İşin Özü: Adil Yargı Aman dikkat! - Ali Sirmen

Görülüyor ki, sorun yalnız tutukluluk hali, yargı sürecinin hızlandırılması değildir.Sorunun özü adil yargıdır.Yargı bağımsız olmadıkça adil de olamaz.Aman dikkat!

İşin Özü: Adil Yargı Aman dikkat! - Ali Sirmen
Aşağıdaki alıntı, Melih Aşık’ın “Açık Penceresi’nden” dostum Fahrettin Fidan’dan:
“Bülent Arınç,‘Tutuklu milletvekilleri bırakılsın’ demiş.
Allah Allah! Bırak o zaman!”
Fahrettin’i kutlarım, bu çarpıklık, ancak bu kadar veciz ifade edilebilirdi.
Arınç, Erdoğan, Gül, tutuklama sürelerinin uzunluğundan yakınıyorlar.
İnsanın çıldırası geliyor! Oralar yakınma değil, icra makamı.
Fahrettin’in dediği gibi, “düzelt o zaman!”
Bu istemde bulunurken kimi ayrıntıları ve de konunun özünü gözden kaçırmayalım.
Önce belirtelim. Bugünkü uygulamalara temel oluşturan yasaları AKP kabul etmiştir.
O düzenlemeler yapılırken uyarıldıklarına göre, onların yakınmaya hakları yok.
Tutuklama kurumu “Katalog suçlar” düzenlemesiyle daha da otomatiğe bağlandı.
Burada kaç kez ısrarla vurguladık, bir kez daha belirtelim, uzun tutukluluk süreleri, tutuklamayı yapan hâkime de köstek olmaktadır. Yıllar süren tutukluluğa karar veren hâkimlerin, hükme giderken “tutukluluğun hesabını nasıl veririm” diye düşünmemesi mümkün mü?
Evet, uzun tutukluluk kararları, onu veren hâkimin de nihai kararını etkiliyor.
Yani siz şimdi Ergenekon veya başka bir davada bu kadar uzun tutukluluklardan sonra, bunu çekenler hakkında beraat kararlarının verilmesi kolay mı sanıyorsunuz?
***
Ne yazık ki, olayın bu yanı pek düşünülmüyor, toplum haklı olarak sanki kendi tutukluymuş duygusuna kapılıyor.
Yaşadım, bilirim, tutuklulukta ilk hedef o halin kalkmasıdır, gerisi sonra düşünülür.
Şimdi toplumda da aynı psikoloji egemen.
Uzun tutukluluklar, toplum vicdanında o kadar büyük tepki yarattı ki, yukarıda belirttiğim gibi, kendi yasal düzenlemeleriyle uygulamaya yol açanlar bile şimdi uygulamadan şikâyetçi görünüyorlar.
İçtenliklerine inanmıyorum. Aksi olsaydı, yakınmak yerine düzeltirlerdi.
Neyse, şimdi güya düzeltip tutukluluk sürelerini kısaltıyor, daha doğrusu, yargı sürecini hızlandırma yolunu tutuyorlar.
Yargı sürecinin hızlandırılması kuşkusuz yerinde bir girişim.
Ama sütten ağzı yananın yoğurdu üfleyerek yemesi gibi ben de bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim.
İster misiniz şimdi yargı sürecini hızlandırıyoruz derken, bu kez de tutuklu sanıkları hızlı, ama adil olmayan bir yargılamayla keyfi mahkûmiyetlere çarptırıversinler?
***
Onun için meselenin özünü ortaya doğru koyalım:
Sorunun özü adil yargıdır.
Uzun tutukluluk sürelerine de Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerine de adil yargıyla bağdaşmadığı için karşıyız.
Konu ne tek başına tutukluluk süreleridir ne de Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri… Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemeleri ve uzun tutukluluklar olmasa bile, yargı bağımsızlığı yoksa adil yargı yine olamaz.
Ortada tutukluluk olmasa da yargı süreci çabuklaştırılsa da adil yargı açısından kamu vicdanını yaralayan kararlar çıkabilir.
Doğu Perinçek’in salt savunmalarından dolayı 16.5 yıl hapis cezasına çarptırılmasını kamu vicdanı adil yargı olarak kabul edip içine sindiriyor mu? Ne dersiniz?
Görülüyor ki, sorun yalnız tutukluluk hali, yargı sürecinin hızlandırılması değildir.
Sorunun özü adil yargıdır.
Yargı bağımsız olmadıkça adil de olamaz.
Aman dikkat!

Ali Sirmen/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget