AKP'nin Suriye'de günahı çok... En yakın örnekten söz edelim:
Erdoğan, Suriye meselesine burnunu sokmasaydı, Türkiye Şam çıkmazında
emperyalistlerin maşası ve taşeronu haline getirilmeseydi; Cilvegözü
Sınır Kapısı ile Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde 40'tan fazla yurttaşımız
bombalı saldırılara hedef olarak katledilmezdi...
Bırakınız Suriyeli göçmenlerin açtığı sosyo-ekonomik yaraları,
Ankara'nın Ortadoğu'da yalnız kalışını, AKP'nin dış politikadaki
çöküşünü, Türkiye'nin neredeyse El Kaide'nin barınma üssü olmasını ve
Güneydoğu'daki esnafın iflas noktasına gelmesini... Cilvegözü ve
Reyhanlı örnekleri bile AKP'nin nasıl bir günah kuyusunda çırpındığını
göstermeye yetiyor...
Evet, AKP iktidarı suçlu... Çukurova üzerinden sınıra
yönlendirilirken durdurulan "silah yüklü TIR"lar da gösteriyor ki, Esad 3
yıldır devrilemezken AKP'nin Suriye hırsı da ne yazık ki bitmiyor...
TIR'lara yüklenmiş araç- gereçler ya da "silah"lar gerçekten ÖSO
militanlarına mı, yoksa savaşın ortasında savunmasız kalan "Türkmenlere"
mi gönderiliyor tam olarak saptanamıyor ama sorgulanması gereken iki
mesele var; MİT'in dış operasyonlara giriştiği iddiasıyla devletin
gözetimindeki TIR'ların yıllar sonra bu kadar kolaylıkla deşifre
olabilmesi hiç de hayra alamet değil...
İhbar kaosunda savaş çıksaydı?
Ne şaşırtıcı değil mi; Suriye krizi üç yıldır Ortadoğu'yu kilitlemiş
ve AKP hükümeti, Esad'ı devirmek için oldum olası Suriye muhaliflerine
silah ve para yardımı yapmakla suçlanıyor...
Bu bir "devlet politikası" mı, yoksa Türkiye, ABD ve destekçilerinin
silah ve mühimmatlarını Suriye'ye ulaştırmakta "kargo" hizmeti mi
veriyor bilinmiyor... Hatta son üç yılda kaç TIR Suriye'ye gizemli yük
taşıdı, o da tam olarak kestirilemiyor...
Ancak şu bir gerçek ki; cemaat ile AKP arasındaki kavga başlamadan önce TIR'lar falan böyle kolaylıkla deşifre olmuyordu!..
Yani ne zaman cemaat ile AKP arasındaki kavga devlette yuvalanmış
"cemaatçi" bürokratları tasfiye etmeye başladı, amaçları ve
güzergâhlarını ancak istihbarat-çılarla özel görevlilerin bilebileceği
devlet TIR'ları da ardı ardına deşifre edildi!..
Medyaya yansıyan analizler ve "kuşku" haberleri de gösteriyor ki;
AKP-cemaat kavgasında, salt hükümet zor durumda kalsın diye "TIR'lar
ihbar ediliyor", valiler, savcılar, polisler ve jandarma birbirine
düşürülüyor...
Deşifre edilen ve durdurulan her TIR karşısında taraflardan biri
avuçlarını ovuştururken, devletin dış politikasındaki sırları da
yollarda geziyor!..
Kimse yanlış anlamasın; AKP-cemaat çatışmasında yalnızca laik
cumhuriyetten yanayız... Ama "devlet istihbaratının bilgisinde" olan
araç ve gereçlerin "intikam uğruna" bu kadar pervasızca ihbar edilmesi
ve Türkiye cumhuriyetinin uluslararası arenada zor duruma düşürülmesi,
devletin işlerliği ve geleceği açısından da tehdit oluşturmuyor mu?..
Örneğin; tam da şu sırada, yani AKP ile cemaatin birbirini vurmak ve
zor durumda bırakmak için ihbar-gözaltı-tasfiye mücadelesinde olduğu
süreçte, Türkiye aniden bir savaşa girmiş olsaydı devletin sırları
açısından neler yaşanırdı acaba?.. Cepheye giden TIR'ların, tankların,
askerlerin ve uçakların güzergâhları da böyle pervasızca "ihbar" edilir
miydi?..
AKP ile cemaat birbirine istediği kadar taarruz etsin... İkisi de
istediği kadar yıpransın... Çünkü Türkiye'nin çivisinin çıkmasında bu
ikilinin derin ortaklığı etkili oldu...
Ama istihbaratın egemenlik kavgalarında kimse TIR ihbarlarını
yalnızca, "Suriye muhaliflerine silah gönderiliyor" diye tek gözle ve
basitçe analiz etmesin; çünkü ihbarcılığın Truva stratejisi iyice
TIR'latırken, kendi içinde sır avcılığı yapan bir Türkiye, dış etkenlere
karşı kolay lokma olmaktan da kurtulamaz!..
Kılıçdaroğlu, Çaltı'yı izliyor mu?
Belediye başkan adayları bugünlerde kendilerine arka çıkacak dayılar
ararken, Şişli Belediyesi'nin CHP'li meclis üyesi ve başkan aday adayı
Dursun Çaltı, profesyonel bir ekibe etkileyici bir proje kitapçığı
hazırlatmış ve medyaya göndermiş... İnceledik; Şişli'yle ilgili 41
önemli projeyi anlatan kitapçıkta insana ve doğaya özgü ne ararsanız
var...
Dursun Çaltı Şişli'de doğmuş... CHP'liler onun Şişli'nin kalbine
giden damarları bile bildiğini söylüyor... Öyle, ilçenin arka
sokaklarına bıraksanız caddeye çıkamayacak kadar bilgisiz ve silik,
kendine hayrı olmayan siyasetçilerden değil o!..
18 yaşından bu yana CHP üyesi olan Çaltı, partinin gençlik
kollarından yetişmiş ve ilçe başkanlığına kadar yükselmiş... Onu herkes
yolsuzluklar ve yeşil alan vurguncularına karşı giriştiği mücadele ile
tanıyor... Örneğin; Ali Sami Yen Stadı'nı park yaptırmak isteyen
Çaltı'ya destek verilseydi, 60 dönümlük arazi AKP yandaşlarına peşkeş
çekilmezdi!..
Unutmayalım ki, Şişli'nin eski Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk'ün
tutuklanmasına yol açan yolsuzlukları da Çaltı ortaya çıkartmıştı...
Ve CHP'de herkes bilir ki, yolsuzlukların üzerine gittiği için daha
önce kurşunlanan Çaltı, geçtiğimiz aylarda ikinci kez silahlı saldırıya
uğradı...
Bunları niçin mi anımsattık; siyasetin iyice kirlendiği, AKP'nin
yolsuzluklar nedeniyle sarsıldığı bir süreçte CHP'nin böylesi örnek
adaylara gereksinimi olduğunu anımsatmak için... Umarız CHP lideri
Kılıçdaroğlu da, temiz ve ahlaklı siyaset için Çaltı gibilerin
farkındadır...
CHP'nin Ataşehiri'ne neşter!..
14 Şubat 1968'de İstanbul'da doğmuş... Sivas'ın Gürün ilçesinden
İstanbul'a göç etmiş bir ailenin oğlu... Robert Kolej ve İstanbul
Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirmiş... Uzmanlık eğitimini
ABD'deki Yale Üniversitesi'nde yapmış. Yale Üniversitesi Tıp
Fakültesi'nde kadın hastalıkları ve doğum ihtisasından mezun olan ilk
Türk doktoru...
Toplam 11 yıl ABD'deki çeşitli hastanelerde görev yapmış. ABD'de
uzmanlık dallarının en yüksek standardını belirleyen "American Board of
Obstetrics and Gynecology" sertifikasını almaya hak kazanmış... Amerikan
Kadın Doğumcular Birliği, Amerikan Tıp Birliği, Amerikan Üreme Sağlığı
Birliği, Amerikan Tıbbi Ultrason Ensitüsü gibi kuruluşların üyesi...
Bilimsel eserleri 400'ün üzerinde uluslararası yayında referans
olarak gösterilmiş... 2004 yılında yurda dönmüş ve Türk insanına hizmet
ediyor...
Peki, kim bu özgeçmişi örnek gösterilen tıp adamı?.. CHP'nin Ataşehir
Belediye Başkan Adayı Dr. İbrahim Sözen'den başkası değil...
Yolsuzluklar, şaibeler ve huzursuzlukların bitmediği, CHP'nin kıl
payı kazanabildiği Ataşehir'in sorunlarına da neşter vurabileceği
söyleniyor... Temiz siyaset için bizden duyurması...
Mehmet Faraç
Yorum Gönder