Duvara Dayandın Usta - Rifat Serdaroğlu

Hesabını bilmeyen kasabın işi çok zordur, masat’ı(bıçak bilemeye yarayan çelik çubuk) her an elinden kaçabilir…
Adam, işlek bir cadde üstünde kasap dükkanı açmış, fakat işten hiç anlamıyor.  Kasabın tam karşısında çok güzel kokoreç yapan, aynı zamanda da şarap satan bir esnaf ve iki sokak arkasında ise genelev varmış. Kasabın başkalfası  şarapçı, diğer iki çalışan da genç çocuklarmış. Patron kapıdan çıktığında,  kalfa doğru kokoreç – şarapçıya, diğerleri sırayla geneleve koşarlarmış.  Herkes ihtiyacı olan parayı kasadan yürüttüğü için, bu soygun düzeni birkaç ay devam etmiş. Patron hesabın içinden çıkamayıp sormaya başlayınca çalışanlar; “Patron, bu işin raconu budur, etler mezbahadan geldikten sonra satılıncaya kadar fire verir, açık bundandır” demişler. Patron birkaç ay daha dayanmış ve sonunda;
Çocuklar ben yanlış yerde, yanlış kişilerle dükkan açmışım. Karşısında Şarapçı, iki sokak ötesinde genelev olan yerde ve özellikle sizler gibi insanlarla kasap dükkanı açılmazmış. Ben dükkanı kapatıyorum. Çünkü duvara dayandım…”
AKP 2002 de iktidar olduğunda,  bugün kötülediği iktidarlardan devraldığı ekonomik politikaları uygulamaya devam etti. 2007 yılına kadar devam eden, dünyadaki nakit bolluğundan yararlandı, har vurup, harman savurdu.
Üreten, istihdam yaratan ekonomi yerine, ithalata ve baskılı kura dayalı bir ekonomi uyguladı.  Cumhuriyetin,  türlü yokluklara rağmen meydana getirdiği tüm eserleri peşkeş denilebilecek  tarzda sattı, savdı..
Defalarca ikaz ettik; Bu şekilde gidemezsiniz, bu cari açığa kar dayanmaz, ithalata dayalı ekonomik politikalar yerine, ithal ettiğiniz ara malların ve ham maddelerin hiç olmazsa üretebildiğimiz kadarını Türkiye’den alın.
Sanayi yatırımlarını ve istihdamı destekleyin. Millet gırtlağına kadar boca girmiş durumda. Bu dükkanı böyle yönetemezsiniz, batarsınız. İslami Holdinglerden adamları, çıkrıkçı yokuşundan esnafları alır, ekonominin ve bankaların başına getirirseniz batarsınız dedik, bu halde sosyal patlamayı engelleyemezsiniz, dedik…  Dinleyen kim ?…
Dinlemedi de ne oldu?  Yanlış yerde ve yanlış adamlarla dükkan açıp batan kasabın durumuna düştü…
AKP ve Başbakan Erdoğan(Usta)  tıkandı, duvara dayandı…
Size,  AKP’nin elinde patlayan iki projeden bahsetmek istiyorum;

1)İzmit Körfez Geçiş ve Köprü Projesi;
Bu projenin ihale bedeli 9,2 Milyar Dolar idi. İhaleyi Nurol-Özaltın-Makyol-Astaldi(Berlusconi)-Yüksel-Göçay adlı firmalardan oluşan konsorsiyum kazanmıştı.Usta bunları karşısına almış ve; Sepet yapmak için hayıt toplamaktan gelenRoman Çeribaşı edasıyla;
“Körfez Geçişi ve Köprü yapımını,  ihale şartnamesinde yazan süreden
1 yıl öne çekin
” demişti ve sadece adı büyük olan bu müteahhitler “Başüstüne, derhal Efendim” diye , selamlamışlardı…”
İşte bu proje için gereken kredi henüz bulunamadı !…  Projenin akıbeti belli değil, kredi bulunursa işe başlanacak. Ne zaman, orasını Allah bilir !…
2) Üçüncü Boğaz Köprüsü(Kuzey Marmara  Otoyolu)
Hükümet tarafından bol-bol reklamı yapıldı, çeşitli simülasyonlarla  oyuncaklar imal edildi.  AKP teşkilatları salona toplandı ve “Ustalık Projesi” olarak alkışlandı.  11 Ocak Çarşamba günü ihalesi yapıldı.  İhaleye katılmak için
18 Firma dosya almıştı. Tamamına yakını, Başbakan Erdoğan’ın annesinin vefatından sonra gazetelere tam sayfa ilan vermişlerdi. Vefat ilanı verdiler ama, ihaleye teklif vermediler. İhaleyi yapan  memur, cami avlusuna bırakılmış çocuk gibi mahzun, bitap, tek başına  kalakalmıştı. İhaleye kimse girmemişti !…
Bu müteahhitler(içlerinden bazıları eskiden mücahit idi) koskoca Usta’yı
Bir köprü projesi-ihalesi yapamayacak kadar beceriksiz” duruma düşürdüler…
Halbuki gerçek bambaşka idi;
Usta duvara dayanmıştı.  Ustanın yıllarca beslediği “Uluslararası tefeciler” rest çektiler.
Dedikleri şu; “Bak Sayın Başbakan, iyice açıldın. Cari Açığın 11 ayda 78 Milyar Doları buldu, önümüzdeki yıl ödenecek 100 Milyar Dolar Dış borcun var,
iç borcun tavan yaptı. Merkez Bankanın kullanabilir rezervin  sadece 50 Milyar Dolar. Kısacası duvara dayandın, oyun bitti.
Borç istersen, bu ihaleler için kredi istersen, bize verdiğin faizi arttıracaksın…”

Ustayı  sinirden kıpkırmızı hale getiren ve ihalelerin elde kalmasına sebep olan esas neden, tefeci faizci  baronlarının çektiği bu rest idi. Haklıydı da, nasıl sinir olmasın, uluslararası tefeciler  79 yılda Türkiye’den aldıkları faiz tutarının
3 katını, 9 senelik AKP İktidarında almışlardı. Ne aç gözlü imiş bunlar yahu !..
Diğer büyük projeler ne oldu diye soracak olursanız,  gerek sizlere, gerekse Ustaya  yanıtım  ve önerim şöyle olur;
*Karadeniz’in, açılacak bir kanalla Marmara Denizine bağlanması,
*Karadeniz’i Akdeniz’e bağlayacak Büyük Kanal Projesi,
*İstanbul Kanal Projesi,
gibi, seçim öncesi Türk Milletine yapılacağı söylenen  büyük projelerin ihale ve yapım işlerini, Başbakan Erdoğan’a yerini gönüllü  olarak veren ve siyasette önünü açan,  eski Siirt Bağımsız Milletvekili Jet Fadıl’a devredin derim.
Jet Fadıl da yanına Almanya’dan tecrübeli Deniz Fenercileri , Yimpaşçıları ve Kemal Unakıtanı alsın.  Çok kısa zamanda bu projeleri kökleriyle birlikte babalar gibi satmazlarsa ben de burnuma halka takar, öyle dolaşırım. Hatta kendilerini biraz sıkar, bir de Tansu Çiller ile yeni danışman Yiğit Bulut’a danışırlarsa  vallahülazim,  Ustayı kâra bile geçireceklerdir…
Yeni-Çılgın-Büyük Procelerde görüşmek üzere.
Sağlık ve başarı dileklerimle

Rifat Serdaroğlu

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget