Yeniden Anımsamak - Gündüz Akgül

17 Aralık 2013 tarihinde ülke gündemine bomba gibi düşen yolsuzluk savları üzerine gözaltına alına Bakan çocukları, iş adamları ve rüşvet aldıkları ile suçlanan Bakanlar ortalığı alt üst etti.
Bir anda yurttaşlar iki kampa bölündü, çoğunluğu yolsuzlukların yapıldığına inanırken, iktidar mensupları ve iktidar yandaşları işin komplo olduğunu ve hükümeti düşürmeyi amaçladığını savundular.
Gündemi işgal eden önemli olaylarda sosyal medya yurttaşları bilgilendirmek için büyük hizmetler vermektedir.
Bu nedenle hiçbir şey artık gizli kalmamaktadır.
18.12.2013 günü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994 yılında Belediye Kongresinde yaptığı bir konuşmanın videosu Twitter’de paylaşıldı.
Sayın Erdoğan bu konuşmasında "Hırsızlık babadan evlada geçer. Yönetimlerde hırsızlık üst yöneticilerden alttaki yöneticilere geçer" diyordu.
Günlerdir yolsuzluk savları konusunda belgeler havada uçuşurken, emniyet ve yargı mensupları yer değiştirme rüzgârlarıyla savrulurken, aklıma Başbakanın söyledikleri geldi ve babamı yeniden anımsadım.
Beni tanıyan dostlarım az çok hakkımda bilgi sahibidirler.
Babam kimdir bana neler öğrettiği konusunda bilgileri olmayan dostlarımla, 11.10.2008 tarihinde “Benim Babam” başlığı ile yazdığım ve yayımlattığım yazımı tekrar paylaşmak istiyorum. (21.01.2014)

BENİM BABAM!...
Amatörce köşe yazarlığını yaptığım bir internet sitesinde dostlardan biri, “Baba dediğiniz mi böyle olmalı” başlıklı bir yazıda, rahmetli babası için “Bizim babamız alt tarafı bir memurdu ancak bir ev, birde emekli maaşı bırakıp göçtü gitti.” Tanımlamasını yaptıktan sonra, sözü Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’a getirerek, “Ama üst tarafı memur olanlar ise makam ve mevkileri nedeniyle evlatlarını ihya ettikleri gibi, gelecekteki torunlarının hatta torunlarının çocuklarının bile geleceğini garanti altına alıyorlar.” Değerlendirmesinde bulunmuş.
Yazıyı okuyunca babamı anımsadım ve düşlerimle çocukluğuma dönerek, babamın bana kalıt (miras) olarak neler bıraktığını sıralamaya çalıştım.
Rahmetli babam, geçimini ziraatla sağlayan ve 11 kişilik ailemizi geçindiren, kendi halinde bir köylüydü. Bir ara ilçede bir dükkân açtıysa da bunda başarılı olamadı, kapatarak köyüne döndü ve orada hakkın rahmetine kavuştu.
Kalıt olarak birkaç tarla ve bir köy evi bıraktıysa da, doğuda olan ve terk ettiğimiz köyümüzde bunların parasal bir değeri olmadığı gibi, çoğalan kalıtçılara bölündüğünde, her birinin payına bin YTL dahi düşmemektedir.
Ancak, ciddi parasal değeri olan bir kalıt bırakmayan babam, bana kalıt olarak ne bırakmıştı?
Birlikte göz atalım.
Babam;
*Tüm maddi olanaksızlığına karşın, beni okutup ülkeme hizmet edecek bir birey olmak,
*Ödünsüz bir Kemalist olan babam, bana Mustafa Kemal Atatürk aydınlanmasını benimsemek,
*Yurtsever olan babam, yaşadığı kurtuluş savaşını büyük bir coşku ile anlatarak, çocukluğumda yakın tarihimizi öğrenmek ve bağımsızlığın değerini özümsemek,
*En zor koşullarda karşısında dik durmak, onurlu davranmak ve dürüst olmak,
*Ülkenin çıkarını, kendi çıkarımdan üstün tutmak,
*Devlet malını kutsal saymak ve dokunmamak,
*Elime, belime, dilime sahip olmak,
*Tüyü bitmemiş yetim hakkını yememek,
*Haksızlıklar karşısında sessiz kalmamak,
*Adil ve merhametli olmak,
*Ülkemin çıkarı ve bağımsızlığı söz konusu olduğunda susmamak ve bu değerlerin savunucusu olmak,
*Laik Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve devrimlerini her koşulda ödünsüzce savunmak,
Gibi,
Tinsel değeri para ile ölçülmeyecek kadar değerli KALITLAR bıraktı.
Hiç kimse, babam hakkında her tarafa çekilebilecek ve onu küçültecek yazı yazmadı ve yazamazdı.
Bana bıraktığı bu değerli manevi kalıtlardan ötürü babamla gurur duyuyor ve O’na layık bir evlat olmaya çalışıyorum.
Toplum arasında başı dik, alnı açık olarak gezmemi sağladığın için teşekkürler Baba….
Ruhun şad, yerin cennet olsun.
11.10.2008

Gündüz AKGÜL
Emekli Cumhuriyet Savcısı

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget