Malumu İlan! - Cüneyt Arcayürek

Muhalefete göre dağ fare doğurdu.
Yandaş matbuat-ı AKP’ye göre, yargıda reform!
Çoğu gazete ise Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in aylardır türküsünü
çaldığı bir vaadi yerine getirdiğini, yargıyı hızlandıracak 3. bir paket açıkladığını yazıyor.
Açıklanan paket:
Hükümet, teröristlerin ve kentlerdeki uzantılarının yıllardır yüzlerce ölüme neden olan molotofkokteylini nihayet silah saydığını ilan ediyor.
Basın suçlarına -bugün pek çok gazetecinin suçlandığı gibi- terör örgütüne üye olmamak koşulunu güçlendiriyor, bu arada -hangi konularda yasaklı olduğu veya olacağını henüz açıklamadığı- kitaplara af getiriyor.
Ömür boyu sabıkanın yok sayılmayacağını müjdeliyor.
Ha senin benim cebimden çalmış, ha ödeme yapmadan konutun ya da kamu binasının elektiriğini kaçak kullanmış; fark etmez ama yargı reformuna göre artık bu gibilerin hapisle cezalandırılmasına son veriyor.
Mahkeme kararı ile icra memurlarının evinize gelip dilediği eşyayı haczetmesi de yasaklanıyor. Örneğin icra memuru, borcunu ödemeyenin karşılık gösterdiği kapı arkasındaki süpürgeyi alabilecek!
Yargıyı hızlandıracak yasa tasarısının gözde diğer maddelerine gelince, trafik canavarı sıfatını hak eden, ehliyetsiz araç kullananların önüne çıkan kişileri ezip geçmesine karşın adliyeye sevk edilmeyecekleri güvencesi getiriliyor.
Bir parmak bal da gazetecilerin ağzına: Koşullu basın affı!
Ne olabilir sözü edilen koşul? İktidarın ve savcıların yazılarını, kitaplarını, hatta not defterlerini delil diye göstererek içeri attığı gazeteciye yönelik terör örgütüne üye olmak suçlamasını daha açık bir biçimde, belki de ağırlaştırarak yasalaştırmak!
***
Bu yasa, cezaya dönüşen tutukluluk sürelerini kısaltmayı, ulusal iradeyi hiçe sayan mahkeme kararlarına karşı tutuklu milletvekillerinin tahliyesini nasıl hızlandıracak? Bakan Ergin’in açıkladığı yeni yasal öğeler arasında bu konuda kamuoyunu tatmin edecek yeni bir uygulamaya rastlanmıyor...
Şöyle: Silivri’deki 2. Ergenekon davasını gören hâkimler heyeti, üç yılı aşan bir süredir tahliye taleplerini her hafta; “kuvvetli suç şüphesi görüldüğünden ya da delilleri karartma olasılığından” söz eden aynı gerekçeyle reddediyor.
Ama, Silivri’deki özel yetkili mahkeme, kuvvetli şüphelerin hangi delillere veya şüpheli dışarı çıkınca delilleri karartma olasılığının hangi fiillere dayandığını ifade eden somut gerekçeler göstermiyor...
Üç yıldır adeta matbu bir gerekçe her tahliye talebini reddeden karara iliştiriliyor. Ortada ne kuvvetli suç şüphesi kalmış, ne delilleri karartma veya kaçma olasılığı söz konusu olanların tahliyesi lehine oy kullanan yargıçlar da başka illere sürülüyor.
Yeni yargı reformu tasarısı yasalaşırsa: Artık “tutukluluk kararlarının gerekçelerinde savcılar ve yargıçlar, bugüne dek olduğu gibi soyut birtakım öğeler sıralamayacak, somut olaylar belirterek tahliye taleplerini ya ret ya da kabul edecekler”.
İyi ama hâlâ yürürlükte olan Ceza Muhakemeleri Yasası’nın “tahliye isteklerinin reddine ilişkin kararlarda hukuk ve fiili nedenleri” uygulamayı emreden 101. maddesini bugüne dek savcı ve yargıçların zaten uygulaması gerekmiyor mu?
Savcıların ve yargıçların yürürlükte olan bu yasa hükmünü uygulamadıklarını Adalet Bakanı itiraf etmiş olmuyor mu?
Savcı ve yargıçların tutukluluk kararı verirken tutuklunun tahliye talebini reddeden kararlara çekince yazan hâkimi; (örneğin Mahkeme Başkanı Köksal Şengün) Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu, bir gece yarısı başka illere sürebiliyor da…. delil göstermeden tutuklayan veya yeni deliller sunmadan tahliye taleplerini reddederek yürürlükte yasaya aykırı hareket eden savcı ve yargıçları bugüne dek neden uyarmadı acaba?
Adalet Bakanı gazetelerde yıllardır dillere destan, yasadışı bu uygulamaların farkında değilmiş, sanki tutukluluğa yeni bir yöntem getiriyormuş gibi... mevcut yasanın uygulanacağını bir müjde olarak sunuyor.
Bakan Ergin malumu ilan etmekte pek mahir!

Cüneyt Arcayürek/Cumhuriyet

Yorum Gönder

[blogger][facebook][disqus]

Kemalın Askeri

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Javascript DisablePlease Enable Javascript To See All Widget