SEVGİLİ okuyucularım, Türkiye’de çok, ama çok ilginç insanlarla yüz yüze geliyoruz. Bunlar dönemine göre davranan, dönemine uygun konuşan tipler! Geçmişte yaptıkları ve yazdıkları unutulduğu için, meydanı boş bulunca sallıyorlar.
12 Eylül 1980 darbesi olduğunda, pek çok siyasetçi gibi köşe yazarları da darbeye alkış tutuyordu:
Mehmet Barlas, Çetin Altan, Nazlı Ilıcak vesaire!...
Şimdi bunların tamamı, dönem gereği “Demokrat ve darbe karşıtı (!)” kesildi.
Burada 12 Eylül tartışması yapacak değilim. Ancak her zaman şunu savundum:
“Türkiye’de kan gövdeyi götürüyordu. Toplum ikiye bölünmüş, her yer işgal altına girmişti. Meclis cumhurbaşkanı seçemiyordu. Darbeyi herkes bekliyordu ve alkışladı.”
Ama sonrası için aynı şeyleri söylemek mümkün değil. Darbeciler sol’u tasfiye etmek için ellerinden geleni yaptılar, şeriatçılara her türlü ödünü verdiler ve onları başımıza musallat ettiler.
***
Günümüzün en anlı şanlı demokrasi meleklerinden (!) biri, geçmişin siyasetçisi olan Hasan Celal Güzel.
Yandaş bir gazetede, Sabah’ta köşe yazarı.
Hemen her gece yine yandaş televizyon kanallarında boy gösteriyor, atıp tutuyor, darbelere ve darbecilere karşı çıkıyor, ağzına geleni söylüyor!
Ama hiç kimse onun geçmişte darbecilere hizmet sunduğunu bilmiyor.
Kendisi, 12 Eylül döneminin yüksek bürokratı. Hem Demirel, hem de Turgut Özal’ın adamı kimliği ile hizmet sunuyor.
12 Eylül darbe dönemi sonrasında hep yüksek bürokrat olarak kaldı. Bu kez iki patronu vardı. Turgut ve Korkut Özal biraderler. Onların kanatları altında yaşadı.
ANAP, darbe sonrası sıkıyönetim gölgesinde yapılan seçimlerde iktidar oldu. Partisi yine askeri yönetimin gölgesi altında iktidara gelince Hasan daha da yükseldi. Başbakanlık Müsteşarı, milletvekili ve sonunda bakan oldu.
Ancak siyasi hırsları yüksekti. 1989 yılında ANAP genel başkanlığına soyundu, kurultayda kaybetti.
Sonrasında Yeniden Doğuş Partisi isimli bir parti kurup başına geçti. Bütün esprisi, sokaklarda gezip önüne gelene elense çekmek, yanına yaklaştırıp öpmekti!
1995 ve1999 yıllarında iki kez partisiyle seçime girdi. İlkinde binde 3, ikincisinde binde 1 oy aldı.
Az daha iktidar olacaktı!...
Sonrasında partisi Cem Uzan’a devredildi ve adı Genç Parti oldu.
AKP dönemi başlamıştı. Kendisini siyasetten emekliye ayırmışlardı. İlk yıllarda sessiz kalmayı yeğledi. Sonra baktı ki darbe karşıtlığı falan iyi prim yapıyor, “AKP’nin ileri demokrasi melekliğine” soyundu.
Bu söylemlerinin olumlu sonucu olarak da eşi Ülker Güzel, son seçimde Ankara’dan AKP milletvekili yapıldı.
***
Sen darbe yönetimine böylesine hizmet arz edeceksin, 12 Eylül yönetiminin en üst düzey bürokratları arasında yer alacaksın, Kenan Evren’le birlikte olup boy boy resimler çektireceksin, hatta onun memleketi olan Manisa’nın Alaşehir ilçesinde birlikte pozlar vereceksin…
Ve günü geldi diye şimdi 12 Eylül dönemini tu kaka ilan edip ekranlarda ve yazılarında her gün yerin dibine batıracaksın!..
İşte bu olmadı Hasan!..
Dün ak dediğine bugünkara demek yakışık almıyor.
O zaman birileri çıkıp sana geçmişinin hesabını sorar, geçmiş yıllarda darbecilere, yüksek bürokrat kimliğinde hizmet arz ettiğini, onların karşısında esas duruşta beklediğini, emirler aldığını senin yüzüne vurur, o takdirde verecek yanıt bulamazsın.
Çok mahçup olursun.
***
İşte bu resim!..
Darbeci Kenan Evren ve günümüzün “Darbe karşıtı demokrasi meleği” Hasan Celal Güzel!
Her şeyi ne güzel anlatıyor değil mi!
Resim 17 ocak 1989 günü Evren’in memleketi olan Alaşehir’in Akkeçili köyünde çekildi. Manisa Valisi, darbeci Evren ve günümüzün darbe karşıtı bizim Hasan birlikte poz vermişler.
O sırada darbeci Evren Cumhurbaşkanı, bizim Hasan hükümet üyesi!
Ne işi varmış Hasan’ın, o darbecinin yanında!..Hem de onun memleketinde!..
Bu resim gibi belki niceleri var da, onlar ortaya çıkmadı.
Bir okuyucum yazıyor:
“…Siz Hasan Bey, kanal kanal gezip insanları darbecilikle suçluyorsunuz, 12 Eylül darbesine karşı dimdik durduğunuzu iddia ediyorsunuz. Ama Kenan Evren’le çektirdiğiniz fotoğraflar arşivlerde duruyor. Onlardan biri de Evren’in memleketi olan Manisa’nın Alaşehir ilçesi Akkeçili muhtarlığında asılı. Ne işiniz vardı o darbeci ile?..Yoksa geçmişte darbeci olup bugün vazgeçmek zorunda mı kaldınız?”
Evet sevgili okuyucularım, son darbeden bu yana 32 yıl geçti. Şimdi, ortada en ufak bir belirtisi olmayan Balyoz gibi hayali darbelerle toplum uyutuluyor, Türk ordusunun komutanları tutuklanıyor, ülke gündemi bilerek değiştiriliyor, birileri piyasaya çıkıp “Darbe karşıtlığı” tezgahlıyor ve ünlü oluyor!
Modaya uyanlardan biri de bizim Hasan!
Aferin Hasan, devam etmesine et, ama önce şu geçmişinin, şu fotoğrafın hesabını açıkça ver.
Emin Çölaşan/SÖZCÜ
Yorum Gönder