Economist Çetesinin İşleri - Nilgün Cerrahoğlu Köşe Yazısı
Vay canına! “Çetenin kolları” dallanıp budaklanmış, buralardan Londra’ya uzanmış, “Economist” dergisi içlerine dek dalmış!
“Sanal muhtıradan” medet ummaktan vazgeçen çete mensupları, bu defa ne yapıp edip Avrupa kıtasını kat etmişler. Manş Boğazı’nı da aşıp, “Economist” üzerinden “Türkiye’nin demokratik güçlerine karşı” taarruza geçmişler…
Artık bu nasıl bir çeteyse? Silivri’ye tıkıyorsun, Londra’dan çıkıyor!
İki gündür bu garip komplo öykülerini dinliyoruz.
Başbakan hemen, “Hesap başka!” diye bir çıkış yaptı ve “Meğer, CHP’nin yeni genel başkanı, sadece ulusalcı bir proje değil, uluslararası bir projeymiş. Biz, CHP’nin yeni genel başkanını, Türkiye’deki çetelerin projesi biliyorduk, meğer sadece onların değil, küresel çetelerin projesiymiş” diye bileti kesti.
Baş propagandacı Egemen Bağış durur mu?
O da anında Twitter’dan salvoya geçip; “Economist’teki zırva yazının siparişi dışarıdan değil Türkiye’den verilmiştir, şüpheniz olmasın” buyurdu.
Malum bizde “kişi kendinden bilir işi!” diye bir laf vardır…
Bu deyimin hakkını veren zatı muhteremler; etraflarından yalnız kendi zihin dünyalarına koşut eylemler beklediklerinden; böyle kolaylıkla ters köşeye oturabilir...
“Demokrasi için CHP’ye oy verin!” yazısı için böyle büyük komplo tuzakları arayanlara “Economist” nitekim şipşak; “Biz bunu hep yaparız! Vaktiyle Obama’yı da önermiştik, Merkel’i de…” yanıtını verdi.
Doğru. “Economist” gerçekten de bunu hep yapıyor. Ama daha önce yaptığı bu tarz “tercih önerilerine” RTE kadar celallenip, küplere binen ve de komplo teorilerine sarılan tek bir hükümet başkanı çıktı: O da TC Başbakanı’nın sağdıcı Berlusconi’ydi.
‘Yönetmeye layık değil!’
Berlusconi’nin “Economist” dergisiyle, kan davasına dönüşen tarihi bir ihtilafı var.
İtalyan Başbakanı’nın ağır yara bere alarak çıktığı bu ihtilafın kaynağı, Çizme’de bugün artık “Sultan!” lakabıyla anılan işadamını 2. kez işbaşına getiren on yıl öncesinin seçimlerine uzanıyor.
Medyayı denetim altına alan lider sıfatıyla Avrupa demokrasi tarihinde talihsiz bir “ilke imza atan” Berlusconi için, dönüm noktası sayılan o 2001 seçimleri arifesinde “Economist” dergisi; “Silvio Berlusconi Neden İtalya’yı yönetmeye uygun biri değil/Why Silvio Berlusconi is unfit to lead Italy” kapağı ile çıkmıştı.
Berlusconi’nin yargıdaki davalarından, vergi cennetlerindeki bağlantılarına ve mafyayla ilişkilerine dek her türlü karanlık işine yer verilen dosyada İtalyan seçmenlere bu profildeki bir adaya oy vermemeleri “telkin edilmişti”.
Seçim sonuçları, o “telkinden” etkilenmedi. Ama “Economist”in Berlusconi için kullandığı “İtalya’yı yönetmeye uygun biri değil!” teşhisi ömür billah İtalyan politikacıyı takip etti ve her vesileyle hatırlatılan bir damga oldu.
Berlusconi, ülke içinde ve dışında itibar zedeleyen bu damgaya karşı önce bunlar “bizim solcu takımının-komünistlerin komplosudur!” atağıyla savunmaya geçti.
Bununla yetinmedi, dergiye dava açtı.
Kredi kaybı işareti
Yedi yıl devam eden dava, “Economist”in zaferiyle sona erdi.
2008’in Eylülü’nde zaferi, okurlarına; “Mister Berlusconi’nin hakkımızda ileri sürdüğü tüm ithamlar, mahkeme tarafından reddedilmiş ve Bay Berlusconi davanın masraflarını üstlenmek zorunda kalmıştır” diyerek duyuran dergi; Çizme Başbakanı’na meydan okumaya devam ediyor.
Berlusconi’yi “uygun değil/unfit” etiketiyle sınıflayan derginin o dönemdeki Genel Yayın Müdürü Bill Emmott, İtalya’da ün kazandı ve “Economist”ten ayrıldıktan sonra, Çizme gazetelerine köşe yazarı olarak transfer edildi. İtalya hakkında yazdığı kitaplarla geniş ilgi toplayan Emmott, bugün dahi katıldığı toplantılarda; “Berlusconi’ye ‘uygunsuz/unfit’ lakabını koyan adam” olarak takdim ediliyor.
“Economist”in; Berlusconi ile bilek güreşi, Emmott’ın dergiden ayrılmasıyla sona ermedi.
“Economist”, “unfit” fetvası verdiği 2001’den beri, Berlusconi ile istikrarlı biçimde uğraşıyor.
2006’da “Yeter!/Basta!” diyerek İtalyanlara “artık bu adama oy vermeyin!” çağrısı yapan yayın organı; kadın kız skandallarının su yüzüne çıktığı ve Bayan Berlusconi Veronica Lario’nun boşanma davası açtığı 2009’da da; “Artık allahaısmarladık zamanı geldi/Time to say ‘addio’!” başlığı ile haber oldu…
“Berlusconi-Economist” karşılaşmasından çıkarılacak çok ders var…
Bunlardan birincisi; (çete/sol vs…) “komplo” diyerek bu prestijli dergiye sataşmaya hiç gelmiyor. Dergi muhatabına misliyle yükleniyor.
İki; “Economist” vetosu, sandıkta hemen netice vermese de, itibar yıpranmasında etkili oluyor.
Aslına bakarsanız biraz bu tavuk mu yumurtadan, yumurta mı tavuktan çıkar hikâyesi…
“Economist”te böyle bir yazının çıkması gerçekte, bir siyasi liderin uluslararası kredisinin bizatihi düşüşe geçişinin işareti sayılıyor.
“Economist” bu üslupla bir yazı yazdı mı, gözü içeriye değil dışarıya yöneltmek gerekiyor. Ama bu ayrı bir yazı konusu.
Yorum Gönder