Öldürdükleri rakiplerinin kafasını önlerine koyup, ellerindeki ekmeği o kesik kafaya yedirmeye çalışarak eğlenen yaratıkları unutun diyorlar.
Öldürdükleri rakiplerinin kalbini söküp, kameralar önünde yiyen canavarları görmezden gelin diyorlar.

Kimi unutmamızı istiyorlar?
Suriyeli muhalif denilen grupları.
El Nusra Cephesini.
Dünyanın adını duyduğunda dehşete düştüğü El Kaide’yi.
Bunlar kötü olabilir, ama daha kötü olan Esad rejimidir diyorlar.

Kötüler arasında seçim yapın dayatmasını getiriyorlar.
Millet uyanmasın diye de, “El Kaide, Esad rejimi ile anlaşmış, birlikte hareket ediyor” diyorlar.
Bu propagandayı en çok bizim yandaş medya yapıyor.
Bu fotoğraflar, yolsuzlukları unutturmak için kıvranan bizimkilere ilaç gibi geldi.
AKP-Cemaat kavgası da unutulsun, yayınlanan 55 bin fotoğraf konuşulsun derdine düştüler.
Fotoğrafların yayınlandığı saatte ekranları, adına uzman denilen tetikçilerle doldurdular.
Özel yayınlar, özel programlar, canlı bağlantılar yaptılar.
Ekranın köşesine de +13 uyarısını koydular.
Ortak düşman Esad’a karşı ağızlarına geleni söylediler, ama ortak dostları El Kaide’ye laf söylememek için kıvırttılar, çalkaladılar.
Kesik kafalarla poz verilirken, sökülen kalpler yenilirken, bir program yapmayıp, tek bir kınama sözü etmeyen samimiyetsizler, bizim samimiyetimizi sorgulayamaz.

Hemen bunlara soralım;
“Madem Esad rejimi ile El Kaide birlikte hareket ediyor, öyleyse El Kaide militanlarına gönderilen tırlar dolusu silah neyin nesi?
Esad ile anlaştığını söylediğiniz El Kaide militanlarının Hatay’ı yol geçen hanına, sınırı da kalbura çevirmesine neden müsaade ediyorsunuz?
Neden El Kaide’ye göz yumuyor, destek veriyorsunuz?
Hepsinden önemlisi, Esad rejimi ile müttefik olduğunu söylediğiniz El Kaide militanlarına niye dur demiyorsunuz?
Yoksa siz de mi, Esad rejimi ile gizlice anlaştınız?
Milleti salak, kendinizi uyanık mı sanıyorsunuz?

Herkesin sorduğu soruyu bir de ben tekrarlayayım, “Fotoğraflar, bunca zamandır elinizdeydi de, neden, Suriye’nin kaderinin belirleneceği Cenevre-2 Konferansı öncesi yayınladınız ki?

Ölen, öldürülen, işkence gören Suriyeliler için timsah gözyaşları döken samimiyetsizlere soralım,
“Arap Baharı denilen süreçte, yönetimi düşürülmeye çalışılan ülkelerden biri olan Suriye’de, canavarlıklarıyla tanınan, kafa kesicileri, kalp yiyicileri, ceset yakıcıları, yani El Kaidecileri destekleyen Batılı sömürgeciler ile onların peşine takılan bizimkiler, canavarlar yaratarak yaptığınız hatayı unutturacağınızı mı sanıyorsunuz?”
Suriye’deki ölümlerden, yayınlanan işkence fotoğraflarındaki görüntülerden öncelikle siz sorumlusunuz.

Bir ülkede iç savaş çıkarsa, taraflar arasında yaşanacak vahşetin önüne kimse geçemez. Suriye’deki savaşı çıkaran sömürgecilere sesleniyorum, taraflardan birini kötülemeniz, gerçek katilin siz olduğunuz gerçeğini asla unutturamaz.
Siz istiyorsunuz diye katliamcılar, işkenceciler, diktatörler ve canavarlar arasında seçim yapmak zorunda değiliz.
Siz, çıkarlarınız söz konusu olduğunda bunların tamamıyla anlaşırsınız.
Ama biz hepsine karşıyız.
Daha düne kadar Esad’a kardeşim diyenleri unutmadık.

Gürbüz Evren // Siyaset Bilimci
facebook.com/gurbuz.evren.9

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget