CHP Liderinden 12 Günün Bilançosu - Orhan Birgit

CHP'nin dünkü Meclis grup toplantısını televizyonlardan dinleyen binlerce yurttaş gibi ben de Kemal Kılıçdaroğlu'ndan özür dileyerek başlayacağım bugünkü yazıma.
Eski bir yüksek bürokratın,beş altı yıl içinde,bütün staj dönemlerini tamamlayarak ustalık sertifikası alacağını tahmin etmediğim için.
Oysa Kemal Bey,bu yasama dönemini iktidarın ustalık dönemi olarak tanımlayan Erdoğan'ı dünkü grup toplantısında tam anlamı ile köşeye sıkıştıran bir konuşma yaparak yandaşlarına moral yükledi.
Politikacılar,liderlerinden moral bekleyen örgüt mensuplarının,o morali aldıkları zaman semt kahvelerine çalımla girdiklerinin en yakın tanığıdır.Öyle sanıyorum ki,hakkında "adil yargıyı eleştirip etkilemek istemesi nedeni ile" dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlanmış olan CHP Genel Başkanı,o fezlekeyi hazırlatanları pişman edecek fırsatı dünkü konuşmasında yakalamasını bilmiş ve hedefini 12'den vurmuştur.
Meclis Anayasa ve Adalet
Komisyonu'nda dokuz yıldan beri bekleyen dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyen tezkerelerin sayısının bir hayli olduğunu sanıyorum.
Kabahatler,sıradan olaylar ve cinayet işlenmesi halinde suçüstü dışında,bir parlamenterin yasama dokunulmazlığının kaldırılması büyük çoğunlukla dönem sonrasına kalır.Şayet o parlamenter dönem sonrasında seçilememiş ise,yargı önüne çıkar.
CHP Genel Başkanı için de,aynı kurallar geçerli olduğu halde,son tezkerenin Adalet Bakanlığı tarafından rutin bir işlem olarak Meclis Başkanlığı'na gönderilmiş olmasını Sayın Kılıçdaroğlu,zamanlama açısından öylesine ustaca kullandı ki...Sayın Erdoğan,o konuşmayı canlı olarak izlediyse mutlaka Adalet Bakanı'nın zamanlama açısından yanlış hareket etmiş olması nedeniyle,sokak deyimi ile "fırça atmıştır".
Kılıçdaroğlu'nun yine aynı konuşma sırasında emekli Orgeneral Başbuğ hakkında soruşturma açılmasını kürsüye getirerek, " Her şeyimiz eksikti bir de terörist Genelkurmay Başkanımız oldu.Özel yetkili savcıların daha yaratıcı olmalarını bekliyorum,daha iyi espriler bulabilirler.Ama bir şeyi merak ediyorum.Genelkurmay Başkanı terörist olursa Başbakan'ı ne olur?" demekle yetinmedi.İktidara Allah'tan akıl,fikir,izan ihsan etmesini diledi.CHP liderinin bu sözlerinin kasaba kahvelerinde CHP'liler tarafından AKP'Iİ dostlarına karşı soru olarak yönetilmesinin tepkileri hayli eğlenceli olabilir.
Acaba CHP adına kamuoyu yoklaması yapanlardan Genel Başkan'a sevindirici artış haberleri mi gelmeye başladı.
Kılıçdaroğlu, " Sayın İlker Başbuğ,bu hükümetin onayıyla orgeneralliğe terfi etti,kuvvet komutanlığına getirildi ve nasıl oluyor da böyle bir tabloyla karşılaşıyoruz" şeklindeki sorusunu dinleyenler.Başbakan'ın Yüksek Askeri Şûra toplantılarına tek başına başkanlık ettiğini gösteren görüntülerini TV programlarında yorumlayan yandaşların,soruyu nasıl yanıtlayacaklarını da haklı olarak merakla bekleyeceklerdir.
Onlar bekleyedursun CHP Genel Başkanı dünkü konuşması sırasında. " İki ihtimal var.Ya Başbakan,Başbuğ'un terör örgütü yönettiğini biliyordu ama ses çıkartmadı.İkinci ihtimal Başbakan,Başbuğ'un terör örgütü yönettiğini bilmiyordu.Bu daha büyük bir suç.O kadar istihbaratın var,ama bunu bilmiyorsun.Bir ihtimal daha var.Ben biliyordum ama gücüm yetmiyordu.Şimdi gücüm yettiği için içeri aldırdım.O zaman demek ki mahkemeler sizin emrinizde." dedi.
Görülüyor ki,Kılıçdaroğlu dün kendisinden çok kıdemli bir siyaset adamı olan ve o kıdeme güvenerek bu yıl ustalık dönemini ilan eden AKP Genel Başkanı'nı başarı ile açmaza sokmuştur.
O açmaz çemberin içinde Uludere bombardımanı istihbaratını kimin verdiği sorusuna kaç gündür yanıt alamayış da vardır.
Ne desin Başbakan?
ABD'den mi,yoksa israil'den aldık deyip iki ucu da kirli bir sopayı mı tutsun ?

Orhan Birgit/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget